Yuen Long metro istasyonunda meydana gelen olayda, yüzleri maskeli, beyaz kıyafetli onlarca kişi, ellerindeki bambu ve demir sopalarla göstericileri darbetti.
Aralarında milletvekili ve gazetecilerin de bulunduğu göstericilere saldıran maskeli grup, Demokrat Parti milletvekili Lam Cheuk-ting'i, bazı gazetecileri ve yolcuları yaraladı.
Hong Kong hükümeti, metrodaki saldırıyı şiddetle kınadığını bildirdi.
Hong Kong Gazeteciler Cemiyeti de yaptığı açıklamada, erkek bir muhabirin dövüldüğünü aktardı.
Protestoyu organize eden Sivil İnsan Hakları Cephesi ise polisin istasyondaki olaya müdahale etmek yerine, Sheung Wan'da göstericilere göz yaşartıcı gazla müdahale ettiğini kaydetti.
Olayın ardından metro istasyonu geçici olarak kapatıldı.
Victoria Parkı'ndan gruplar halinde yürüyüşe başlayan protestocular, emniyet güçlerinin güvenlik gerekçesiyle merkezi hükümet binalarına kadar yürümesine izin vermemesi üzerine eylem rotasını değiştirmek zorunda kalmıştı.
İzin verilmeyen yollardan hükümet binalarına yürümeye devam eden eylemciler bazı yolları kesmişti.
Polis, gösterilerin başlamasından 7 saat sonra göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle protestocu gruba müdahale etmişti.
- Çin'e iade tasarısı
Hong Kong'da hüküm giyen veya haklarında suç isnadı olan kişilerin Çin'e, Makao Özel İdare Bölgesi'ne ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran yasa tasarısı, 3 Nisan'da parlamentoya sunulmuştu.
Tasarı, politik suçları kapsam dışında tutuyor ancak 7,4 milyon nüfuslu Hong Kong'da halkın büyük bölümü, insanların Çin'in yargı sistemi altında keyfi gözaltılar, adil olmayan yargı süreçleri ve hatta işkenceye maruz kalacağı kaygısını paylaşıyor.
Muhalifler yasanın çıkması halinde bunun Çin'in Hong Kong'daki siyasi muhalifleri hedef almasıyla sonuçlanacağından endişe ediyor.
- Hong Kong'un statüsü
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesiyle" uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a, 2047'ye kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak "tek ülke, iki sistem" politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
