Dolar

32,5986

Euro

34,8126

Altın

2.504,99

Bist

9.484,16

Hakan Çavuşoğlu: 'Neden Türkiye Arakan'a yardım ediyor'u anlattı

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, 1800'lü yılların sonundaki savaşlarda Arakanlı Müslümanlardan Türkiye'ye önemli yardımların geldiğini belirterek, 'Türkiye'nin oradaki varlığını 'Neden Türkiye buraya yardım ediyor?' diye sorgulayanların anlayamayacakları türden şeyler bunlar' dedi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-09-06 14:19:49

Hakan Çavuşoğlu: 'Neden Türkiye Arakan'a yardım ediyor'u anlattı


Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, katıldığı bir televizyon programında Myanmar'daki Müslümanlara yönelik yardımlara ilişkin bilgi verdi. Türkiye'nin Myanmar'daki zulme sessiz kalmayışı ve Arakanlı Müslümanlara yardım eli uzatmasını "Türkiye'nin orada ne işi var?" ifadeleriyle eleştirenlere cevap veren Çavuşoğlu, Arakanlı Müslümanların tarihte Türkler için yaptıkları fedakarlıkları anlattı. "Nerede bir mazlum, nerede bir mağdur varsa dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin orada Türkiye'nin varlığı hissedilir" diyen Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Myanmar'da yaşanan dram karşısında dünyanın sessizliğine karşı yüksek perdeden bir çağrı yaptığını belirterek, Erdoğan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı sıfatıyla da İslam ülkelerinin devlet başkanlarıyla, mevkidaşlarıyla görüşmek suretiyle çözüm arayışına gittiğini kaydetti.

"TÜRKİYE MAĞDUR VE MAZLUMLARA GÜVEN VERMEYE DEVAM EDECEK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Myanmarlı mevkidaşıyla yaptığı görüşme sonucunda bölgeye yardım kuruluşu olarak ilk defa TİKA marifetiyle girileceğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, "Görüşmenin ardından bin tonluk bir yardımın gönderilmesi ve askeri helikopterlerle bu yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması planlandı. Yardım paketinde ilk olarak bölge halkının temel geçim kaynağı olan pirinç, kurutulmuş balık ve giysiler olacak. Acil ihtiyaçlar şimdilik karşılanacak. Bunun yanı sıra görüşmeler devam ediyor, ilaç ve benzeri zorunlu ihtiyaçların karşılanması için de iş birliğimizi devam ettireceğiz" dedi.

Bölgede TİKA'nın iki koordinasyon ofisi olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "İki arkadaşımız helikopterlerle giderek yardımların 100 bin aileye ulaşmasını sağlayacak. Güvenlik sorunu nedeniyle Rakhine Hükümeti ile iş birliği içerisinde hükümet yetkililerinin de olduğu bir ekiple yardım gerçekleşecek. Yardımı havadan ulaştırma imkanı söz konusu olacak. Helikopterler yere iniş sağlayacak ve yerde dağıtım yapılacak ama havadan intikal sağlanacak, çünkü güvenlik sorunu bölgede hala yaşanmakta" diye konuştu.

Bugünden itibaren yardımların ulaştırıldığını ifade eden Çavuşoğlu, "Çünkü dün bu karar alındı. Rakhine Hükümeti'nin iş birliğiyle, hükümet yetkililerinin de bulunduğu çerçevede gerçekleştirilmiş olacak. Bölgeden, zulümden kaçan birçok Arakanlı Müslüman kardeşimiz Bangladeş'e sığınmış durumda. Bugün itibarıyla Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi de Bangladeş'e geçmek suretiyle Arakan'daki zulümden kaçan Müslüman kardeşlerimizle orada sıcak temas sağlayacak. TİKA Başkanımız, aynı şekilde Azerbaycan'dan da Sayın Dışişleri Bakanımızın oraya geçmesiyle beraber oradaki görüşmelerini, temaslarını ve yardım imkanlarını sağlamış olacaklar. Gıda, ilaç temini sağlamak suretiyle yüz bin civarında Arakanlı Müslüman'ın ihtiyaçları için yardımlar sağlanmış olacak. Bizim kadirşinas milletimiz fedakarlık yaparak elinden gelen yardımı yapmaktadır. Türkiye mağdur ve mazlumlara güven vermeye devam edecek" şeklinde konuştu.

"ULUSLARARASI TOPLUMUN ÇİFTE STANDARTLI YAKLAŞIMI BİZİ ÜZMEKTEDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimi ile yardım kapısının aralandığını söyleyen Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, "Siyasi içerikli sorunların çözülmesi için de bir anahtar oldu. Ben öyle tahmin ediyorum ki sadece gıda yardımlarının ve diğer zorunlu ihtiyaçların ulaştırılması bakımından değil, bölgede bundan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın sürdürmüş olduğu bu etkili diplomasi neticesinde diğer sorunların da, siyasi içerikli sorunların da çözüme kavuşması için önayak olacağını düşünüyorum. Çünkü yapılan telefon görüşmesinde bahsedilen konulara baktığınız zaman hem terörist gruplara, hem insani duruma hem de bölgeye geleceğe ilişkin atıf var. Dolayısıyla bu bir anahtardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu etkili diplomasi ile diğer dünya ülkeleri ve uluslararası platformlar da devreye girecektir. Uluslararası toplumun çifte standartlı yaklaşımı bizi üzmektedir. Biz dil, din, ırk ayrımı yapmadan nerede bir mazlum görsek elimizi uzatmaktayız. Devasa ekonomiye sahip ülkelerin 'duymadım, görmedim, bilmiyorum' şeklinde bir tavır aldıklarını görüyoruz. Biz ne olursa olsun Hakk'tan, hakikatten ayrılmayacağız. Bugün Haiti'de bir deprem yaşanıyorsa mutlaka orada olacağız. Açe'de bir deprem yaşanıyorsa orada olacağız. Filistin'de, Gazze'de kardeşlerimiz bir mağduriyet hissediyorsa orada olacağız. Çünkü insanlık adına yola çıkmış olmak, mağdur ve mazlumların mağduriyetlerinin giderilmesi adına yola çıkmış olmak bizim tarihimizden ve geleneksel kodlarımızdan tevarüs ettiğimiz değerlerimizdir. Onun için bunu yapmaya devam edeceğiz. Suriyeliler için de aynı şey geçerli" açıklamasında bulundu.

"ARAKANLI MÜSLÜMANLARDAN BİZE ÖNEMLİ MİKTARDA YARDIMLARIN GELDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"

"Myanmar bize mesafe olarak uzak olabilir ama gönlümüze yakın bir yerdir" ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, Arakanlı Müslümanların tarihten bu yana Türklere yardımlarının bir şekilde ulaştığı insanlardan ibaret bir topluluk olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, "1897'de yaşanan Yunan savaşında, akabinde Balkan Savaşları'nda, yine Hicaz demiryolu için yapılan yardımlarda Arakanlı Müslümanlardan bize önemli miktarda yardımların geldiğini görüyoruz. Hatta Hicaz demiryoluyla ilgili Arakanlı Müslümanların toplamış olduğu yardımların bize ulaşmasından sonra kendilerine 'Hicaz Madalyası' adı altında bir ödül de gönderilmiştir. Dolayısıyla bugün herkesin geçmiş tarihini birazcık daha iyi okumalarla değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye'nin oradaki varlığını 'Neden Türkiye buraya yardım ediyor?' diye sorgulayanların anlayamayacakları türden şeyler bunlar. Çünkü tarihiyle kopuk, bağı olmayan, bu aidiyet hissini yaşamayan kimselerin bu değerlendirmeyi yapmasını beklemek hayalcilik olur. Geçmişten buyana var olan bu bağımızın geleceğe dönük tekrardan sağlanması, teminat altına alınması gerekiyor. Biz bu noktada milletimize inanıyoruz" dedi.

Haber Ara