Dolar

32,5874

Euro

34,8486

Altın

2.495,32

Bist

9.633,34

Halide Edip neden Amerikan mandacısıydı?

Milli mücadelenin kahramanı Halide Edip Adıvar çocuklarını alıp neden mısır'a kaçtı, neden idamı istendi ve Amerikancı tutum takınarak neyi amaçlıyordu?

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-03-20 20:17:11

Halide Edip neden Amerikan mandacısıydı?

 

Kurtuluş mücadelesinin önemli figürlerinden yazar Halide Edip Adıvar'ın hayatı gerçekten de tam bir "Ateşten gömlek".

Babası tarafından İngilizce eğitim verilen Amerikan Kız Kolejini bitiren ve okulun ilk Müslüman mezunu olan Halide Edip Adıvar tarihin kritik süreçlerinde Milli Mücadele sırasında Mustafa Kemal'in yanında yer alırken siyasi süreçteki çalkantılarda da önemli aktörlerden olmuştur.

Nasıl savaş kahramanı oldu?

Milli Mücadele sırasında cephede Mustafa Kemal'in yanında yer alan Halide Edip Adıvar, asker olmamasına rağmen rütbe almış, gösterdiği başarılar sebebiyle “Savaş Kahramanı” sayılmıştır. Halide Onbaşı, 1919'da İstanbul halkını ülke işgaline karşı harekete geçirmek için ateşli konuşmalar yaptı.Adıvar, Anadolu Ajansı'nın kurulmasında da etkin bir isim. Gazetecilik de yapmıştır. 1950 yılında ise milletvekili olmuştur.

Mustafa Kemal'in yazı işlerini yaptı

Mustafa Kemal'in yabancı gazetecilerle görüşmesini sağlamak, bu görüşmelerde tercümanlık yapmak; Yunus Nadi Bey'in çıkardığı Hakimiyet-i Milliye gazetesine yardımcı olmak ve Mustafa Kemal'in diğer yazı işleri ile ilgilenmek Halide Edip'in yürüttüğü işler arasındadır.

Feministlik boyutu da vardı

Halide Edip, Türk askerleri İzmir'e ulaştığı zaman “başçavuş” rütbesi taşıyordu. Savaşın basın yoluyla propagandasını yapmakta etkili oldu. Ankara hükümetinin dış dünyayla temasını kurmakta onun kadar aktif olan bir üyeye az rastlanır. İstiklal Madalyası sahibiydi. İstiklal Savaşı sırasında mütareke İstanbul'unun havasını ve hâkim zümreleri sadece suçlamakla kalmayıp hor gören bir kalem ve feministliği de bulunan bir yazardır.

Wilson ilkelerini savundu

Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya ve Osmanlı istediği sonucu alamamışken mevcut durum pek iyi değildi. Osmanlı Devleti, biraz da Wilson ilkelerinin pozitif ikliminde Mondros Mütarekesini imzalamış ve gelişmeleri beklemeye başlamıştı.Böyle bir ortamda yine de arayışlarla birlikte bazı taraftarcemiyetler ortaya çıktı. Bunlardan biri de ‘Wilson Prensipleri Cemiyeti' idi.
Bu cemiyetin mensupları, ehveni şer yani kötünün iyisi olarak kabul ettikleri manda düşüncesini benimsemişlerdi. Bu cemiyetin içinde Halide Edip de vardı. Cemiyet üyeleri, hiç vakit kaybetmeden Amerika'ya müracaat ederek manda talebinde bulundular.

Ormanın güçlü hayvanı fil benzetmesi...

Halide Edip, ‘Dağa Çıkan Kurt' adlı eserinde, Amerika'yı ormanın güçlü hayvanlarından file benzeten Halide Edip, bu güçlü devletin her türlü taarruz ve işgale karşı ülkeyi koruyacağına inanıyordu.
Uzunca bir süre Türk Kamuoyunu meşgul eden manda meselesi, en son Sivas Kongresi'nde reddedilince ve Anadolu Hareketi de iyi bir noktaya ulaşınca gündemden düşer. Halide Edip de bir süre ilgi duyduğu hatta savunduğu bu fikrin çare olamayacağını anlar ve iki oğlunu arkada bırakarak Anadolu'daki savaşa katılır.

İki oğluyla Mısır'a neden gitti?

II. Meşrutiyet'in ilan edildiği 1908 yılı Halide Edib'in hayatında bir dönüm noktası. 1908'de gazetelerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazdı. Yazıları, Osmanlı içerisindeki muhafazakâr çevrelerin tepkisini çekti. 31 Mart Ayaklanması sırasında öldürülme endişesiyle kısa süre için iki oğluyla Mısır'a gitti.

Demokrat Parti listesinden seçildi

Eşi Adnan Adıvar'ın Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşunda yer alması sonucu iktidar çevresinden uzaklaştılar. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılıp Takrir-i Sükun kanununun kabul edilmesiyle tek parti dönemi başlayınca, kocası Adnan Adıvar ile birlikte Türkiye'den ayrılmak zorunda kalarak İngiltere'ye gitti. 1939 yılına kadar 14 yıl boyunca yurt dışında yaşadı.1950 yılında Demokrat Parti listesinden İzmir milletvekili olarak TBMM'ye girer ve bağımsız milletvekili olarak görev alır

İdamı istenenler arasında idi

Eşi Salih Zeki Bey'in ikinci bir kadınla evlenmek istemesi üzerine ondan 1910 yılında boşandı ve artık yazılarında Halide Salih yerine Halide Edib adını kullanmaya başladı.
İngilizler İstanbul'u 16 Mart 1920'de işgal etti. Hakkında idam emri çıkardıkları ilk kişiler arasında Halide Edib ve eşi Dr. Adnan da vardı. 24 Mayıs'ta padişah tarafından onaylanan kararda idama mahkûm edilen ilk 6 kişi Mustafa Kemal, Kara Vasıf, Ali Fuat Paşa, Ahmet Rüstem, Dr. Adnan ve Halide Edip olmuştur.
Halide Edip Adıvar, 9 Ocak 1964 yılında İstanbul'da 80 yaşındayken böbrek yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirir.

Haber Ara