Dolar

32,3184

Euro

35,1145

Altın

2.295,76

Bist

9.050,61

Hashimoto hastalığı, yorgunluktan depresyona birçok soruna yol açıyor

Medicana Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı ve Fitoterapist Prof. Dr. Hakan Terekeci: - 'Gelişmiş ülkelerde Hashimoto hastalığı; hipotiroidizmin en yaygın nedenidir. Hastalık; yorgunluk, depresyon, kilo alma, kısırlık, kabızlık, saç dökülmesi, adet bozuklukları, yüz ve gözlerde şişmeye kadar pek çok şikayete yol açabilir'

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-10-14 11:45:57

Hashimoto hastalığı, yorgunluktan depresyona birçok soruna yol açıyor
Medicana Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı ve Fitoterapist Prof. Dr. Hakan Terekeci, gelişmiş ülkelerde Hashimoto hastalığının, hipotiroidizmin en yaygın nedeni olduğunu belirterek, hastalığın; yorgunluk, depresyon, kilo alma, kısırlık, kabızlık, saç dökülmesi, adet bozuklukları, yüz ve gözlerde şişmeye kadar pek çok şikayete yol açabildiğini bildirdi.

Medicana'dan yapılan açıklamaya göre, Hashimoto hastalığının; bağışıklık sisteminin kendi sağlıklı tiroid dokusunu yabancı olarak algılayıp yanlışlıkla saldırdığı ve bu süreçte tiroid bezinin işlevlerini olumsuz yönde etkileyen antikorlar ürettiği otoimmün bir bozukluk olduğu kaydedildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı ve Fitoterapist Prof. Dr. Terekeci, hastalığın ilk sürecinde hastalarda hipertiroidi tablosunun görülebileceğini, hastalık ilerledikçe tablonun tiroid yetmezliğine dönüşebileceğini aktardı.

Terekeci, gelişmiş ülkelerde Hashimoto'nun, hipotiroidizmin en yaygın nedeni olduğunu da belirterek, hastalığın; yorgunluk, depresyon, kilo alma, kısırlık, kabızlık, saç dökülmesi, adet bozuklukları, yüz ve gözlerde şişmeye kadar pek çok şikayete yol açabileceğini bildirdi.

Sigara içenler, hamileler, ailede Hashimoto hastalığı olanlar, şeker hastalığı olanlar, romatoid artrit, anemi ve hepatit gibi otoimmün rahatsızlığı olanların Hashimoto hastalığı açısından risk grupları olduğunu vurgulayan Terekeci, "Her yaşta görülebilen bir rahatsızlık olmasına rağmen özellikle genç ve orta yaş grubunda daha sık karşılaşılıyor. Kadınlarda erkeklerin yaklaşık 8 katı fazladır. Özellikle tekrarlayan düşük ve ölü doğum yaşayan kadınlar, yüksek prolaktin seviyesine sahip olanlar, yüksek kolesterolü olanlar ve açıklanamayan kansızlığa sahip olanların Hashimoto olma olasılığına karşı kontrol olmaları önerilir." ifadelerini kullandı.


- "Hashimoto tiroidi genellikle hipotiroidizm ile sonuçlanır"


Prof. Dr. Hakan Terekeci, tiroid hormon seviyesi normal olduğunda tedaviye gerek olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Ancak 6-12 ay gibi aralıklarla düzenli kontrol şarttır. Hashimoto tiroidi genellikle hipotiroidizm ile sonuçlanır. Hipotirodizm tedavisinde ise harabiyeti bitirecek bir tedavi mevcut değildir. Bunun yerine ilaç ve hormon takviyesi ile tedavi uygulanır. Tiroid hormonlarının fizyolojik mekanizmasını taklit edecek şekilde, levotiroksin adı verilen sentetik tiroid hormonu, hipotiroidi ilacı olarak kullanılır. Ancak mevcut tedaviler maalesef otoimmün reaksiyonların oluşmasına neden olan temel sorunları çözmez.

Hashimoto hastalığında, otoimmün mekanizmaları harekete geçiren ve dolayısıyla hastalığın şiddetini artıran glüten, endüstriyel şeker ve laktoz tüketiminin azaltılması önemlidir. Taze sebze ve meyve tüketiminin artırılması ve Omega-3 yağ asitlerinin kullanılması yarar sağlar. Aynı zamanda selenyum, D vitamini, probiyotikler, B12 vitamini ve Ashwaganda bitkisinin ekstresinin kullanımı hastalığın baskılanmasına yardımcı olur. Düzenli olarak detoksifikasyon ve temizlik, inflamasyonu azaltarak Hashimoto tiroidine ek fayda sağlar. Bu, çevredeki hormon bozuculara, evinizdeki kimyasallara ve ağır metallere maruz kalmayı azaltmayı içerir. Aynı şekilde düzenli olarak doğum kontrol hapları veya ilaçları kullanıyorsanız bunlar da tüm otoimmün süreçleri olumsuz etkileyebileceğinden farklı yöntemlerin denenmesi ve ilaç dozunun azaltılması denenebilir. Ağzınızda amalgam dolgular varsa bunların çıkarılıp civa içermeyen dolgularla değiştirilmesi önemlidir. Evde kullandığınız kişisel bakım ürünleri ve temizlik ürününün türüne dikkat edin. Bu sentetik kimyasalları limon, nane, kekik, avanta ve tütsü gibi uçucu yağlar içeren doğal ürünlerle değiştirmeyi düşünün. Yiyecekleri plastik veya alüminyum yerine cam ve seramik kaplarda saklayın. Sigarayı bırakın, aşırı alkolden uzak durun."


Haber Ara