Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, A Haber'de katıldığı canlı yayında, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma kararına yönelik, Donald Trump ve Amerika'nın attığı adımın tarihi bir hata olduğunu vurguladı.

Akdağ, Türkiye'nin çağrısıyla,  İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) olağanüstü toplandığını hatırlatarak, bütün Müslümanların bu haksızlığa karşı ortak karar aldığını dile getirdi.

"İsrail korkunç bir hırsla yıllardır yaptığı zulmü devam ettiriyor"

Olağanüstü toplantıda, "Doğu Kudüs, bağımsız Filistin Devleti'nin başkentidir, 1967'deki sınırlar esas olmak üzere, 1980 Birleşmiş Milletler kararları esas olmak üzere biz bu başkenti bir kere daha dünyaya ilan ediyoruz. Filistin Devletini tanımamış ülkeleri Filistin'i tanımaya davet ediyoruz. Bu zulme de asla rıza göstermiyoruz." kararının alındığını ifade eden Akdağ, şöyle devam etti:

 

"Belki de böyle bir hamle beklenmiyordu ama bu hamle aslında orada zulmün derinleşmesine engel olabilecek, son derece önemli bir hamle oldu. Gelişmeleri izleyeceğiz. İsrail Devleti aslında korkunç bir hırsla yıllardır yaptığı zulmü devam ettiriyor. Yaklaşık 10 senedir, Gazze'de 2 milyon Gazzeli adeta açık hava hapishanesinde, Batı Şeria'da aynı şekilde sıkıntılar var. Dünyanın bu meseleye kör ve sağır kalmaması lazım. Yani sadece kınamayla falan da bu işler olmaz. Orada zulüm gören kardeşlerimize, zulüm gören insanlara sahip çıkmak lazım. Bu sahipliğin liderliğini Sayın Cumhurbaşkanımızın yapıyor oluşu gerçekten Türkiye adına iftihar verici bir hadisedir. Bizim tarihimize, tarihi mirasımıza da son derece yakışan bir durumdur."

"Müslüman ülkeler, büyükelçiliklerini Doğu Kudüs'te tesis etmeli"

İİT Olağanüstü Zirvesi'nde İslam ülkelerinin fire vermeden toplandığını ifade eden Akdağ, şunları kaydetti:

"Devlet başkanları ya da başbakanları seviyesinde 20'ye yakın katılım oldu. Onun dışında da bütün ülkeler bildirinin altına imzasını açıkça koydular ve bildirinin ifadeleri son derece net. Diplomatik bir dille muğlak ifadelerle kaleme alınmış bir bildiri değil. Açıkça, net ifade ediyor ki 'Burada bir zulüm var. Amerika'nın yaptığı yanlış, İsrail'İn yaptığı yanlış. Biz bu yanlışı kabul etmiyoruz. Filistin'i bağımsız bir devlet olarak ve Doğu Kudüs'ü de Filistin'in başkenti olarak tanıyoruz, ilan ediyoruz.' Zaten biliyorsunuz Türkiye'nin Doğu Kudüs'te büyükelçilik seviyesinde bir temsili var. Diğer ülkelerin, Müslüman ülkelerin de özelikle oradan başlayarak, bu büyükelçilikleri orada tesis etmesi lazım."  

"Bize bir anlamda ışık tutan bir muhalefet istiyoruz"

Başbakan Yardımcısı Akdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gayri samimi, gündemi değiştirmek isteyen, sahte belgelerle AK Parti'yi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kötülemeye çalışan tavrına Türkiye'nin adeta alıştığını söyledi. 

Kılıçdaroğlu'nun bu söylemlerine CHP'ye oy veren seçmenlerin de inanmadığını belirten Akdağ, şöyle devam etti: 

"Özellikle son zamanlarda, 15 Temmuz'dan sonra kulaklarına FETÖ tarafından ne üflenirse, ellerine onlar tarafından hangi belge getirilirse bu belgeyi kamuoyuna getirip çıkarıyorlar. MİT'in bir raporu var dediler aslı astarı olmadığı anlaşıldı. Bu bahsettikleri Man adasıyla ilgili belgelerin, onların söylediği şekilde aslının astarının olmadığı anlaşıldı. Ne yapmaya çalışıyorlar? Bir şekilde siyasi taraftar toplamaya ya da bir kutuplaşmayla kendi taraftarlarını konsolide etmeye, bir arada tutmaya çalışıyorlar ama bu oyun tutmaz. Bu aslında çirkin bir siyaset üslubu. Türkiye artık bu üsluptan gerçekten bıktı. Biz AK Parti olarak karşımızda siyaseti ilkeli bir şekilde yapan, yanlışımız varsa bunları gerçekten gösteren, bize bir anlamda ışık tutan bir muhalefet istiyoruz. Böyle ana muhalefet anlayışı gerçekten olmaz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu tavrı aslında son derece pespaye bir tavır, kötü bir tavır. Bundan vazgeçmezse kendisi zarar görecek."

"CHP'li yöneticiler Bahçeli'nin tutumuna bakmalı"

CHP'li yöneticilerin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tutumuna bakması gerektiğini kaydeden Akdağ, "Bakın muhalefet böyle yapılır. Yeri geldiğinde partimizi, bizi, icraatlarımızı eleştirebiliyor ama mesele milli duruş olunca, mesele bir çeteyle, hain bir terör örgütüyle mücadele olunca, diğer terör örgütleriyle mücadele olunca, mesele Türkiye'nin bekası olunca çok doğru bir yerde duruyor. Muhalefete yakışan budur. Cumhuriyet Halk Partisi'ne, ana muhalefet partisine, Sayın Kılıçdaroğlu'na da yakışan bu olmalıdır ama maalesef bunu göremiyoruz." diye konuştu.

"Orada Türkiye'yi yargılıyorlar"

17 Aralık darbe girişiminin yıl dönümü olduğunun hatırlatılarak ABD'deki süren davaya ilişkin muhalefetin tavrının sorulması üzerine Akdağ, şu ifadeleri kullandı:

"17-25'in bir kumpas olduğundan artık hiç kimsenin kuşkusu yok. Bir çete kumpası, bu FETÖ çetesinin kumpası olduğunu hepimiz biliyoruz. O kumpasa esas olan iddialar neyse, o iddiaların Amerika Birleşik Devletleri'nde dile getiriliyor olması aslında hepimize gerçeklerin ne olduğunu gösteriyor. Oraya belge taşıyan, orada ifade veren, orada davayı ayakta tutan mahkemedeki savcıdan tutun da jürisine kadar, hakimine kadar FETÖ'yle ilişki o kadar iç içe bir durum gösteriyor ki. Artık gerçekten muhalefet yapan bazı kimselerin gözünün açılması lazım. Orada Türkiye'yi yargılıyorlar. Aslında orada bir Rıza Sarraf yargılaması falan da yok. Orada Türkiye'yi yargılamaya, Türkiye'yi mahkum etmeye, bir şekilde Türkiye'nin önünü kesmeye, Sayın Cumhurbaşkanımızın önünü kesmeye gayret ediyorlar. Bunu görmek için böyle çok zeki olmaya, hadiseleri çok derinden izlemeye bile gerek yok. Müthiş bir oyun oynanıyor."