Dolar

32,4456

Euro

34,4528

Altın

2.489,53

Bist

9.679,80

Halep'e yol açtık

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-26 13:17:43

Halep'e yol açtık

Halep Suriye savaşında gerek psikolojik ve gerekse stratejik üstünlük bakımından son derece büyük bir öneme sahiptir.

Suriye'de 6 yıldır devam eden savaşta taraflar bu anlamda Halep'in kontrolünü önemsemiştir.

Rusya ve İranın hâkim olduğu Halep'te taş üstünde taş bırakılmadı.

Kuşatma altında kalan ölüm ve yaşam arasında sıkışmış Halep'li kardeşlerimizin haykırışları tüm dünyayı inletti.

Açlığın, soğuğun ve bombaların altında can pazarındaydı adeta Halepli kardeşlerimiz. Bu çaresiz haykırışlar karşısında Dünya her zaman yaptığı gibi üç maymunu oynamaktaydı.

Saniyede binlerce bombanın tepelerinden yağdırıldığı 80 bin civarındaki kardeşimizin haykırışına sessiz kalamazdık, kalmadıkta..

İHH öncülüğünde başlatılan “Halep'e yol açık” seferine; Sadakataşı, Cansuyu Memur Sen, Deniz Feneri, Diyanet Vakfı gibi pek çok STK ile berber, okullar, kurumlar, halktan büyük bir destek ve katılım gerçekleşti.

Kazlı çeşmeden başlayan “Halep'e yol açık” konvoyu adeta Mavi Marmara ruhu ile yola koyuldu.

Bu kutlu bir seferdi ve elbet bizde geride kalamazdık

14 Aralıkta İstanbul Kazlı çeşmeden dualarla yola koyulduk.

Beraberimizde 400 araç 500 yardım Tırı ile ilk durağımız olan Kocaeli'nde bölge katılımcıları ile buluştuk. Oradan Sakarya'ya ulaşan konvoyumuz civar illerden gelecek katılımcıları beklerken Stadyumda toplanarak “Halep”li kardeşlerimizin yanında olduğumuzu tüm dünyaya hayırdık.

Ardından bizi yollarda bekleyen Ankaralı kardeşlerimizle buluştuk ve oradan da Konya'ya geçtik.

Kadın, erkek, yaşlı genç yüzlerce insanın yer aldığı konvoyumuzda, minik bebekleri ile beraber annelerin de yer alması oldukça anlamlıydı.

Üç gün üç gece süren zorlu yolculukta karmakarışık duyguların tesiri altındaydık. Hüzün, gözyaşı, acı, dua ile sürdürdüğümüz yolculuğumuza tam bir kardeşlik hâkimdi.

Yol boyunca stadyumlarda, camilerde konaklayan yüzlerce yardım gönüllüsü, içerisinde bulundukları şartlardan asla şikâyetçi olmadan sohbet halkaları oluşturdu, muhabbet ve kardeşliğin manevi lezzetinin tadına vardı.

Bir kartopu gibi her uğradığı şehirden büyüyerek yoluna devam eden konvoyumuz, Reyhanlı'ya vardığında 4 bini aşan araç ve 2 bine yakın yardım Tırı ile birleşti.

Ertesi sabah erken saatlerde Cilvegözü sınır kapısına dayandığımızda neredeyse 80 bine ulaşan kardeşlerimiz tam anlamıyla manevi bir ordu oluşturmuştu.

Lakin saniyeler geçmek bilmiyor, yaşadığımız acı öfkeye dönüşüyordu.

Zira ateşkesin sağlanması için günler öncesinden başlatılan görüşmeler sekteye uğruyor ve nihai karar bir türlü çıkmıyordu.

O dakika yüzlerce insanın sınırı aşıp geçmek ve ne olursa olsun kardeşlerine ulaşmak için nasıl bir karalılık içerisinde oldukları görülmeye değerdi doğrusu.

Toplandığımız alandan Cilvegözü girişine dek neredeyse 7-8 km yürüyerek ilerlerken sınırın her iki yakasında bir birine kavuşmak için sabırsızlanan Halepli ve Tükiye'li kardeşlerin yürekleri bir attı.

Tekbir ve dualarla sınıra dayanan bu kutlu ordu, hemen 50 km ötemizde sıkışıp kalan çaresiz kardeşlerimizi abluka altına almış unsurlara etkili oldu kuşkusuz, kararlı adımlar sonuç verdi ve geçici ateşkes anlaşması sağlandı.

Bu basit bir şey değildi elbet, aynı anda çarpan yüreklerin, aynı anda semaya yükselen duaların ve km'lerce yolları aşıp gelen kitlelerin başarısıydı.

Tahliyelerin başlayacağının duyurulması ile yüzlerce insan kutlu bir seferin parçası olarak bölgeden ayrıldı. Kalabilenler kardeşlerini teslim almak, onları sarıp sarmalamak üzere kolları sıvadı.

İHH, AFAD ve KIZILAY'ın içerde organize ettiği tahliyelerin bir ucundan tutmak için çırpınan gençlerimizle iftihar ettik doğrusu.

İHH Lojistik ve koordinasyon merkezinde nöbet tutan gençler kâh fırında üretilen ekmek sayısını kapasitenin üzerine çıkarabilmek için un taşıdı paketleme yaptı, kâh sınırı geçerek sabahlara kadar çadırlar kurdu.

Tam anlamıyla bir ümmet dayanışmasının söz konusu olduğu bölgede, savaşın korkunç yüzü tüm hücrelerimize sirayet etmişti..

Mütemadiyen sekteye uğrayan tahliyeler esnasında bazen otobüsler kundaklandı, bazen saatlerce otobüslerde geçiş izni beklendi, ancak her halükarda yılmadan, yorulmadan kardeşlerimiz Halep'ten İdlib'e taşındı.

Gelenler karşılandı sıcak yiyecek, elbise battaniye, ilaç gibi hayatiyet taşıysan yardım malzemeleri ile himaye altın alındı.

Günler süren korku, soğuk ve açlığın çocuklar üzerinde meydana getirdiği travma, yerini minik gülücüklere bıraktı.

İstanbul'dan başlayan ve Halep'e yol açan konvoyumuzun tüm katılımcıları gerçek manada bir kutlu sefere imza atmış oldu.

Şimdi büyük bir ablukayı yararak 80 bin Halepliyi hayata döndürmeyi başaran bu kutlu ekibe “bu başarı kimin hanesine yazılacak” diye fitne sorusu yönelten fitnecilere cevabımız şudur!.

Halep'ten yükselen feryada ses veren her kes, orada sıkışıp kalmış binlerce kardeşimize hayat olmuştur.

Bundan daha büyük bir kazanım ne olabilir ki. Bir çocuğun yüzünde mink bir tebessüm olmayı başarabilmek en büyük kazanımdır.

Kaldı ki bir başka kuşatma da Keferye bölgesinde kalan 15-20 bin civarındaki kardeşlerimizin de kurtulması için çaba gösterilmektedir.

Suriye her anlamda bizim imtihanımızdır ve bu imtihanı kazanmak zorundayız. Tüm kardeşlerimizi bu kış şartlarında himaye etmek durumundayız. Yolumuza bu birliktelik ile devam etmek, kardeşlerimizin yaraların sarmak için el birliği ile gayret göstermek zorundayız.

Unutmayalım ki, milyonlarca Suriyeli kardeşimiz ağır kış şartları altında ölüm tehdidinde hayata tutunmaya çalışıyor ve bu anlamda yapılması gereken çok iş var.

Çadır,battaniye,gıda,ilaç gibi pek çok hayatiyet arz eden ihtiyaçların aciliyeti söz konusudur.

Ve en önemlisi,

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım'ın da işaret ettiği gibi “İyilik bizim ihsanımız deği, bilakis Allah c.c bize ihsanıdır”.

Öyleyse İyilikte yarışmaya devam dostlar.

Haber Ara