Dolar

32,3068

Euro

35,0599

Altın

2.307,54

Bist

9.079,97

Hamaney, Suudi petrol tesislerine düzenlenen saldırıdan önce bilgilendirilmiş!

Suudi Arabistan'ın güneyindeki Aramco petrol tesislerine geçtiğimiz Eylül ayının ortalarında düzenlenen saldırıda Tahran'ın parmağı olduğuna yönelik yeni detaylar ortaya çıktı. Reuters'ın haberine göre İran’ın beş toplantı gerçekleştirdiği ve bunlardan birine İran dini lideri Hamaney'in de katıldığı bilgisine ulaşıldı.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-11-26 12:53:10

Hamaney, Suudi petrol tesislerine düzenlenen saldırıdan  önce bilgilendirilmiş!

İranlı kaynaklardan elde edilen bilgilere göre Suudi Arabistan'ın güneyindeki Suudi Aramco tesislerine geçtiğimiz Eylül ayının ortalarında düzenlenen saldırıda Tahran'ın parmağı olduğuna yönelik yeni detaylar ortaya çıktı. Reuters'ın haberine göre İran'ın beş toplantı gerçekleştirdiği ve bunlardan birine İran dini lideri Ali Hamaney'in de katıldığı bilgisine ulaşıldı. Söz konusu toplantıda ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından uygulanan 'azami baskı' stratejisine cevap olarak Körfez'deki petrol tesislerine saldırı planı masaya yatırıldı.

ABD'nin baskı stratejisini uygulamaktaki amacı İran'ı bölgesel rolü ve balistik füze geliştirmesi konusunda anlaşmaya zorlamaktı.

Haberde, İran güvenlik yetkililerinin mayıs ayında Tahran'da saldırı planını görüşmek üzere son derece korunaklı bir toplantı merkezinde bir araya geldikleri belirtildi. Toplantıya katılanlar arasında İran Devrim Muhafızları'na bağlı üst düzey komutanlar da vardı. İran askeri kurumlarının yapısında orduya paralel bir organ olan Devrim Muhafızları, dış gücü Kudüs Gücü aracılığıyla balistik füzelerin ve İHA'ların geliştirilmesinden ve sınır ötesinde gerçekleştirilen gizli operasyonlardan sorumlu birim olarak ön plana çıkıyor.

Mayıs ayındaki toplantının ana teması nükleer anlaşmadan çekilmek, İran'a ekonomik yaptırımları tekrar getiren ve petrol ihracatını önleyen ABD'yi cezalandırmaktı. Söz konusu yaptırımlar İran'a ağır bir darbe vurmuştu.

İranlı üst düzey bir komutan, Devrim Muhafızları'nın liderliğini nisan ayının ortasında terör örgütü ilan edildikten günler sonra İran Devrim Muhafızları Genel Komutanı olan General Hüseyin Selami'nin de hazır bulunduğu bir toplantıda katılımcılara hitap etti. Reuters, toplantı hakkında bilgi sahibi dört kaynaktan aktardığı haberinde söz konusu komutanın “Artık kılıçlarımızı çekme ve onlara bir ders verme zamanı geldi” dediğini öne sürdü. Reuters'in bilgi edindiği kaynaklara göre daha sert görüşlere sahip olan komutanlar büyük önem arz eden noktalara saldırılması teklifinde bulundu. Bunların arasında ABD askeri üsleri de bulunuyor. Ancak toplantının sonunda yıkıcı bir ABD tepkisine yol açmamak için açıktan yüzleşmeye meydan vermeyecek bir plan kabul edildi. İran bunun yerine Körfez'deki, özellikle de Suudi Arabistan'daki petrol tesislerini hedef almayı seçti. Bu teklif, üst düzey İran askeri yetkilileri tarafından mayıs ayı ve akabinde gerçekleştirilen en az dört toplantıda gündeme getirildi.

Reuters'ın toplantılar hakkında bilgi sahibi olan dördüncü bir yetkiliden aktardığı haber, İranlı liderlerin geçen14 Eylül'de Suudi Aramco şirketine saldırı planlamasında oynadıkları rolü ilk kez ortaya çıkardı.

Söz konusu yetkililer, operasyonun İran Rejim Lideri Ali Hamaney tarafından onaylandığını fakat ABD'lilerin veya sivillerin vurulmaması şartı ile kabul edildiğini aktardı.

Tahran, saldırıda parmağı olmadığını öne sürerken Suudi Arabistan, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere saldırı için İran'ı suçlamıştı.

İran'ın New York'taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği Sözcüsü Ali Rıza Mir Yusufi yaşananlara ilişkin iddiaları reddetti. Yusufi, “İran saldırılarda rol oynamadı ve böyle bir operasyonun tartışıldığı bir üst düzey güvenlik yetkilileri toplantısı da yapılmadı. Hamaney herhangi bir saldırıya izin vermedi” dedi. Ali Rıza Mir Yusufi söz konusu toplantılar ve Hamaney'in oynadığı role ilişkin “Hayır, asla!” dedi.

Trump yönetimindeki üst düzey bir yetkili Reuters'in ulaştığı haberlere ilişkin doğrudan yorum yapmadı. Ancak Tahran'ın ekonomisinin kaos içinde olmasının sebebi olarak izlediği yolu, on yıllar boyunca gerçekleştirdiği yıkıcı saldırıları ve terörü desteklemesini gerekçe gösterdi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Aramco saldırısı sonrası İran'ı terör eylemlerinden birini gerçekleştirmekle suçladı. Bunun üzerine Tahran'a ek ABD yaptırımları uygulandı. Washington, ABD'nin İran'a siber saldırılar başlattığını da duyurdu.

İran'daki karar alma süreci hakkında bilgi sahibi olan yetkili, İranlı askeri liderlerin Suudi petrol tesislerine yönelik saldırı için geliştirdikleri planın birkaç ay süresinde yapıldığını söyledi. Söz konusu yetkili, ayrıntıların en az beş toplantıda uzun süre tartışıldığını ve geçen eylül ayında kesin onayın verildiğini belirtti.

Üç yetkili, toplantıların Tahran'ın güneyindeki güvenli bir merkezde gerçekleştiğini ve İran Rejim Lideri Ali Hamaney'in bu toplantılardan birine katıldığını aktardı. Yetkililer toplantıya Ali Hamaney'in Yüksek Askeri Danışmanı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi ve Devrim Muhafızları'nın dıştaki gizli askeri operasyonlarını yöneten Kasım Süleymani'nin yardımcısının da katıldığını bildirdi.

Karar alma süreci hakkında bilgi sahibi olan yetkili, başlangıçta masaya yatırılan olası hedeflerden birinin Suudi Arabistan'daki bir liman olduğunu belirtti. Kaynak konuya dair daha fazla ayrıntı vermek istemedi.

Toplantı hakkında bilgi sahibi olan dört yetkili söz konusu fikirlerin kabul edilmediğini söyledi. Gerekçe olarak ise ABD'nin olası sert bir tepkisine yol açabilecek, ağır zayiatlara sebebiyet verebilecek cevaptan ve İsrail'in bölgeyi savaşa sürüklemesi noktasında cesaretlendirilmesinden duyulan endişeyi gösterdi.

Karar alma sürecine dair bilgi sahibi olan yetkili, toplantıda Suudi Arabistan'daki iki petrol tesisine saldırma planına karar verildiğini aktardı. Zira bu planın gazetelerin manşetlerinde kendine yer alabileceği, rakibi ekonomik anlamda zarara uğratabileceği ve aynı zamanda Washington'a güçlü bir mesaj verebileceği düşünülüyordu.

Yetkili açıklamasında "Aramco'ya saldırılması fikri oy birliğiyle kabul edildi. Bu planın kabul edilmesinin sebebi İran'ın ne kadar ileri gidebileceğini ve askeri yeteneklerini göstermesiydi" dedi.

Aramco saldırısı, Saddam Hüseyin'in 1991 Körfez krizi sırasında Kuveyt petrol sahalarına ateş vermesinin ardından Ortadoğu'da petrol tesislerine yapılan en korkunç saldırı oldu.

Daha önce ABD Hava Kuvvetleri'nde görev yapmış olan Cumhuriyetçi Senatör Martha McSally, ABD'li ve Suudi yetkililerden durum hakkında bilgi alarak Aramco tesislerini ziyaret etti. Martha McSally konuya dair şu açıklamalarda bulundu:

“Bu saldırıyı gerçekleştirenler azami hasara sebebiyet vermek için eylemi nerede yapacaklarını çok iyi biliyorlardı. Saldırının sadece uydu görüntülerine dayanarak hedefleri bombalamak şeklinde değil tesisler hakkında ciddi bilgiye sahip bir kişinin planı dâhilinde gerçekleştiği ortada. Saldırı bunu açığa çıkardı. İHA'lar ve füzeler İran topraklarından geldi. İran üssünden!”

Saldırıyı araştıran devletlerden biri tarafından bilgilendirilen bir bölgeden bir kaynak, saldırının başlatıldığı noktanın İran'ın güneybatısındaki Ahvaz Hava Üssü olduğunu ileri sürdü.

Bu değerlendirme, Reuters'in daha önce üç ABD yetkilisi ve Ortadoğu'da çalışan Batılı bir istihbarat yetkilisi ile Batılı bir kaynaktan aktardığı açıklamalar ile benzerlik gösteriyor. Söz konusu kişiler İHA'ların ve füzelerin İran'dan, Körfez üzerinden doğrudan Suudi Arabistan'a fırlatılmak yerine petrol tesislerine dolaylı bir rota üzerinden gönderildiğini, gerekçenin ise İran'ın saldırıda parmağı olduğunu gizlemek olduğunu belirtti. Batılı istihbarat yetkilisine göre bazı İHA'lar Suudi Arabistan'a ulaşmadan önce Irak ve Kuveyt üzerinde uçtu ve bu İran'a saldırıda parmağı olmadığına ilişkin makul bir inkar fırsatı sunmuş oldu. Batılı istihbarat yetkilisi, “İHA'lar ve füzelerin Körfez üzerinden Suudi Arabistan'a uçarken görülmesi veya duyulması farklı olurdu" dedi.

İran'da karar alma çevrelerine yakın bir yetkilinin aktardığına göre İran Devrim Muhafızları liderleri saldırıdan birkaç saat sonra “başarılı operasyon” hakkında Hamaney'e bilgi verdi.

İran Devrim Muhafızları doğrudan hükümete bağlı değil. Devrim Muhafızları, silahlı kuvvetlerin başkomutanı sıfatına sahip olan Hamaney dışında herhangi bir kişiye ya da kuruma rapor vermiyor.

Hamaney, Trump'ın geçen yıl nükleer anlaşmadan çekilmesi kararına karşı meydan okuyan bir üslup benimsemişti.

Almanya'nın yanı sıra BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesiyle (ABD, Rusya, Fransa, Çin ve İngiltere) yapılan nükleer anlaşma, Tahran'ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında İran'a yönelik milyarlarca dolarlık yaptırımın kaldırılmasını sağlamıştı.

Trump'ın daha iyi bir anlaşma talebi, ABD yaptırımlarının yeniden uygulanmasının etkilerini hafifletmek üzere İran'ın iki yollu bir stratejiye başvurmasına yol açtı. ABD yaptırımları, İran'ın petrol ihracatını felce uğrattı ve İran'ı küresel bankacılık sisteminin neredeyse tamamından izole etti.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tüm yaptırımların kaldırılması şartıyla ABD yetkilileriyle görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Ancak İran eş zamanlı olarak, askeri ve teknik yetenekleri ile de övünüyor.

İran son aylarda ABD'nin İHA'sını düşürdü ve uluslararası petrol trafiğinin yaklaşık yüzde 20'sinin geçtiği Hürmüz Boğazı'nda bir İngiliz petrol tankerini alıkoydu. Tahran, nükleer anlaşmaya aykırı olarak zenginleştirilmiş uranyum stokları oluşturduğunu da ilan etti.

Aramco saldırıları, Trump'ın Ortadoğu'daki ABD askerlerini geri çekme hedefini uygulamaya koyduğu bir dönemde geldi ve tansiyonu yükselmesine neden oldu.

Trump yönetimi, ABD birliklerinin Suriye'nin kuzeyinden sürpriz bir şekilde çekildiğinin açıklanmasından birkaç gün sonra, 11 Ekim'de Suudi Arabistan'ın savunmasını desteklemek amacıyla savaş uçakları, füze savunma silahları ve 2 bin 800 ABD askerini Suudi Arabistan'a göndereceğini duyurdu.

Tahran'a uyarılarda bulunan ABD Savunma Bakanı Mark Esper gazetecilere verdiği demeçte “Başka bir egemen devlete saldırmayın. ABD'nin çıkarlarını veya birliklerini tehdit etmeyin. Aksi takdirde cevap veririz” ifadelerini kullandı.

Trump yönetiminden üst düzey bir yetkili, İran operasyonunun ABD yaptırımlarının hafifletilmesi konusunda bir anlaşmaya varılması ihtimalini güçlendirdiği söylemine karşı çıkarak “İran, yaptırımların kaldırılması için ne yapması gerektiğini tam olarak biliyor” dedi.

Trump yönetimi, İran'ın Ortadoğu'daki terör örgütlerine verdiği desteği sonlandırması ve nükleer hedeflerini tamamen ortadan kaldıracak daha katı şartlara uyması gerektiğini bildirdi. ABD'nin 12 şartını yerine getirmeyi reddeden İran ise bunun karşılığında ABD askerlerinin bölgeden ayrılmasını talep etti.

Reuters haberinde ayrıca Suudi petrol tesislerine yapılan saldırıdan önce gerçekleştirilen son toplantıların detaylarına da dikkat çekti. Reuters'in toplantılarda konuşulanlar hakkında bilgi sahibi olan ve İran'ın karar alma çevrelerine yakın bir yetkiliden aktardığı haberinde, İran Devrim Muhafızları'nın bir komutanının gelecekteki eylemlere işaret ettiğini aktardı. Söz konusu komutanın üst düzey güvenlik yetkililerine "Bir sonraki saldırıyı planlamaya başlayın" dediği öne sürüldü.

VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara