Dolar

32,3712

Euro

35,0141

Altın

2.325,64

Bist

9.093,72

FETÖ'den 'Enderun Mektebi' taktiği

FETÖ, devlete sızmak amacıyla Osmanlı döneminde yönetici yetiştirmek üzere kurulan 'Enderun Mektebi' yöntemini kullandı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-08-03 23:24:33

FETÖ'den 'Enderun Mektebi' taktiği

Fetullahçı Terör Örgütü'nün 'FETÖ' darbe girişiminin ardından 'FETÖ''nün, askeri bürokrasiye insan kaynağı sunan, başta askeri liseler olmak üzere pek çok eğitim kurumuna kendi yöntemlerini kullanarak, özellikle zeki çocukları seçerek yerleştirmesi, akıllara Osmanlı Devleti'ndeki Enderun Mektebi'ni getirdi.

15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından kamuoyunda en çok, örgüt üyelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) en üst kademelerine kadar kadar nasıl yükselebildiği ve hangi aşamalardan geçerek bu görevlere geldiği merak edildi.

I. Murad zamanında 1363 yılında kurulup 1908 yılına, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren saray okulu olan Enderun Mektebi'ne alınan çocuklara, hem din hem de bilim dersleri veriliyor, bu okullardan mezun olanlar imparatorluğun çeşitli kademelerinde görev alıyorlardı. Bu okulların özelliği, dışarıya kapalı olmasıydı ve çocuklar Osmanlı Devleti'ne kayıtsız şartsız hizmet için eğitiliyordu.

Bu öğrenciler, ortak kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlıyor, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştiriliyordu. Bu okuldan mezun öğrenciler sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada da görev alıyorlardı.

Enderun Mektebi, 'FETÖ''nün yayın organı Sızıntı dergisinin, 1990 yılının eylül ayında yayımlanan 140. sayısında da ayrıntılı şekilde anlatılmıştı.

Enderun Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin korunması için gerekli mülki ve idari kadroların eğitimine yönelmişken, benzer yöntemi uygulayan 'FETÖ' ise bünyesine küçük yaşta dahil ettiği çocukları, devletine ve halkına silah doğrultan teröristlere dönüştürdü.

'FETÖ' tarafından eğitilen çocuklar, beyinleri yıkanarak adeta "mankurtlar" haline getirildi.

Işık evleri

'FETÖ' elebaşı Fetullah Gülen, kendisine hizmet edecek "altın nesli" yetiştirmek için 1970'li yıllardan itibaren ışık evlerine büyük önem gösterilmesini istedi.

Üniversiteyi kazanan ancak barınacak yurt bulamayan başarılı öğrenciler, bu evlere davet edildi. Gizliliğin esas olduğu bu evlerden, erkeklerin kaldığına "Fatih" ve "Cenk", kızların kaldığı evlere de "Manolya" ve "Kardelen" gibi çeşitli kod adları verildi.

Ev yöneticilerinin de takma isimler kullandığı bu evlerde çocuklara ders çalıştırılırken, arka planda Kur'an-ı Kerim, Risale-i Nur ve Fetullah Gülen'in sohbetleri dinletildi. Çocukların beyinlerinin yıkanabilmesi için öğrencilerin ailelerinin yanına gitmelerine izin verilmedi.

Bir dönem ışık evlerine giden bazı öğrenciler, sosyal medyada, "Birçok öğrencinin devlet yurtlarında yer bulamaması nedeniyle kalmaya mecbur bırakılan cemaat evleri... Bu kadar hızlı bir şekilde yayılmalarının ve cemaatin büyümesinde devletin isteyerek ya da istemeyerek katkısı ne yazık ki göz ardı edilemez" şeklinde görüş beyan ediyor.

Işık evlerine giden çocuklar, örgüt tarafından askeri harp okulları, GATA, TSK, polis kolejleri, Adalet Akademisi, yargı kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, TİB, ÖSYM ve TÜBİTAK gibi stratejik kurumlara girmeleri yönünde teşvik edildi.

17-25 Aralık darbe girişimi

'FETÖ' üyeleri, kendi yetiştirdiği kadroları devlette makam sahibi yapabilmek için bir şekilde adamlarını yerleştirdiği sınav komisyonları sayesinde soruları sızdırdı ve hedef belirlediği devlet kurumlarına on binlerce elemanını yerleştirdi.

Örgütün ele başı Fetullah Gülen'in, konuşmalarında "yeşil" diyerek söz ettiği TSK ile "mavi" diye kodladığı polis teşkilatındaki cemaat mensupları, sınavlarda soruları sızdırarak çok sayıda örgüt üyesinin bu kurumlara girmesini sağladı.

Polis teşkilatının 'FETÖ''den arındırılması

Örgütün 17-25 Aralık 2013'teki darbe girişiminin ardından özellikle emniyette 'FETÖ' ile bağlantılı yüzlerce polis ihraç edildi.

Daha önce Osmanlı'dan miras Enderun Mektebi formatında eğitim veren ve 'FETÖ' gibi grupların hakimiyetindeki Polis Koleji kapatıldı ve 14 yaşındaki çocukların teşkilata girmesinin önü kesildi. Polis Akademisi ise yeniden ele alındı ve Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitim Merkezine dönüştürüldü.

Şok mangaları

'FETÖ''nün devlet kademelerindeki üyeleri dolayısıyla amacı sadece devletine ve milletine hizmet etmek olan binlerce polis ve teğmen adayı, hem lise hem de üniversite yıllarındaki fiziksel ve psikolojik işkenceye dayanamayarak okullarını ciddi tazminatlar ödeyerek bırakmak zorunda kaldı.

Özellikle askeri kamplarda 'FETÖ''nün orduya soktuğu subay ve astsubay adayları rahat eğitim dönemi geçirirken, Gülen'in "altın nesli"nden olmayan ya da olmayı reddeden öğrencilere ise ağır işkenceler uygulandı. Söz konusu vatansever gençler, erimiş asfaltta çıplak sürünme, çöp kutusunda 4 saat bekleme, kamptaki ağaç ve yapraklarını sayma, günde en fazla 2 saat uyuma gibi sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalırken, aynı zamanda hırsızlık gibi ağır suçlar gerekçe gösterilerek disiplin puanları düşürüldü.

Bataklık kurutuluyor

'FETÖ''nün kamudan tasfiyesine yönelik adımlar atılırken, 15 Temmuz'daki darbe girişimi kısa sürede halkın büyük desteğiyle bastırıldı. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından emniyet teşkilatı içinde başlatılan temizlik, bu kez TSK'ya yöneldi. Binlerce asker, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alındı.

Aralarında yüksek rütbelilerin de bulunduğu, TSK'dan tasfiye edilen asker sayısı 3 bini geçti.

Vatansever çocukların askeri okullardan uzaklaşmasına sebep olan ve 'FETÖ''cü darbe girişimine katıldıkları belirtilen üst düzey komutanlar tutuklandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Emir Subayı Levent Türkkan ile Cumhurbaşkanlığı Kara Yaveri Mete Semercioğlu'nun soruşturma kapsamında tutuklanması ve ifadelerinde 'FETÖ' ile bağlantılarını itiraf etmesi, Gülen cemaatinin devletin en üst kademelerine kadar sızdığının en somut göstergesi oldu.

Sadece TSK değil, yargı içinde de yuvalanan 'FETÖ' mensupları da soruşturma kapsamında verdikleri ifadelerde açıkça örgüt bağlantılarına, örgüt içindeki hiyerarşik yapıyı ve çocukluktan başlayarak uygulanan beyin yıkama yöntemlerini ayrıntılarıyla anlattı.

Devletin tüm birimleri, 30 yılı aşkın süreden beri devlet içine sızan askeri ve sivil bürokrasinin en tepe noktalarına, yasa dışı yollardan kendi elemanlarını yerleştiren 'FETÖ''ye karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara