Dolar

32,5104

Euro

34,9524

Altın

2.439,45

Bist

9.716,77

HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: 'Kudüs Filistin'in ezeli ve ebedi başkentidir'

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, ''İsrail'in güvenliği her şeyden önemlidir' diyen ABD Başkanı Donald Trump, şimdi de 'Yüzyılın Anlaşması' adı altında İsrail'in işgalini meşrulaştıran, Kudüs'ün ve Filistin Devletinin olmadığı bir planı devreye sokmaya hazırlanmaktadır. Trump'ın İsrail'le birlikte hazırladığı Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan ve İsrail'in işgalini meşrulaştırıp Filistinlileri yok sayan bu anlaşmayı asla kabul etmiyor, reddediyoruz. ABD ve İsrail'in bu yeni oyununa karşı m

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-10-22 13:00:10

HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: 'Kudüs Filistin'in ezeli ve ebedi başkentidir'
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "'İsrail'in güvenliği her şeyden önemlidir' diyen ABD Başkanı Donald Trump, şimdi de 'Yüzyılın Anlaşması' adı altında İsrail'in işgalini meşrulaştıran, Kudüs'ün ve Filistin Devletinin olmadığı bir planı devreye sokmaya hazırlanmaktadır. Trump'ın İsrail'le birlikte hazırladığı Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan ve İsrail'in işgalini meşrulaştırıp Filistinlileri yok sayan bu anlaşmayı asla kabul etmiyor, reddediyoruz. ABD ve İsrail'in bu yeni oyununa karşı mücadelemizi her zeminde sürdüreceğiz. Kudüs Filistin'in ezeli ve ebedi başkentidir" dedi.

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan' HAK-İŞ' ve Memur-Sen'in birlikte düzenlediği '3. Uluslararası Kudüs Konferansı'nın açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

HAK-İŞ'in kuruluşunun 44. yıl dönümünde gerçekleşen konferansta Kudüs'ün sorunlarının konuşulacağını belirten Arslan, "Şunu öncelikle bilmek gerekir ki; bir dava, eğer bilinç ve varoluş meselesi haline gelirse, uğruna mücadele edilecek gayeye dönüşürse o davanın zaferi mutlaktır. Çünkü birileri istemese de yeryüzünde huzur ve barış iklimi hakim olacaktır. HAK-İŞ olarak bu idrakle; sendikal faaliyetlerimizin asli bir unsuru olarak Kudüs ve Filistin davasına sahip çıkmayı, her platformda savunmayı ve duyarlılık oluşturmayı kendimize görev telakki ediyoruz. Bu amaçla, gerek ülkemizde, gerekse de uluslararası arenada farkındalık oluşturmaya ve bu davanın savunucusu olmaya devam ediyoruz. Birleşmiş Milletlerde, üyesi olduğumuz Uluslararası İşçi Konfederasyonlarında ve dünyanın neresinde temsil ediliyorsak, oralarda Filistin ve Kudüs'ün yaşadığı trajediyi bütün boyutlarıyla anlatmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki; burada insanlık ölüyor. Görün, duyun, anlayın, harekete geçin. HAK-İŞ Kudüs Komitesini kurarak, illerimizde periyodik programlara devam ediyoruz. Ülkemizin üstlendiği sorumluluk gibi, biz de dünyanın vicdanını uyandırmaya çalışıyoruz. Yâni sürekli 'karanlıktan şikayet etmenin değil, bir mum yakmanın' derdindeyiz" dedi.

Barış Pınarı Harekatı'nın İsrail'in gelecekteki hedeflerini bertaraf eden önemli bir operasyon olduğunu belirten Arslan, "HAK-İŞ'in temel misyonu olan 'Ülkemize, bölgemize ve küremize' karşı sorumluluklarımızı 'bütün dünya mazlumlarına borcumuz var' ilkemizle bütünleştirerek, bu konferansımızla Kudüs ve Filistin'le ilgili önemli bir adım daha atıyoruz. HAK-İŞ olarak biz, ter ve emeğimizle mücadele veriyoruz. Bizi bekleyen Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya olan borcumuzu da, 'bir şey yapmalı' diyerek, terleyip emek vererek ödemek zorundayız. Ayrıca, bu konferansımız ile Kudüs ve Filistin'le ilgili uluslararası sendikal destek sağlamak, emek hareketinin rolünü artırmak ve işbirliği imkanlarını geliştirmeyi amaçlıyoruz. İsrail'in, 1948 yılında bölgeye bir çıbanbaşı olarak girmesi ve bir kurgu-vehimden ibaret arz-ı mevud yani vadedilmiş topraklar hayalini gerçekleştirmek için, yayılmaya başlamasıyla birlikte, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı bağrında barındıran Filistin toprakları için sıkıntılı bir süreç ve mücadele başlamıştır. Bu arada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hem ülkemizin sınır güvenliği hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör örgütlerine karşı yürüttüğü barış pınarı harekatı, aynı zamanda Siyonist İsrail'in gelecekteki hayali sınırları olan büyük İsrail emellerine altyapı oluşturmasını da engelleyecektir. 71 yıldır, çocuk-kadın-yaşlı-engelli ayrımı yapmadan katliamlarını devlet politikası haline getiren İsrail'in halen devam eden saldırılarını huzurlarınızda bir kez daha lanetliyorum. Kudüs, sadece bir şehrin adı değil, kadim bir davaya ve medeniyete tecelli zemini olmuş azim ve kutlu bir beldedir. Kudüs bizi bekliyor. Mescid-i Aksa bize bakıyor" diye konuştu.

"Kudüs düşmemeli, Allah'ın izniyle de düşmeyecek"

Mescid-i Aksa'nın her gün İsrail'in saldırısına maruz kaldığını ve yok edilmek istendiğini belirten Arslan, "Kudüs düşmemeli, Allah'ın izniyle de düşmeyecek. Kudüs şerefli kentimiz, Mescid-i Aksa mukaddes kılınmış mescidimizdir. Mescid-i Aksa bizim izzetimizdir, onurumuzdur. Kudüs bize emanettir! Mescid-i Aksa bize emanettir. İsramızdır, miracımızdır.Kudüs insanlığın barış adasıdır. Kudüs'ün derdi bizim derdimizdir.Kudüs'ün gözyaşı bizim göz yaşımızdır. Filistin'in acısı bizim acımızdır. Kudüs'ün bizim için derin anlamı da budur. Oysa bugün bu barış adasında zulüm, kan, gözyaşı ve katliam var. Mazlumların iniltileri var. Onun için, Kudüs için buradayız, Filistin için ayaktayız diyoruz. Filistin'de, Gazze'de, Kudüs'te yaşanan hak ihlallerini uluslararası alana taşımaya devam edeceğiz. Filistin'de zulüm, işgal, soykırım, katliâm artık o dereceye varmıştır ki, her an olağanüstü bir trajediyle karşılaşıyorsunuz. Ama Filistin'in, Gazze'nin, Kudüs'ün çığlığı duyulmak istenmiyor. Filistin kan ağlıyor" ifadelerini kullandı.

"Vicdanı olan, mazlum ve masumlara karşı yüreğinde acı ve merhamet hisseden Uluslararası toplumun sesini yükseltmesini bekliyoruz"

Çocuklar temel sağlık hizmetlerinden mahrum kaldığına hastanelerin bombalandığına dikkat çeken Arslan, "Kirli su içmek zorundalar. Deniz kıyısındaki ülke deniz ürünlerine ulaşamıyor. Yaşlı, kadın, çocuk, engelli demeden Siyonist devlet İsrail istediğini yapıyor. Bütün bunlar BM'nin, İslam İşbirliği Teşkilatının, Arap Birliği gibi uluslararası örgütlerin ve insanlığın gözleri önünde yaşanıyor. 'Öz yurdunda garip, öz vatanında parya' hayatı süren 2 milyon Gazzeli açık hava hapishanesinden ibaret küçük bir kara parçasına mahkum edilmiştir. Her gün daha da vahşileşen İsrail'in saldırıları vahşetin de ötesinde bir soykırıma dönüşmüştür. İsrail'in Mescid-i Aksa'ya ve Gazze'ye karşı bu saldırgan davranışlarını sürdürmesi halinde, sonuçlarını iyi düşünmesi gerekmektedir. Vicdanı olan, mazlum ve masumlara karşı yüreğinde acı ve merhamet hisseden Uluslararası toplumun sesini yükseltmesini bekliyoruz" dedi.

"Kudüs Filistin'in ezeli ve ebedi başkentidir"

Dünyanın büyük bir kesimi karşı çıkmasına rağmen ABD'nin, Birleşmiş Milletlerde Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan edip Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararını kabul etmediklerini belirten Arslan, 'İsrail'in güvenliği her şeyden önemlidir' diyen ABD Başkanı Trump, şimdi de 'Yüzyılın Anlaşması' adı altında İsrail'in işgalini meşrulaştıran, Kudüs'ün ve Filistin Devletinin olmadığı bir planı devreye sokmaya hazırlanmaktadır. Trump'ın İsrail'le birlikte hazırladığı Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan ve İsrail'in işgalini meşrulaştırıp Filistinlileri yok sayan bu anlaşmayı asla kabul etmiyor, reddediyoruz. ABD ve İsrail'in bu yeni oyununa karşı mücadelemizi her zeminde sürdüreceğiz. İsrail'in koruyucusu emperyalist güçler, bu anlaşmayla yüz yıl önce yarım bıraktıkları tam işgali şimdi tamamlamaya çalışmaktadır.. Öncelikle, Filistinlileri yok sayan böyle bir anlaşmanın tartışılmasının bile kabul edilebilir bir yanı olmadığını belirtmeliyiz.Şu hakikati bir kez daha ifade ediyoruz ki: ne yaparlarsa yapsınlar, hangi kararı alırlarsa alsınlar Kudüs Filistin'in ezeli ve ebedi başkentidir" şeklinde konuştu.

"Bu insanlık dışı muamele sona ermelidir"

"İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan başta kadın ve çocuklar olmak üzere tüm mahkumlar bir an evvel bırakılmalı" diyen Arslan, "Bu insanlık dışı muamele sona ermelidir. İsrail işlediği savaş suçlarından dolayı uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. Ekonomisiyle birlikte bütün hayatı çökme eşiğine gelen Gazze'deki abluka bir an önce kaldırılmalıdır. Topraklarından çıkarılan Filistinlilerin tekrar evlerine dönmeleri için BM'nin aldığı kararlar uygulamaya geçirilmelidir. Kudüs ve Filistin sorunu, aynı zamanda Müslüman dünyanın duyarsızlığı ve sorumsuzluğunun da bir sonucudur. Biz, 1917'de kimsesiz bıraktığımız topraklara yeniden can vermek için sorumluluk üstleniyoruz. Bu 3. Uluslararası Kudüs Konferansı ile yeni bir dinamizm, yeni bir yol haritası ve yeni bir mücadele azmiyle yolumuza daha kararlı ve azimli biçimde devam edeceğiz" dedi.

3. Uluslararası Kudüs Konferansı'na AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TBMM İdari Amiri ve İstanbul Milletvekili Hasan Turan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 45 ülkeden 200'ün üzerinde emek ve meslek örgütünün temsilcileri katıldı.

Haber Ara