ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararı başta Filistin olmak üzere dünyanın her yerinde protesto edildi. Şimdiye kadar yaşanan olaylarda 2 Filistinli şehit olurken, 230'dan fazlası da yaralandı. Üçüncü intifada çağrısı yapıldı ve dünyanın her yerinde Müslümanlar sokağa indi. Tüm bunlar yaşanırken konuya ilişkin en sert tepkilerden biri ise Türkiye'den geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı her toplantıda üçüncü intifadanın sembol fotoğrafını gösterirken, İsrail'in yıllardır Filistin'de sürdürdüğü işgali anlatan fotoğrafı da gösterdi ve bunun üzerinden açıklamalarda bulundu.
"İsraill bir işgal devletidir" diyen Erdoğan'ın günlerdir işaret ettiği bir diğer nokta ise İslam İşbirliği Teşkilatı'nın olağanüstü Kudüs Zirvesi...
6 GÖZLEMCİ KATILACAK
57 üyesi bulunan İİT toplantısına, Kıbrıs Türk Devleti, Bosna-Hersek, Orta Afrika Cumhuriyeti, Rusya, Tayland ve Çin'in de gözlemci seviyesinde katılması bekleniyor.
BEKLENTİ BÜYÜK
Günlerdir yüksek seyreden tansiyon da düşünüldüğünde İslam dünyası, Müslüman halklar ve Türkiye kamuoyu Çarşamba günkü toplantıya ilişkin büyük bir beklentiye sahip. Diriliş Postası da konuyu bugünkü manşetine taşıdı. "Umudumuz büyük, icraat bekliyoruz" diyen gazete beklentileri 21 maddede sıraladı.
İşte o maddeler:
LATİN AMERİKALI ÜLKELERİ DAVET EDİN
1) 1948 yılında Gazze'de bir hastanenin İsrail tarafından bombalanmasının ardından uluslararası bir boyut kazanan “Filistin Mücadelesi”, o tarihlerde Türkiye siyasetinde (iktidara hakim batıcı azınlık) görmezden gelinse de sivil kamuoyunda ses getirmiş, aynı zamanda uluslararası bir konu haline gelmişti. Daha sonra 1959 yılında Filistin'e gidişiyle birlikte Latin Amerika sathında İsrail'in tanımı “Sömürgeci Siyonizm” olarak şekillenmiş ve etkisini bu günlere kadar taşımıştır. Ünlü futbolcu Ronaldo'nun Filistinli çocuklarla sahaya çıkması bu tarihi altyapının bize ulaşmış sonuçlarından sadece biridir. Latin Amerika ülkelerinde hali hazırda yaygın olan Anti-İsrail çevreleriyle daha yakın ilişkiler kurulmalı, ortak organizasyonlar gerçekleştirilmeli ve İsrail'in yargılanması için kurulacak mahkemeler Latin Amerikalı ülkeler de davet edilmelidir.
2) Selahattin Eyyubi'nin Kudüs Cihadı'nı başlatmadan önce sürdürdüğü iletişim yöntemleri, izah ve ikna için dolaştığı harita, yeniden gündeme getirilmeli ve bütün ayrıntılarıyla güncellenerek tekrar hayata geçirilmesinin çaresi aranmalıdır.
3) Kısa, orta ve uzun vadeli bütünleşik bir Filistin Mücadele Planı hazırlanmalı ve mücadele, “İsrail'in saldırdığı anlarda günü birlik tepki verme” kısır döngüsünden çıkarılmalıdır.
SİLAH ANLAŞMALARI İPTAL EDİLMELİ
4) Toplam tutarı trilyon dolarları bulan ABD ve İsrail ile yapılmış silah anlaşmaları iptal edilmeli ve 57 ülke kendi arasında birlikte temin etme yolunu aramalıdır.
BÜYÜKELÇİLER GERİ ÇAĞRILMALI
5) İİT üyesi ülkelerin, ABD'den büyükelçiliklerini geri çağırması ve ülke temsilciliklerinin kapatılması gündeme gelmeli.
6) İsrail'e karşı ağır ekonomik ambargo ve sert yaptırımlar planı hazırlanmalı. İsrail, başta ekonomik, olmak üzare kültürel, seyahat, siyaset ve iletişim sahalarında köşeye sıkıştırılmalı.
İSRAİL VATANDAŞLARININ İİT ÜLKELERİNİ GİRİŞİ ENGELENMELİ
7) İsrail vatandaşlarının üye ülkelere girişi yasaklanmalı ve seyahatlerinde transit geçişleri engellenmeli.
8) Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan diğer ülkelerle ilişkiler gözden geçirilmeli ve geri adım atmadıkları takdirde kendilerine karşı alınacak tedbirler hem medya hem de lobi faaliyetleri üzerinden duyurulmalı.
9) İİT üyesi ülkeler kendi kamuoylarına yürütülecek mücadele planını, bu planla neyin hedeflendiğini ve süreç boyunca doğacak sıkıntıların neler olduğunu ortak bir dille anlatmalı. Her ülkenin kendi halkını mücadelenin içine aktif olarak katıp süreci yönetebilmesi için “Hür Filistin Görev Gücü” kurulmalı ve bu teşkilat, bütün ülkelerde yerel hassasiyetlere uygun çalışmalar yürütmeli.
10) İsrailliler'in ve İsrail askeri üslerinin bulunduğu doğrudan gasp edilmiş arazilerin acilen boşaltılması için bir imar planı hazırlanmalı ve bu plan İsrail'e dayatılmalı.
FİLİSTİNLİLER GERİ DÖNMELİ
11) 1967 yılından bu güne kadar kayda geçmiş olan 370 bin sürgün edilmiş Filistinliler ve onların varisleri yerlerine yerleştirilmeli.
12) Filistin'nin imar edilmesi için Filistin Görev Gücü kurulmalı ve 57 ülkenin kuracağı ortak askeri kuvvetler bu Filistin görev gücünün güvenliğinden sorumlu olmalı.
İŞGALCİ YAHUDİLERİN TARIM FAALİYETLERİ YASAKLANMALI
13) Yasadışı Yahudi yerleşimcilerin ‘Hurma' başta olmak üzere tarım üretimi yapmaları yasaklanmalı ve uluslararası ticaretleri engellenmeli.
TEMİZ SU İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ
14) Filistinliler'e temiz ve ucuz su ulaştırmanın çaresi aranmalı bunun için uluslararası yetkisi olan çok devletli bir kurum kurulmalı.
15) Haberleşme başta olmak üzere, tarım, meteoroloji ve güvenlik amacıyla kullanmak üzere Filistinliler'e bir uydu tahsis edilmeli. Filistin'de medyanın güçlenmesi sağlanmalı.
16) İsrail merkezli bankacılık, barter, derecelendirme, aracılık ve diğer aracı finans kurumlarının faaliyetleri tam manasıyla durdurulmalı.
17) Faaliyetini hangi ülkede gerçekleştiriyor olursa olsun İsrailli şirketlerin ticaret hakları askıya alınmalı.0
FİLİSİTN DOĞALGAZININ AVRUPA'YA TAŞINMASINA ENGEL OLUNMALI
18) İsrail'in Doğu Akdeniz'den gasp ettiği Filistin'e ait olan doğalgazın Avrupa'ya taşınması engellenmeli güzergâhları kapatılmalıdır.
REFAH AÇILMALI
19) Mısır Refah sınır kapısını sürekli açık tutmalı. Üye ülkeler başta insani uyardım olmak üzere Filistin'e bir plan dâhilinde yardım sevkiyatları yapılmalıdır.
20) İİT üyesi 57 ülke kendi aralarında ticaretlerini dolar yerine yerli paralarıyla yaparak, ABD'nin dolar tahakkümü zayıflatılmalıdır.
21) Uluslararası hatlara açık bağımsız bir hava sahası ve liman sahaları acilen talep edilmeli ve bunun planı 57 ülke tarafından hazırlanıp İsrail'e dayatılmalı.
ARAP BİRLİĞİ DE TOPLANMIŞTI
Öte yandan Filistin ve Ürdün'ün talebi üzerine Arap Birliği Dışişleri Bakanları da Mısır'ın başkenti Kahire'de Olağanüstü Kudüs Toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil'in Arap dünyasını ABD'ye ekonomik ambargo uygulama çağrısı oy birliği ile reddedilirken bir bildiri yayınlandı.
Tüm ülkelerin, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini tanımaya davet edildiği bildiride, şu ifadelere yer verildi:
"ABD, Kudüs'e ilişkin kararını iptal etmeli ve uluslararası toplumla birlikte çalışarak, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasını taahhüt eden barışçıl bir çözüm aracılığıyla İsrail'i, tüm Filistin ve Arap topraklarındaki işgaline son vermeye zorlamalı. BM Güvenlik Konseyi, ABD'nin Kudüs kararının uluslararası kararlara aykırı olduğu ve hukuk dışı olduğunu beyan eden bir karar çıkarmalı."
Bildiride yer verilen diğer kararlar da şu şekilde sıralandı:
KOMİTE KURULACAK
- Arap Barış Girişimi Komitesi, Kudüs kararının doğuracağı siyasi sonuçların önüne geçmek için uluslararası toplum ve kuruluşlarla çalışacak bir komite kurmak üzere görevlendirildi.
İSRAİL'E BASKI UYGULAMA KARARI
- İsrail'e, uluslararası kararlara uyması, Yahudi yerleşim birimleri faaliyetleri ve Filistinlilerin Kudüs'ten çıkartılması çabalarına son vermesi için baskı uygulanması ve bu çerçevede etkin ve sistemli şekilde uluslararası toplumla çalışılması talep edildi.
İSRAİL'İN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI ORTAYA DÖKÜLECEK
- Arap Birliği Genel Sekreterliği, ABD'nin Kudüs kararının tehlikelerini izah edecek ve İsrail'in Kudüs'teki kirli çamaşırlarını ortaya dökecek uluslararası bir medya kampanyası başlatmak üzere görevlendirildi.
"İSLAM ÜLKELERİ KUDÜS'Ü FİLİSTİN'İN BAŞKENTİ OLARAK TANIMALI"
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da İslam dünyasına çağrı yaparak, 'Bütün İslam ülkeleri Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak ilan etmelidir' demişti.