Huawei'den yapılan açıklamaya göre, günümüzde formda ve sağlıklı kalmak önemli. Bu nedenle akıllı telefonlar ve giyilebilir cihazlar sayesinde adım sayısı, kilo veya kolesterol seviyesi gibi her durumu takip eden mobil uygulamalar, uygulama mağazalarında en popüler indirmeler arasında yer alıyor.
Accenture tarafından yeni yayınlanan bir araştırma, dijital sağlık uygulamalarını kullanan tüketicilerin yüzde 43'ünün sağlık ve mevcut durumunu korumaya daha fazla odaklandığını ve yüzde 34'ünün ise sağlıklarını daha iyi anladığını gösteriyor.
Dünya Kalp Federasyonu'nun (WHF), bu hafta insanlardan Dünya Kalp Günü kampanyasını desteklemek için düşünmelerini istediği sağlık bilinci düzeyi bu olurken, WHF, bu yılın teması olarak kardiyovasküler hastalığını belirliyor ve sigara, diyabet, yüksek tansiyon ve obezite gibi birçok hastalığın, davranış değişikliği ile iyileştirilebileceğine işaret ediyor. Kuruluş, haftada yaklaşık 150 dakika orta düzeyde fiziksel aktivitenin kalp hastalığı riskini yüzde 30 ve diyabet riskini yüzde 27 azalttığını belirtiyor.
Şu anda binlerce mobil sağlık uygulamasının mevcut olduğu biliniyor. Bir sağlık uygulaması kullanmak, tüketicilerin bu tür hedefler belirlemesinin, başarılarını ve sonuçlarını izlemelerinin etkili bir yolu olurken, Huawei Health, kullanıcıların sağlığını izliyor ve giyilebilir cihazları aracılığıyla verileri analiz ediyor.
Bu ayın başlarında Huawei, kalp atış hızı, kan oksijen doygunluğu, uyku kalitesi ve stres seviyelerini izlemek için yerleşik sağlık modlarına sahip bir akıllı saat olan Huawei Watch GT 2 Pro'yu ve ayrıca sadece şık olmakla kalmayıp aynı zamanda animasyonlu bir kişisel antrenör ile görselleştirilmiş egzersizleri de içeren Huawei Watch Fit'i tüketicilerine tanıttı.
Hem Watch GT 2 Pro hem de Watch Fit ile birlikte çalışan Huawei Health uygulaması, Huawei AppGallery'de bulunan birçok sağlık uygulamasından sadece biri.
AppGallery üzerindeki diğer lokal sağlık uygulamalarına bakıldığında, SARS-CoV-2 salgını hakkında bilgi veren Hayat Eve Sığar, kullanıcının tüm kişisel sağlık geçmişini görebileceği e-Nabız, Sağlık Bakanlığı'nın Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS), dijital kadın asistanı Pepapp ve Nöbetçi Eczane gibi yazılımlar, kullanıcılar sağlıklarından endişe ettikleri anda kendilerine yardım edecek uygulamalardan sadece birkaçı...
Sağlık cihazlarındaki bu gelişmelerden faydalananlar sadece tüketiciler değil. Uygulamalar ayrıca, hastalardan sağlık bilgilerinin izlenmesinde, denetlenmesinde ve toplanmasında giderek daha önemli bir rol oynuyor ve böylece tıbbi bakımın nasıl sağlanabileceği konusunda gelişmelere yol açıyor.
Sağlıkla temelli mobil uygulamalarla ilgili 2017 yılında yayınlanan bir sağlık teknolojisi raporuna göre, inovasyon, kanıt ve benimsemeyle ilgili dijital sağlık trendlerinde bir dönüm noktası oluşuyor.
Sağlık kararlarını ölçmek ve iyileştirmek için insan veri biliminin gelişimiyle uyumlu hale gelen bu trendler, insan sağlığı sonuçları üzerinde giderek daha olumlu bir etkiye sahip olabiliyor ve sağlık hizmeti sağlayıcıları için önemli tasarruflar sağlıyor. Bunun bir örneği, teşhis edilmemiş atriyal fibrilasyon sorununu ele almak için Pekin'deki 301 Hospital ve Huawei arasındaki bir iş birliği...
Atriyal fibrilasyon, düzensiz bir kalp atışına neden oluyor ve özellikle semptomların düşük farkındalığı nedeniyle yaşamı tehdit eden sonuçlara yol açabiliyor.
301 Hospital ve Huawei, sağlık uygulamasını giyilebilir bir cihazda nabız hızlarını ölçmek için kullanan 187 bin kişi üzerinde bir araştırma yaptı. Bunlar daha sonra analiz edildi, risk altında olanlar bilgilendirildi ve bu grubun yüzde 87'sine atriyal fibrilasyon teşhisi kondu.
Evrensel olarak kabul gören ve European Heart Journal tarafından yayınlanan çalışmanın sonuçları, 24 saatlik kalp atış hızı izleme, tıbbi destek ve gerçek zamanlı uzaktan danışma almak için Huawei giyilebilir cihazlarını kullanan entegre bir AF yönetimi platformunun geliştirilmesini sağladı.
Bu tür bir teknoloji birçok insanın hayatında olumlu bir etki yaratıyor. Yalnız sağlık uygulamalarını kullanırken birçoğunun sağlık yetkilileri tarafından düzenlenmediğini unutmamak gerekiyor. Uygulamaların çoğunun yapabildiği şey, kullanıcıları motive etmek, zindeliği geliştirmek için bir program sağlamak ve genel yönergeler sunuyor.
Bununla birlikte, her kullanıcının bireysel gereksinimleri olacak ve iyi bir uygulama hiçbir noktada endişe veya aşırı güven uyandırmamalı. Tıbbi endişeleri olan tüketicilerin, uygulamaların sağlıklı bir yaşam tarzının bir parçası olarak nasıl kullanacakları konusunda doktorlarına danışması gerekiyor.
Doğru sağlık uygulamasını seçmek için en iyi yaklaşım, öncelikle ne için kullanılacağını belirlemekle başlıyor. Adım sayılarını kaydetmek, uyku düzenlerini izlemek veya kalori alımını değerlendirmek olabilir. Kullanıcılar, diğer kullanıcıların tam olarak ne deneyimlediğini görmek için yorumlara dikkatle bakmalı ve yalnızca yüksek uygulama puanına güvenmemeli.
