South China Morning Post (SCMP) gazetesinde yer alan habere göre, Lam, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Wolfson Koleji Başkanı Prof. Dr. Jane Clarke tarafından iletilen mektupta, kendisinin akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü ilkelerinden saptığı, hükümeti eleştiren öğretmenleri cezalandırdığı, öğrencilerin slogan atmasını ve şarkı söylemesini yasakladığı ve Hong Kong'un dışında Ulusal Güvenlik Yasası'nı uyguladığına dair ifadelerin yer aldığını belirtti.
Lam, söz konusu ifadelerin "temelsiz" olduğunu savunarak, Wolfson Koleji ile bağlarını sürdürmesinin zor olduğunu ve bu sebeple onursal üyelikten ayrıldığını kaydetti.
Wolfson Koleji Başkanı Clarke, 1 Temmuz'da yaptığı açıklamada, Ulusal Güvenlik Yasası'yla ilgili eleştirilerini vurgulamış, son yaşanan olayların ardından yönetim kurulunun Lam'in insan haklarının ve ifade özgürlüğünün korunmasına dair bağlılığından endişe duyduğunu bildirmişti.
Clarke, yönetim kurulunun Lam'in onursal üyelik pozisyonunu yeniden değerlendireceğini duyurmuştu.
Geçen 2 yıllık sürede aralarında milletvekilleri, aktivistler ve çeşitli hak gruplarının bulunduğu çok sayıda kişi ve STK, Lam'in söz konusu üyeliğinin kaldırılması için üniversiteye çağrıda bulunuyordu.
- ABD yaptırım listesine almıştı
ABD Hazine Bakanlığından 7 Ağustos'ta yapılan yazılı açıklamada, aralarında Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam'in de olduğu 11 kişinin "Hong Kong'un otonomluğunu baltaladıkları ve Hong Kong halkının ifade ve toplanma özgürlüğünü kısıtladıkları" gerekçesiyle yaptırım listesine alındığı bildirilmişti.
- Hong Kong'da yürürlüğe giren yeni güvenlik yasası
Çin'in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi (UHK) Daimi Komitesinde 30 Haziran'da oy birliğiyle kabul edilen yasa, Devlet Başkanı Şi Cinping'in onayının ardından Hong Kong yerel hükümetinin resmi gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmişti.


Devleti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri yasaklayan yasa, içeriği itibarıyla asıl olarak Haziran 2019'da suçluların Çin'e iadesini öngören yasa tasarısına karşı başlatılan ve yıl sonuna kadar devam eden kitlesel protesto hareketini hedef alıyor.

Yasa ile Çin medyası tarafından "Hong Kong'un vatan hainleri" olarak yansıtılan muhalif gazeteciler, iş insanları ve aktivistlerin ulusal güvenlik gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılırken, bu kapsamda yasaklanan suçları işleyenlere 3 yıldan müebbete kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor.
