Dolar

32,5202

Euro

34,7316

Altın

2.488,50

Bist

9.524,59

FETÖ'nün İstanbul'daki 'ana darbe' davası

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin 9'u firari 14'ü tutuklu 24 sanığın yargılandığı İstanbul'daki 'ana darbe' davasının 14. duruşması, tanıkların ifade vermeleriyle devam ediyor- Albay İbrahim Güler: 'Aldım direktifi (sıkıyönetim direktifi) okumaya başladım. Daha ilk sayfasında Meclis ve Hükümetin görevini yapmasını engellemeye yönelik bilgiler vardı. Daha sonra gördüm ki metn

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-18 16:48:20

FETÖ'nün İstanbul'daki 'ana darbe' davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 6 general ve 17 subayın bulunduğu, 9'u firari 14'ü tutuklu 24 sanığın yargılandığı İstanbul'daki "ana darbe" davasının 14. duruşması, tanıkların ifade vermeleriyle sürüyor.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmada ifade veren tanık Albay İbrahim Güler, olay tarihinde 3. Kolordu 23. Motorlu Piyade Tümen Komutanlığı Kurmay Başkan Vekili olduğunu söyledi.

Hasdal Kışlası'ndaki asıl işinin İstihbarat Şube Müdürlüğü olduğunu belirten Güler, 15 Temmuz'da Tümgeneral Kemal Başak'ı uğurladıktan sonra kışladan ayrıldığını ve evine gittiğini ifade etti.

Evindeyken ailesiyle sohbet ettiğini ve saat 22.00 sıralarında bir albay tarafından kendisine gelen telefonla darbe girişiminden haberdar olduğunu dile getiren Güler, "Telefon konuşmasının ardından televizyonu açtım ve köprüdeki askerleri gördüm. Nöbetçi amiri aradım ve neler olduğunu sordum. 'Komutanım araştırıyoruz, durum çok karışık. Herhangi bir kimseye ulaşmış değiliz.' dedi. Bunun üzerine şoförümü çağırdım ve kışlaya gittim." diye konuştu.

Güler, kışlaya gittiğinde nöbetçi amirin, eski Albay Müslüm Kaya'nın içeride olduğunu söylediğini belirtti.

Harekat Merkezi'ne gittiğini ve kendisine sıkıyönetim direktifi geldiğinin söylendiğini dile getiren Güler, "Aldım direktifi okumaya başladım, 25-30 sayfaydı. Daha ilk sayfasında Meclis ve Hükümetin görevini yapmasını engellemeye yönelik bilgiler vardı. O sırada farkına varmadım ama daha sonra gördüm ki metni imzalayan şahıs yetkisi olmayan kişiydi. 'Bu metni bir yere gönderdiniz mi, yayınladınız mı?' diye sordum. Hiçbir yere göndermediklerini söylediler. Ben de hiçbir yere yollamamaları talimatını verdim." ifadelerini kullandı.

Bölük komutanıyla görüştüğünü ve herkesin kışlaya gelmesi için emir verdiğini söyleyen Güler, bu sırada eski Albay Müslüm Kaya ile eski Üsteğmen Mustafa Kemal Kütahya'nın sıkıyönetim emrini istediklerini ama kendisinin "Defol git, buradan emir çıkmaz." dediğini belirtti.

Müslüm Kaya, Mustafa Kemal Kütahya ve eski Albay Nebi Gazneli'nin tam teçhizatlı ve silahlı bir şekilde çıkışı kontrol altına aldığını anlatan Güler, şöyle konuştu:

"Ben dışarı çıkmak istediğimde beni durdurdu. 'Ne oluyor Müslüm?' dedim. Müslüm de 'Burada emri ben veririm' dedi. 'Burada emirleri sen değil, tümen komutanı verir' dedim. 'Seni vururum' dedi. 'Vurursan vur işte karşındayım' dedim. Bunun üzerine bir el havaya ateş etti. 4-5 asker etrafımı sararak beni merdivenlerden aşağıya indirdi."

Daha sonra eski Albay Kaya'ya yaptığı işin yanlış olduğunu söylediğini vurgulayan Güler, kendisine kışladan çıkmasını söylediğini bunun üzerine astsubay ve uzman çavuşla birlikte kışladan çıktıklarını, takip edilme ihtimaline karşı ara sokaklardan gittiklerini, daha sonra tümen komutanına ulaşarak, onun direktifleriyle birlik komutanları ve tabur komutanlarını arayıp birliklerine dönmelerini sağlamaya çalıştığını belirtti.

- "Ordu yönetime el koymuştur, sen ve adamların teslim olun"

Duruşmada tanık olarak ifade veren Esenler İlçe Emniyet Müdürü Cihat Dağdeviren de 15 Temmuz akşamı 22.00-00.00 saatleri arasında genel asayiş uygulaması yaptıklarını ve bu sırada her perşembe günü yapılan asayiş toplantısından da tanıdığı 47. Motorize Piyade Alay (Metris Kışlası) Komutanı Kurmay Albay Sadık Cebeci'nin kendisini arayarak, "Ordu yönetime el koymuştur, sen ve adamların teslim olun." deyip telefonu yüzüne kapattığını söyledi.

İlçe emniyet müdürlüğüne yönelik herhangi bir müdahale yapılabileceğini düşündüğünü ve bu kapsamda, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'yu arayıp iş makinelerini istediğini, siyasi partilerin ilçe başkanlarını ve müftülüğü arayıp halkın ilçe müdürlüğünün önüne gelmesini istediğini belirtti.

Etraftaki kapıların da zillerine basarak insanları emniyet müdürlüğünün önüne davet ettiğini anlatan Dağdeviren, "Saat 23.00'ten sonra vatandaşlar, ilçe emniyet müdürlüğü önünde toplanmaya başladı. O sırada halka megafonla hitap ettim ve 'Ordu içerisindeki bir kısım FETÖ'ye ait kişilerin teşebbüsü olduğunu ama hep birlikte direnerek bunu bertaraf edeceğimizi' söyledim. O sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın havalimanına geleceğinin öğrenilmesi üzerine bir kısım vatandaş ilçe emniyet müdürlüğü önünde dururken bir kısım vatandaş ise havalimanına gitmek için Birlik Köprüsü üzerine yürümeye başladı." şeklinde konuştu.

Dağdeviren, telsizden 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Topkule Kışlası'nda olaylar olduğunu duyduğunu ve bunun üzerine oraya gittiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Orada araçların bariyer yaparak yolu kapattığı, içeride çatışma olduğu söylendi. İçeriye doğru siperdeki askerler, 'dost askeriz' dediler. Siperde onların yanına uzandım. Daha sonra Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü Levent Binici geldi. Bir zırhlı araca ben, diğer zırhlı araca da Levent Binici bindi ve içeriye girdik. İçeri girince çok fazla ateşe maruz kaldık. İçerideki yaralıları gördük ama çok fazla ateş olduğu için yaralıları alamadık. İkinci girişimizde üç yaralı polis memurunu aldık ve dışarıdaki ambulansa verdik. Daha sonra içerideki şehidi de aldık."

Daha sonra olay tarihinde Tümen Komutanı olan Tümgeneral Kemal Başak'ın kışlaya geldiğini ve Sadık Cebeci'nin Başak'a telefonla teslim olacağını söylediğini anlatan Dağdeviren, "Sadık Cebeci, elleri havada, atletle, tişörtü de boynuna asmış bir şekilde dışarı geldi. Daha sonra onu gözaltına alıp zırhlı araca bindirerek Vatan'daki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderdim. Gözaltına alırken beni tehdit etmesi için kendisine kimin emir verdiğini sordum. Bir binbaşıdan emir aldığını söyleyince alt rütbeli birisinden emir almanın mantığa aykırı olduğunu söyledim, bana 'Böyle oldu' dedi." diye konuştu.

Duruşma diğer tanıkların dinlenmesi için yarına ertelendi.

Haber Ara