Dolar

32,5298

Euro

34,8074

Altın

2.435,62

Bist

9.726,90

Geleneksel Türk okçuluğu dünyaya yayılıyor

Yunus Emre Enstitüsü ile Okçuluk Vakfı'nca yürütülen 'Kemankeş Projesi' kapsamında, 16 ülkeden gelen 40 sporcuya, geleneksel Türk okçuluğu eğitimi veriliyor - Proje Koordinatörü Özban: - 'Burada eğitim alanlar gittikleri ülkelerdeki enstitülerde ders vererek yeni öğrenciler yetiştirecek'- Japon Okabe Seiichi: - 'Burada Osmanlı okçuluğunu ve bu işin kültürünü öğreniyorum. Tokyo'ya döndüğümde

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-02 11:01:31

Geleneksel Türk okçuluğu dünyaya yayılıyor
MÜCAHİT TÜRETKEN - Yunus Emre Enstitüsü ve Okçular Vakfı arasında yürütülen proje kapsamında, 16 ülkeden 40 sporcuya ülkelerinde okçuluk sporunu öğretmeleri amacıyla eğitim veriliyor.

Almanya, Bosna-Hersek, Fas, Filistin, İran, Japonya, Katar, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Lübnan, Malezya, Mısır, Polonya, Sırbistan, Sudan ve Ürdün'den gelen 40 genç, "Kemankeş Projesi" kapsamında İstanbul Okçular Vakfı Spor ve Kültür Merkezi'nde geleneksel Türk okçuluğu eğitimi alıyor.

Sporcular, Fatih Sultan Mehmet'in fermanı ile Okmeydanı'nda kurulan ve vakıf kültürüyle yüzyıllar boyunca hizmet veren Okçular Tekkesi'nin bulunduğu tesislerde geleneksel Türk okçuluğuna dair teorik ve pratik her türlü bilgiyi alıyor. Ayrıca Türk kültürünü, tarihi atmosfer içinde tanıma şansını buluyor.

Kemankeş Projesi Koordinatörü Mehmet Selim Özban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geleneksel okçuluğun Türk kültürünün yapı taşlarından olduğunu belirtti.

Okçuluğu tüm dünyaya kültürel ve sportif nitelikleriyle kavratmak ve ata sporuna yeni sporcular kazandırmak amacıyla projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Özban, 4 aşaması bulunan projeye Uzak Doğu'dan Avrupa'ya, Balkanlar'dan Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya kadar 16 ülkeden gençlerin Yunus Emre Enstitülerine başvurarak katılım hakkı kazandığını söyledi.

- "Proje, her yıl daha fazla ülkeye yayılacak"

İstanbul'daki 10 günlük eğitim için 550 başvuru aldıklarını ve bunlar arasından Türk okçuluğuna yatkın en iyi 40 kişinin seçildiğini anlatan Özban, şu bilgileri verdi:

"İlk aşamada Okçular Vakfı'nın eğitmenleri, sporcularımıza Türk okçuluğuna dair her türlü teorik ve pratik bilgi ve tecrübe aktarımında bulunuyor. Projenin ikinci aşamasında, Okçular Vakfı tarafından temin edilen ya da kendi atölyelerinde yapılan malzemeler 16 ülkedeki Yunus Emre Enstitüleri'ne gönderilecek. Oralarda da okçuluk sınıfları açılacak. Burada eğitim alanlar gittikleri ülkelerdeki enstitülerde ders vererek yeni öğrenciler yetiştirecek. Üçüncü aşamada ise 16 ülkede Türk okçuluğuna dair yapılan kültürel ve sportif etkinlikler olacak. Performans gösterileri, konferans ve seminerler yapılıp sergiler açılacak. Dördüncü aşamada ise 16 ülkedeki Yunus Emre Enstitüsü'nde okçuluk eğitimi alan kursiyerlerin en başarıları seçilerek her yıl düzenlediğimiz Türkçe Yaz Okulu'na dahil edilecek. Yaz okulunun sonunda ise yine Okçular Vakfı'nın yardımı ile büyük bir yarışma düzenlenecek. Proje, her yıl daha fazla ülkeye yayılarak devam edecek."

Kemankeş Projesi için İstanbul'a gelen 16 ülkeden 40 sporcunun, eğitimlerini tamamlamalarının ardından ilerleyen günlerde becerilerini sergileyecekleri bir yarışmaya katılacaklarını bildiren Özban, yarışma sonunda sporcuların, sertifikalarını Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız, Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş'ten alacaklarını kaydetti.

- "Osmanlı okçuluk kültürü bambaşka"

Japon Okabe Seiichi, Tokyo'da Türk arkadaşları sayesinde dil kursuna gitmeden Türkçeyi öğrendiğini söyledi.

Türk ve Osmanlı kültürünü çok sevdiği için Tokyo'daki Yunus Emre Enstitüsü'ne gittiğini kaydeden Seiichi, "Orada okçulukla ilgili projeyi duyunca başvurdum. Burada Osmanlı okçuluğunu ve bu işin kültürünü öğreniyorum. Japonya'da okçuluk kültürü var ama Osmanlı okçuluk kültürü bambaşka. Osmanlı yayı kısa olduğu için hareket yapması kolay ancak Japon okları uzun ve sabit kullanılıyor. Tokyo'ya döndüğümde arkadaşlarıma öğretmek istiyorum." dedi.

Sırbistan'dan gelen Maja Bursac, Belgrad Üniversitesi'nde Filoloji Fakültesi'nde Türkçe öğrencisi olduğunu belirterek, Yunus Emre Enstitüsü'nde Türkçe dersleri aldığını söyledi. Projeyi haber aldıktan sonra başvurup Türkiye'ye gelmeyi çok istediğini ifade eden Bursac, "Şanslıyım ki seçilen kişiler arasına girdim. Daha önce okçuluk yapmasam da spor yapmayı seviyorum. Hocalarımızın yardımlarıyla buradaki eğitimlerimiz iyi geçiyor." diye konuştu.

- Türkiye sevgisiyle Türkçe öğrendi

Mısırlı Reham Zaki Mohammed ise ülkesinde Yunus Emre Enstitüsü kurslarına katılarak Türkçe öğrendiğini dile getirdi.

Mohammed, Kemankeş Projesi'ni öğrendiğinde katılmak için başvurduğunu aktararak, "Az sayıda kişi alıyorlardı ve ben de seçilenler arasında girerek İstanbul'a geldim. Okçular Vakfı gibi tarihi ve güzel bir mekanda eğitim gördüğümüz için mutluyum. Bugünkü öğrenci yarınki öğretmen, bugünkü sporcu ise yarınki antrenör olabilir. Ben karate sporcusu ve antrenörüyüm. İnşallah Mısır'a döndüğümde okçuluk antrenörü de olup bunu insanlara öğretirim." ifadelerini kullandı.

Faslı İlyass Feth, Kasablanka'da yaşadığını ve matematik bölümü mezunu olmasına karşın Türkiye'ye olan sevgisinden dolayı Yunus Emre Enstitüsü'ne giderek Türkçe öğrendiğini ifade etti.

Geçen aylarda Türkçe Yaz Okulu için geldiği İstanbul'da yeniden bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Feth, okçuluk eğitimlerinin eğlenceli geçtiğini söyledi.

Haber Ara