Dolar

32,5123

Euro

34,9408

Altın

2.433,87

Bist

9.716,77

Hamilelik psikolojisi

Hamilelik dönemi kadınlar için hayatlarının en mutlu dönemi olarak kabul edilse de birçok kadın için korku stres hatta depresyon dönemi olabiliyor.Anne adayları mutluluk, kaygı, korku, üzüntü, yalnızlık, cesaret gibi zıt duyguları bir arada yaşayabiliyor.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-10-19 13:09:38

Hamilelik psikolojisi

KübraBirçok anne adayı için hamilelikte yaşanan depresyon teşhis edilemiyor. Genellikle bunun hamilelik dönemindeki hormonal değişiklik ve dengesizlik olduğu düşünülüyor. Ancak bu dönemde anne adayının yaşadığı depresyon tıpkı klinik depresyon gibi bir duygu durum bozukluğudur. Hamilelik sırasında yaşanan hormonal değişiklik doğrudan beyindeki endişe ve kaygı kimyasallarını etkileyebiliyor. Eğer günlük hayattaki yaşanan stres de bu duruma eşlik ediyorsa tablo daha da kötüleşebiliyor. Hamilelik dönemi dışında depresyon tedavilerinde ilaç kullanımı olsa da, gebelik döneminde bu mümkün olmadığından en doğru tedavi yöntemi terapilerdir. BDT ( bilişsel davranışçı terapi ) oldukça başarılı sonuçlar vermektedir.

Hamilelik Depresyonu Belirtileri

Yorgunluk hissi ve enerji eksikliği Sürekli üzüntü hali Suçluluk ve değersizlik hissetmek Konsantre olamamak Alınganlık Beslenme alışkanlığında değişiklik ( iştahsızlık ya da aşırı yemek yeme) Unutkanlık Uyku problemleri ( aşırı uyumak ya da uykusuzluk) Kaygı Umutsuzluk ve intihar düşüncesi

Peki Hamilelik depresyonu bebeği etkiler mi?

Hamilelik döneminde yaşanan depresyon tedavi edilmezse bebeği etkileyebilir. Annenin yaşamış olduğu yoğun stres, kortizol üretimini arttıracağından bebeğin de gelişimi olumsuz yönde etkilenebilir. Bu sebepten bebeğin çok küçük ve erken doğması gibi durumlar yaşanabilir.

Doğrum Sonrası Depresyon ve Psikoz

İlk kez hamilelik yaşayan anne adaylarında hamilelik depresyonu daha az görülse de doğrum sonrası yaşanan depresyon daha sık görülmektedir. Anne için doğum sonrası vücudunda meydana gelen değişiklikler önemli bir faktör olsa da yeni doğan bir bebeğin bakımı, beslenmesi ve sorumluluğu da annenin doğum sonrası depresyon yaşamasında önemli bir etkendir. Ancak stres en önemli nedendir. Çünkü stres annenin kontrol edemeyeceği kadar yüksektir. Doğrum sonrası depresyon bipolar bozuklukla benzer belirtiler gösterir. Ani ve sebepsiz duygu değişimleri yaşanabilir. Ancak depresyonun psikoza dönüşmesi nadiren görülmektedir. Doğum sonrası depresyon antidepresan ve terapilerle düzelebilir psikoz ise hastanede yatarak tedavi edilmesi gereken bir süreçtir. Doğum sonrası psikozda halüsinasyonlar ve kimlik karşaması yaşanır, bu durum depresyonda görülmez.

Hamilelik dönemi ve doğum sonrası eş desteği

Bebek sahibi olma kararını eşlerin birlikte ve planlayarak alması, her ikisinin de hamilelik ve doğum sonrası sürece hazırlıklı olması, süreci daha kolay atlatmakta oldukça önemlidir. Hamilelik sürecinde ve sonrasında eşinden destek alanlar anneler oldukça şanslıdır. Sonuçta gerek hamilelik süreci gerekse doğum sonrasında bu durum bebeğin gelişimini de etkilemektedir. Her ne kadar bu süreçte fiziksel ve ruhsal sıkıntıları anne adayı yaşıyormuş gibi görünse de baba için de duygusal ve yaşamsal değişiklikler olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak destek olma konusunda babalara biraz daha fazla iş düşüyor. Eşlerin her an anneyle birlikte olmaları mümkün değil ancak yaşanan süreçte, eşlerine karşı daha duyarlı olmaları, yaşadıkları sıkıntıları ciddiyetle dinlemeleri ve birlikte çözüm aramaları anne adayları ve kendileri için de süreci daha kolay geçirmelerini sağlayacaktır. Bu süreçte eşlerin birlikte aşamadığı durumlar sözkonusu ise mutlaka bir uzmandan yardım alınması gereklidir.

Haber Ara