Norveç-Burma Komitesi tarafından Norveç'in başkenti Oslo'daki Nobel Enstitüsünde, Güney Afrika Anglikan Kilisesinin eski Başpiskoposu Desmond Tutu, İranlı insan hakları eylemcisi Şirin Ebadi ve Doğu Timor'un eski lideri Jose Ramos Horta'nun da aralarında bulunduğu bazı Nobel Barış Ödülü sahiplerinin video mesajla katılımıyla düzenlenen üç günlük konferans sona erdi.
Konferansın sonunda yayımlanan açıklamada, "Rohingyaların karşı karşıya kaldığı zulüm, sözlük anlamıyla soykırımdır. Myanmar Hükümeti, Rohingya toplumunu sistematik olarak yok etmektedir" ifadesine yer verildi.
Açıklamada uluslararası topluma soykırım politikalarına ve uygulamalarına derhal son vermesi için Myanmar Hükümetine baskı yapılması amacıyla her tür önlemin alınması çağrısında bulunuldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin işgal ettiği Macaristan'dan kaçan hayırsever iş adamı George Soros da Rohingyaların içinde bulunduğu durumla Nazi soykırımı arasında "dehşet verici" benzerlikler bulunduğuna işaret etti.
Nobel Barış Ödülü sahibi Myanmarlı muhalif Aung San Suu Çii ise konferansa davet edilmedi. Aung San Suu Çii, ev hapsinde tutulduğu 15 yıl boyunca ülkedeki askeri cunta rejimini eleştirdiği konuşmalarla uluslararası alanda takdir toplamıştı. Muhalif liderin Rohingyaların yaşadığı zulüm ve ayrımcılık hakkında sessiz kalması, yoğun eleştirilere neden olmuştu.
Binlerce Rohingyalı, kendilerini vatandaş kabul etmeyen Myanmar'daki zulüm ve ayrımcılıktan kaçmak için insan kaçakçılarından medet umuyor. Tayland Hükümetinin mayıs başında ülkenin güneyindeki ormanlık alanda kamp kuran insan kaçakçılarına karşı operasyon başlatmasının ardından, çoğunluğunu Myanmar'dan kaçan Arakanlı Müslümanların oluşturduğu göçmenler, teknelere bindirilmiş ve denizin ortasında kaderlerine terk edilmişti.
Uluslararası toplumun çağrıları sonucu Endonezya ve Malezya, Rohingyaları geçici kabul etme kararı almıştı.
