İşte Yıldırım'ın açıklamaları:
- (Sınırı geçen iki Yunan askerinin tutuklanması) "Bu konuyu AB ilişkilerine kadar götürmek büyük bir zeka işi. Zaten şimdi Türkiye ile ilgili hangi konu olsa AB'ye işi götürüp taşımak, oradan destek almak bir alışkanlık haline geldi. AB ile olan ilişkilerimizi bu ve buna benzer yeni girişimler zerre kadar ileri de götürmez, geri de düşürmez."
- (Yunanistan'da Türk bayrağının yakılması) "Bayrağa yapılan bir hakaret o ülkeye yapılmış sayılır. Bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Ay yıldızlı bayrağımız bizim gururumuzdur. O bayrağın uğruna canlarımızı veriyoruz, bütün imkanlarımızı da seferber ediyoruz. Bu ve buna benzer densizlikleri yapanları muhatap bile almıyoruz."
- "Ada'da eğer kalıcı, sürdürülebilir bir çözümün mümkün olması gerekiyorsa Güney Kıbrıs Rum tarafının buna zihinsel olarak hazır olması lazım."
- "Kıbrıs adasının etrafındaki her türlü doğal zenginlikler, hidrokarbon kaynakları, adada yaşayan, gerek Kuzey'de gerekse Güney'de yaşayan bütün halkın ortak varlığıdır. Dolayısıyla buralarda tek taraflı girişilen faaliyetler bizim tarafımızdan asla hoş karşılanmaz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bunu hoş karşılamaz. Ne zaman olur bu faaliyetler? Gerçek anlamda iki taraflı bir devlet oluşumu, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm adada elde edilirse, bütün kaynakların adada yaşayanların refahına yönelik olarak değerlendirilmesi pekala söz konusudur. Bunun dışında emrivakilerle, oldubittilerle yapılacak bu ve benzeri kışkırtıcı faaliyetler karşılığını da uygun bir şekilde görecektir."