Dolar

32,5157

Euro

34,5711

Altın

2.493,20

Bist

9.548,09

Friedman’a küfür, Gazze’ye yaptırım

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-03-21 13:45:02

Friedman’a küfür, Gazze’ye yaptırım

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, önceki akşam Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Batı Yaka'daki Yahudi yerleşkelerinin İsrail'in bir parçası olduğunu iddia eden ABD Tel Aviv Büyükelçisi David Friedman'a “it oğlu it” dedi.

Yahudi asıllı Friedman da Abbas'ın sözlerine cevap verirken, “Ebu Mazin bana ‘it oğlu it' diyor. Bu siyasi bir hitap mı yoksa Yahudi düşmanlığı mı? Bu konuda yorum yapmıyor ve kararı size bırakıyorum” diyerek Siyonistlerin her zaman yaptığı gibi “antisemitizm” imasında bulundu.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada da Amerika kendisine “Artık yeter” dediği için Abbas'ın şok yaşadığı ve bu nedenle Friedman hakkında söz konusu ifadeyi kullandığı öne sürüldü.

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Jason Greenblatt ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Abbas için nefret dolu bir retorik ile kendi halkının hayat kalitesini iyileştirecek somut ve pratik çabalar arasında seçim yapma zamanı gelmiştir” dedi ve Filistin Devlet Başkanı'nın eleştirilerinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Bütün bu açıklamaları nasıl okumalıyız?

Filistin Devlet Başkanı'nın “İsrail'den çok İsrailci” ABD Büyükelçisine nihayet anladığı dilden konuştuğunu ve ağzının payını verdiğini mi düşünmeliyiz?

Filistin dostları olarak Abbas'ın bu çıkışına sevinmeli miyiz?

Konuşmadan sadece Friedman'a “itoğluit” denilen bölümü alırsanız böyle bir sonuç ortaya çıkabilir.

Fakat Abbas o konuşmada başka şeyler de söyledi.

Örneğin, soruşturma henüz tamamlanmadığı halde, Filistin Başbakanı Rami El-Hamdallah'ın konvoyuna Salı günü düzenlenen bombalı saldırıdan Hamas'ı sorumlu tuttu.

Daha da tehlikelisi, Gazze Şeridi'ne yeni yaptırımlar uygulama kararı aldığını açıkladı.

Konuşmanın asıl önemli tarafı burası.

İsrail yaklaşık 12 yıldır Gazze Şeridi'ne abluka uyguluyor.

Bu yetmezmiş gibi, Abbas da geçen yıl Nisan ayında Gazze halkını cezalandırmak için bir dizi yaptırım uygulamaya başladı.

Ablukanın üzerine gelen yaptırımlar elektrik, yakıt ve ilaç krizlerinin had safhaya ulaşmasına yol açtı.

Hamas ve Fetih'in geçen Ekim ayında Kahire'de imzaladıkları uzlaşı anlaşmasının ardından yaptırımların kaldırılmasını bekleyen Gazze halkı şimdi mevcut yaptırımların daha da ağırlaştırılması ve yeni bir takım yaptırımlar uygulanması tehdidiyle karşı karşıya.

Fetih liderlerinden Azzam El-Ahmed'in geçmişte yaptığı “Elimden gelse Gazze Şeridi'nin havasını dahi keserim” açıklaması Filistin Devlet Başkanı ve çevresinin Gazze halkını cezalandırma konusunda ne kadar ileri gidebileceği hakkında fikir veriyor.

Abbas'ın yeni yaptırımlarla yapmak istediği gayet net:

Gazze Şeridi'ndeki direniş gruplarının elinde bulunan silahı toplamak ve orada da - tıpkı Batı Yaka'da olduğu gibi - İsrail'le koordineli çalışan bir güvenlik yapısı kurmak.

“Silah sadece hükümetin elinde olmalı” sözünün anlamı bu.

İşgal güçleriyle yürütülen güvenlik koordinasyonu çerçevesinde İsrail'in ileri karakolu görevini yerine getiren birimlerin elinde silah olacak fakat direniş gruplarının hiçbirinin elinde silah olmayacak.

Sonra da o güvenlik birimleri İsrail'e yönelik hiçbir eyleme izin vermeyecek ve işgalcilerin güvenliği için çalışacak.

Sizce İsrailli yetkililer ve işgal rejimi yandaşları buna karşı çıkar mı?

Bilakis şöyle diyorlardır:

“Abbas Gazze'ye yönelik tehditlerini uygulasın da isterse yatsın kalksın bize küfretsin, hiç önemli değil!”

 

Haber Ara