Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Oğlumun son çözdüğü testleri atamadım'

Terör örgütü PKK'nın Diyarbakır'da 3 Ocak 2008'de düzenlediği terör eyleminde oğlu Eren'i kaybeden Oya Eronat, 'Oğlumun odasındaki son yediği çikolataların kağıtlarını, son çözdüğü testlerin kağıtlarını bile atamadım, duruyor.' ifadelerini kullandı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2018-01-02 14:12:01

'Oğlumun son çözdüğü testleri  atamadım'

AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığında başkan yardımcılığı görevini yürüten Oya Eronat, terör örgütü PKK'nın Diyarbakır'da 3 Ocak 2008'de bir dershane önünde askeri servis aracının geçişi sırasında gerçekleştirdiği terör saldırısında oğlu Eren Şahin'i kaybetti. Eronat, dershanenin bulunduğu o caddeden o günden sonra hiç geçmediğini, oğlu Eren'in sevdiği yemeklerin evde hiç pişmediğini anlattı.

AA muhabirine konuşan Eronat, Diyarbakır'daki katliamın üzerinden 10 yıl geçtiğini hatırlatarak, Victor Hugo'nun "Çocuğunu kaybeden bir anne için her gün ilk gündür; bu ızdırap ihtiyarlamaz." sözüne atıfta bulundu.

Eronat, kendisi için aradan geçen 10 senenin 10 gün gibi olduğunu belirterek, "Daha da kötüye gidiyor, zaman geçtikçe özlem artıyor. Bir laf vardır, 'Zamanla her şey unutulur'. Ama bu evlat olunca görmediğiniz süre zarfında ona özleminiz artıyor. Zaman geçtikçe acı daha da çoğalıyor." dedi.

Eronat, bu olay üzerine oturamadığını ifadelerini kullandı.

"Silah alıp dağa çıkacak halim de yoktu. İntikam hisleri hiç taşımadım. Çünkü ben çok inançlı bir insanım. Benim inancıma göre, intikam çok ters bir duygu. Ben, oğlumdan önce de hiç kimseye beddua etmemiş, kötü niyetler beslememiş biriydim. Ama öfkem de çok büyük, bir mücadele vermeliydim. Mücadeleyi de siyaset zemininde yakaladım. Sesimi duyurmalıydım. Güneydoğu'daki insanların çektiklerini, 'Kürt haklarını koruyoruz' diye PKK'nın yaptığı zulümleri anlatmalıydım. Daha açmadan koparılan bu çiçeklerin ailelerinin çektiği acıları anlatmalıydım. Bu şekilde siyasete girdim. Sayın Cumhurbaşkanımızın olurlarıyla şehit yakınları ve gazilerle ilgileniyorum. Genel Merkezde Sosyal Politikalar Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Türkiye'nin bütün şehit yakınları bulur beni. Sorunlarını anlatırlar, o sorunları çözmeye çalışırım."

Oğlu Eren'den kimi zaman feyz aldığını dile getiren Eronat, "Eren iyiydi. Kimsenin arkasından konuşturmazdı, dedikoduyu sevmezdi. İnsanları kırmaktan hoşlanmazdı. Ben, birine sinirlensem sakinleştirmeye çalışırdı. Özeldi. Şu anda onun iyiliğinden bile feyz alıyorum. Genelde evlatlar anneyi, babayı örnek alır ama ben oğlumu örnek alabiliyorum." dedi.


Diyarbakır'daki evinde oğlunun odasına hiç dokunmadığını anlatan Eronat, sözlerine şöyle devam etti.

"Ben, oğlumun odasındaki son yediği çikolataların kağıtlarını, son çözdüğü testlerin kağıtlarını bile atamadım, duruyor. Test kitapları duruyor. On yıl önce o kurşun kalemlerle işaretlemiş kitaplara bakıyorum. Oyuncakları, romanları duruyor. Yatağına hiç dokunmadık, bayrağı üzerinde duruyor. Onun anılarıyla yaşıyoruz, anılarını yaşatıyoruz. Bizim için gitmedi. Bu gitmeyi kabul etsek, yıkım olur diye düşünüyorum.Bizim için yaşıyor o. Başkasına yaptığımız bir güzellikle yaşıyor. Onun sevdiği bir şeyden bahsederken yaşıyor. Gerçi onun sevdiği yemekleri de evde pişirmiyoruz artık, çünkü yiyemiyoruz."

Diyarbakır'da esnaf, ev ziyaretlerinde terör örgütü PKK tarafından dağa çıkarılmış çocukların aileleri ile karşılaştıklarını kaydeden Eronat, kendisine bu ailelerden çok mektup geldiğini bildirdi.

Hiçbir annenin, evladının dağa gitmesini istemediğini vurgulayan Eronat, "Keşke oğlumun bir mezarı olsa, her gün gelip burada bir Fatiha okuyabilsem" diyen evladını dağda kaybetmiş bir annenin, oğlunun cenazesini getirdiklerinde "Dileğim oldu. Hiç olmazsa biliyorum oğlum burada." dediğini aktardı.

Çocuğu dağda olan annelerin birer rehin olduğuna dikkati çeken Eronat, "Eğer çocuğunuz dağdaysa ve siz bir anneyseniz aleyhte konuşamıyorsunuz. Acaba ben aleyhte konuşursam, dağda çocuğumun başına bir şey gelir mi endişesi taşıyorsunuz. Anneler her türlü yanıyor. Çocuğu dağda olan anne de yanıyor, konuşamıyor." şeklinde konuştu.

 

 

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara