Dolar

32,3267

Euro

35,0819

Altın

2.298,64

Bist

8.979,58

Hindistan'ın İsrail'den silah ithalatı yıllık 1 milyar dolara ulaştı

Bir dönem 'siyonizmi' ırkçı bir ideoloji olarak tanımlayan Hindistan'ın İsrail'den silah ve askeri teçhizat ithalatı yıllık 1 milyar doları buldu.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-09-09 17:08:38

Hindistan'ın İsrail'den silah ithalatı yıllık 1 milyar dolara ulaştı

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Hem Hindutva (Hindu milliyetçiliği) hem de Siyonizm, tek bir kültürün, tek bir ırkın ve tek bir ulusun üstün olduğu 'demokratik' devletler inşa etmek için ortak bir hırsı paylaşıyor.

Middle East Eye'de New York muhabiri Azad Essa imzasıyla yayınlanan "Hindistan bir zamanlar Siyonizmi ırkçılık olarak adlandırıyordu. Bugün aynısını kopyalamak için hareket ediyor (India once called Zionism racist. Today it moves to replicate it)" başlıklı bir makale yayınlandı.

İşte makaleden ayrıntılar:

1975 kışında, Birleşmiş Milletler, Siyonizmin bir ırkçılık ve ırk ayrımcılığı" olduğunu belirten 3379 kararını kabul etti. Birleşmiş Milletler 3379 sayılı karar, Güney Afrika ve İsrail'deki ırkçı ve sömürge projeleri arasında karşılaştırmalar yapan Afrika Birliği Örgütü (şimdi Afrika Birliği) tarafından üç ay önce kabul edilen bir kararı referans aldı.

Kararda yer alan bir ifade: "İşgal altındaki Filistin'deki ırkçı rejim ve Zimbabve ile Güney Afrika'daki ırkçı rejim, ortak bir emperyalist kökene ve aynı ırkçı yapıya sahip."

Hindistan, Filistinlilerin ikinci sınıf vatandaşlar olarak kabul edilmesinin sebebi olan Siyonizmi temelde dışlayıcı bir ideoloji olarak kabul eden 72 ulustan biriydi.

O zamanlar Hindistan, Soğuk Savaş sırasındaki Bağlantısızlar Hareketi'nin (Non-Aligned Movement) bir parçasıydı ve İsrail'e yakın olan Güney Afrika'nın izolasyonunda iz bırakan bir rol oynadı.

Bağlantısızlar Hareketi (1961): Kendilerini hiçbir güç blokuna dahil veya hariç olarak addetmeyen 100 üzerinde ülkenin bir araya gelerek oluşturdukları bir oluşum. Soğuk Savaş döneminde Batı İttifakı ve Doğu Bloku'nun yanı sıra üçüncü bir blok olmuştur.

On altı yıl sonra, Soğuk Savaş sona erecekti ve dünya farklı bir yer olacaktı.

1991'de İsrail, aynı yıl düzenlenen Madrid Barış Konferansı'na katılımının ön koşulu olarak 3379 kararının iptal edilmesini isteyecekti. Karar iptal edildi. Hindistan da iptali yönünde oy verdi.

Hindistan ile İsrail arasında tam diplomatik ilişkilerin kurulması 1992'de gerçekleşti. Hindistan ekonomisinin serbestleşmesi, dış politikasında kaymalara ve küresel sahnede önceliklerinin tekrarlanmasına yol açtı.

Hindistan, Filistin barış sürecine olan bağlılıklarından bağımsız olarak İsrail'le daha yakın ilişkiler kurmaya başladı. Yeni Delhi'nin İsrail-Filistin barış sürecinde BM'de oy kullanma şekli değişmedi.

Fakat bir zamanlar İsrail devletinin kuruluşunun temelini oluşturan ideoloji Siyonizmin bir tür ırkçılık olduğunu düşünürken, Hindistan ve İsrail'in savunma kaygılarının birbirine daha da uyumlu hale gelmesiyle (özellikle 2000'lerde) Filistinlilerle dayanışma durumu yapmacık bir saygıya dönüştü.

Sonra Narendra Modi geldi.

HİNDUTVA'NIN YÜKSELİŞİ

2014 yılında, Hindu milliyetçisi politikacı Modi Hindistan'ın yeni başbakanı oldu.

Modi, partisinin Bharatiya Janata'nın ana örgütü olarak kabul edilen ve paramiliter bir grup olan Rashtriya Swayamsevak Sangh (RSS) üyesiydi.

Hindistan'ı bir Hindu Rashtra veya bir Hindu devletine dönüştürmek için uzun zamandır tutukuyla çalışan Modi, kendisine oy veren çoğunluğu devletin en üst seviyesine getirmek için Hindistan'ı yeniden şekillendirme sürecine girdi.

Hindutva'yı doğuran RSS'dir. Hindutva'nın, Hinduizmin kendisiyle ve uygulamaları ya da inançlarıyla ilgisi yok.

RSS, Adolf Hiter'den ilham alan ve Nazizm'in “kültürel milliyetçiliği” ve “ırk gururu” örnek edindi.

Modi ve Netanyahu, 2014 yılında bölgeleri üzerindeki mutlak güçlerini pekiştirmek için hedefleri üzerinde hızla bağlandılar.

Tek bir kültürün, tek bir ırkın ve tek bir ulusun üstün olduğu 'demokratik' devletler inşa etmek konusundaki benzerliklerini de kabul ettiler.

HİNDİSTAN'IN EN BÜYÜK SİLAH TEDARİKÇİSİ

İkili arasındaki ilişki hızla teknolojik ve tarımsal alışverişe ve yeni ortaklıklara çevrildi.

Hindistan, otuz yıla yakın bir süredir İsrail'den silah satın alıyor. Modi'ye göre, Hindistan İsrail tarafından satılan tüm silahların yüzde 46'sını satın aldı.

İsrail şu anda yıllık 1 milyar dolar değerinde askeri satışla Hindistan'ın en büyük silah tedarikçisi.

Güney Asya'nın Boykot Yasaklama ve Yaptırımlar Kampanyası (BDS) koordinatörü Apoorva PG, Middle East Eye haber sitesine yaptığı açıklamada "İsrail'in işgal, yerleşimci sömürgeciliği ve apartheid rejimi kurmadan suçlu olduğunu" söyledi.

Modi'nin 2017'de İsrail'i ziyareti, İsrail'e olan bağlılığı konusundaki kuşkuları gideriyor. Modi, İsrail'i ziyaret eden ilk Hindistan Başbakanı'ydı.

GANDHI ve İSRAİL

26 Ağustos'taki bir etkinlik türünün ilk örneği oldu. Hindistan'ın İsrail Başkonsolosluğu ile İsrail'in Mumbai'deki Başkonsolosluğu tarafındna düzenlenen etkinlikte Hindutva ve Siyonizm arasındaki yakınlığı kutlandı.

İktidardaki Bharatiya Janata Partisi (BJP) 'nin milletvekili Subramaniam Swamy, Siyonizm ve Hindutva' nın ortak bir düşmana karşı çalışması gerektiğini belirtti. Swamy, "Zion (Yahudi din ve kültürü kast ediliyor) bugün İslami aşırıcılık yanlılarının saldırısı altında ve bu nedenle ikimiz de İslami terör güçleriyle savaşmak için bir araya gelmeliyiz" dedi.

Siyonist tarihçi Gadi Taub, RSS mensubu bir Hindu milliyetçisi tarafından öldürülen Mahatma Gandhi için "birçok İsraillinin hayran olduğu çok şey var, ama Siyonizmin destekçisi değildi" dedi. Taub, ülkesinin katmanlı vatandaşlığının Hindu milliyetçilerinin kopyalamak istediği bir örnek haline geldiğinin kesinlikle farkında. Tıpkı Yahudi olmayanların İsrail'de ikinci sınıf vatandaşlar olarak görülüp, yeni bri Filistin tarihi inşa etmeye çalışmak gibi.

Hindistan'da, eşit vatandaşlık söylemlerine rağmen Müslümanlar ve Hristiyanlar “Hindu soyuna" mensup olamazlar. Bu nedenle Hindu devletine “sadakatlerini” kanıtlamak için sürekli baskı altındalar. Onların tarihi de utanç verici ve okul kitaplarında, müfredatlarda değişikliklerle sonuçlanan "Hindu Hindistan" doğru bir sapma içindeler.

Tarih revizyonizmi, yalnızca iktidar partisinin çıkarları içindir.

Hindutva'ya göre Ağustos'un başlarında Keşmir'in özel statüsünün kaldırılması RSS'in bütün Hindu medeniyetlerini birleştirmek için verdiği sözün bir parçası.

Kapil Komireddi'nin Washington Post'ta yazdığı gibi, Modi'nin Keşmir'deki hareketi herkese bir mesajdı: "Hiç kimse, kıtada inşa etmek istediği Hindu iktidar cennetinden muaf değildi. Keşmir hem uyarı hem de örnekti."

Geçen hafta, Müslümanlar olan 1,9 milyondan fazla insan Hindistan'ın Assam eyaletinin kuzeydoğusunda vatandaşlıktan çıkarıldı. Bir anda vatansız hale geldiler.

Modi'ye göre, bir zamanlar Siyonizmi ırkçılık olarak gören Hindistan, Filistinlilerle dayanışma cephesine artık ilgi duymuyor.

Hindistan şimdi ülkeyi İsrail'e dönüştürmeyi hayal eden bir adam ve organizasyon tarafından yönetiliyor.

(Habere gitmek için fotoğrafa tıklayınız)

1173195_2_1

Haber Ara