Dolar

32,5149

Euro

34,9470

Altın

2.430,13

Bist

9.804,18

Filistin’de ezanı susturamazlar

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-02-21 13:43:00

Filistin’de ezanı susturamazlar
İslam dininin şiarı olan ezanı Kudüs'te yasaklamak aptallığına kalkışan İsrail'deki Siyonist rejim ortalığı germek ve masum insanları dahi tahrik ederek kavganın içine çekmek için şeytanı plan yapmaktadır. ABD'de Donald Trump'ın seçilmesiyle iyice şımaran Siyonistler işgal ettikleri topraklarda Müslümanlara hayat hakkı tanımıyor. Ezanı yasaklama girişiminin yanında hemen her gün hukuksuz gözaltılar ve Filistinlilerin tapulu evlerinin yıkılması kabul edilemez.
 
Yıllardır işgali altında tuttuğu Kudüs ve diğer bölgelerde yaşayan Müslüman Filistin halkını öldürmek, işkence ederek sakat bırakarak, her gün evlere baskın yaparak halkı bıktırmak, ağır vergiler ve aptalca cezalar verilerek ortamı yaşanmaz hale getiren terörist İtrail yönetimi şimdi de Kudüs'te ezan yasağını uygulamak istiyor. Açıkça ifade etmeliyim ki bu konuda da başarılı olamayacak. Ezansız ve Müslümanın olmadığı bir Kudüs düşünülemez.   
 
Daha önce ‘de aynı yasağı korsan meclislerine getirmişlerdi. Ancak yasak kendi inançlarına ve Şofar'ın çalınmasına engel teşkil edeceği için tasarıdan vazgeçilmişti. “İnsanlık”, “Onur” veya “özgürlük” gibi kavramların ne anlama geldiğini bilmekten aciz, dünyaya sadece kendi batıl inanç penceresinden bakan Siyonistler bölgedeki istikrarsızlığın ana sebebidir. Çıkarları dışında her kararı almakta tereddüt etmeyen bu utanmazları durduracak yeni Selahaddin Eyyubi'lere ihtiyaç var.    
 
Her fırsatta başkasının malını, mülkünü çalan,  Müslüman ve Hristiyanların kutsallarına kısıtlama getiren korsan İsrail devleti dur durak bilmiyor. Her gün bir fitne ve insan hakları ihlalinde bulunuyor. Gün geçmiyor ki bu korsan rejimin bir hukuksuzluğu  olmasın. Fitne çıkarmak için tasarlanan bu mahluklar güne bir savaş stratejisiyle başlıyor. Gün sonunda ise birkaç masum katledilerek veya bir parça toprak işgal edilerek, bunlardan birini yapamayanlarsa mutlaka bir Müslüman'dan azda olsa bir nesne çalarak evine dönüyor. Bu vahşi düşüncede olan Siyonistlerin oranın yüzde 80 olduğu bildirilmektedir. Bu gerçekten korkunç bir durum.    
 
Mescid-i Aksa'nın altını oyarak yıkılmasını planlayan İsrail yönetiminin uygulamış olduğu faşist ve insanlık dışı yöntemlerle bölgesel ve dünya barışına katkı sunmuyor. Aksine şiddetin artmasına zemin hazırlıyor. Ortadoğu'daki barışın anahtarı Filistin barışıdır. Bunca baskı ve hukuksuzluğa rağmen ezanın hoparlörle okunmasını yasaklayan yasanın meclise getirilip oylanmasının beklenmesi bölgede ve dünya barışına katkı değil aksine kaosun yayılmasına neden olur.
 
Ezan yasağına Avrupa'dan tepki
 
İşgal altında olan Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesi için tüm dünyadaki barışı seven ve Müslüman olan kişiler mücadele vermelidir. İnsanlığın ve Müslümanların ilk kıblesidir. Kutsal sayılan mescitlerin üçüncüsü burasıdır. Sevgili Peygamber efendimiz Mescid-i Aksa'dan İsra ve Miraç olayını gerçekleştirmiştir. Burayı yıkmak veya inanan insanların bu mabede girişini engellemekle birlikte ibadete çağıran ezanın yasaklanması Siyonist rejime bir katkı sağlamaz. Aksine daha çok zarar verir. Zaten korkudan cadde ve sokaklarında yürüyemeyen, ev ve iş yerlerinde huzursuz olmalarının temelinde bu hukuksuz davranışlar yatmaktadır. 
 
Korsan devletin başbakanı Binyamın Netanyahu'ya dünyanın birçok yerinden bu hukuksuzluğun önüne geçmesi yönünde çağrı yapılıyor. Ancak o şımarık bir üslupla ve ABD'den aldığı destekle bu kararın çıkmasını ve uygulanmasını istiyor. Çünkü Netanyahu gibi siyasilerin yükselmesi hep şiddet ve teröreylemleri nedeniyle olmuştur. Ezan yasağını siyasi şova dönüştürecek. Ne kadar fanatik ve terör yanlısı Yahudi varsa onlardan oy almak için bu hukuksuz uygulamadan nemalanacaktır. 
 
İşgal altındaki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin inşaatına hız veren İsrail meclisi Knesset'ten geçen ezan yasağına tepki olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel, 10 Mayıs'ta İsrail'e yapacağı ziyareti iptal etti. Yalandan da olsa Avrupa Birliği ülkelerinden bazı tepkiler geldi. Ancak gelen tepkilerin hiçbiri yaptırım öngörmediği ve önemsiz olduğu için İsrail tarafından ciddiye alınmıyor.
 
Strazburga'da bulunan Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda bir oturum gerçekleştirildi. AP üyeleri İsrail'in alacağı yasak kararını tanımayacaklarını duyurdu. İşgalci İsrail'e yaptırım uygulanması çağrısında bulundular. Hiç yoktan iyidir ancak bu tür açıklamaların reel hayatta hiçbir işe yaramadığını herkes bilir.
 
Kınama değil İsrail'e ağır yaptırım uygulanmalıdır. Bu terör devletini ancak ciddi yaptırımlar durdurabilir. Eğer AB ve AP samimi ise, ki değiller, İsrail ile ilgili tüm ticari ve siyasi ilişkilerini kessinler! O zaman bu şımarık ve arsız Siyonistler hizaya gelir. Yoksa kuru kınama ve seyahati iptal etme Siyonistleri hukuksuzluktan alıkoymaz.
 
Sina'yı Gazze'ye bağlamak istiyorlar  
ABD'deki Kovboy Trump ve ekibinden aldığı destekle illegal yerleşim birimlerine ağırlık verirken, Filistinlilerin “terör eylemlerine karıştı” iddiasıyla halkın evleri yıkılıyor. Bir yandan da ezanı yasaklıyor. Bunlarda oyun ve entrika bitmez. Bir yandan 'da bölgede “İki devletli çözüm” önerisinden vazgeçen ABD, bu ülkedeki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma hazırlıkları yapılıyor. Yani İslam Ümmetine darbe üzerine darbe vurmak istiyorlar.
 
Bir başka oyunda Mısır ile Gazze arasında sınır olan Sina Yarımadasında oynanıyor. Sürgünde bulunan veya İsrail tarafından evleri yıkılan Filistinlilerin söz konusu Sina çölüne gönderilmesi planlanıyor. Bölge Mısır'dan alınacak ve Gazze'ye bağlanacak. Böylece İsrail daha fazla Filistinlinin evini yıkarak gasp edecek. Sokakta kalanları da “Sürgün” kılıfıyla Sina'daki çöle gönderecek. Böylece Filistinlilerden kurtulmuş olacak. 
 
Mısır'ın ilk kez seçimle iş başına gelen cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi kanlı askeri bir darbeyle deviren Abdülfettah es-Sisi, uzun zamandan beri başını ağrıtan Sina yarımadasından kurtulmuş olacak. İsrailli kaçakçıların kontrolünde çölde her çeşit kaçakçılığın yapıldığı biliniyor. Mısır devleti Sina çölünde kontrolü bir türlü sağlayamadı. Mursi zamanında ise olaylar neredeyse sıfıra indiğini belirtmeliyim. Sisi gelince olaylarda büyük artış meydana geldi. Şimdi bu verimsiz çöl içindeki halkıyla birlikte Gazze'ye verilmek isteniyor. Böylece Sina halkı da Gazze halkı gibi bir açık cezaevinde yaşamaya mahkum edilecek.
 
Şeytanı güçlerin bu korkunç planı ne ölçüde yürürlüğe girebileceğini şimdiden kestirmek zor olsa da, yakın gelecekte bölgede olandan daha fazla şiddet ve hukuksuzluğun yaşanacağı anlamına gelmektedir. Ayni teklif aslında 1956 yılında, Filistinli mültecilerin yerleştirilmesi için Sina Yarımadasının bir kısmının Gazze'ye ilhak edilmesi, gündeme gelmiş ancak kabul görmediği için rafa kaldırılmıştı. Şimdi ise tekrar bu teklifi gündeme aldılar. Aslında Trump'ın Netanyahu'dan sonra diktatör Sisi ile neden görüştüğününcevabı bu teklifle aydınlatılmış oldu.
 
Ülkede yaşayan Hristiyanlarla birlikte Samiri Yahudileri de ezanın hoparlörle okunmasına getirilecek yasağı ciddi anlamda tenkit ediyor. Kudüs şehrinin Müslümanlar kadar Hristiyanlar içinde önemli olduğu bilinmektedir. Bunun için Ortodoks Hristiyanlar Siyonist rejimin almak istediği ezan yasağının kabul edilemez olduğunu ve bu yasağın gündeme alınmaması gerektiğini belirttiler.
 
İnsan hakları karnesi katliam, gasp, işkence gibi suçlarla kabarık olan Siyonist İsrail ezan yasağını her an için uygulamaya koyabilir. Ancak Filistinliler şimdiden evlerinin balkonlarını ve çatılarını birer minareye çevirdi. Artık Filistinlilerin geneline yakının birer müezzine dönüştüğünü ifade edebiliriz. İsrail şimdilik arkasına almış olduğu emperyalist ABD'nin gücüyle Müslümanlara yönelik zulüm yapmaktadır. Ancak bunun böyle gitmeyeceğini ve yakın bir zamanda kendilerinin zelil ve berbat bir duruma düşeceklerini hep birlikte göreceğiz, inşallah.   

Haber Ara