Dolar

32,6166

Euro

34,8599

Altın

2.508,37

Bist

9.524,59

Etyen Mahçupyan: PKK ne istiyor?

Etyen Mahçupyan, ateşkesin bozulmasıyla birlikte gelinen süreçte PKK'nın neyi amaçladığını ele aldı...

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-24 05:18:29

Etyen Mahçupyan: PKK ne istiyor?

Başbakan Davutoğlu'nun fahri danışmanı ve Akşam Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, bugünkü "PKK ne istiyor?" başlıklı yazısında ateşkesin sona ermesiyle birlikte, yeniden çatışmalı ortama girişen PKK'ya eleştiriler yöneltti. PKK kendi tabanının hissiyatını, anlam dünyasını ve önceliklerini bile doğru okuyamadı, yorumunda bulunan Mahçupyan, "PKK'nın özyönetim talebi kisvesi altındaki kalkışmasının başarısız kalması, bu kararın irrasyonel olduğunu söylemiyor. PKK 2015 yılının başından itibaren yeni bir çizgiye girdi ve HDP'yi de o strateji doğrultusunda araçsallaştırdı. Yapılan tercih Türkiye ile Suriye'nin bire bir bağlantılı hale getirilmesi ve ‘ya hep ya hiç' mantığıyla sonuna kadar zorlanmasıydı" dedi.

İşte Etyen Mahçupyan'ın yazısından bir bölüm:

Birçok kişi için PKK'nın, tam da seksen milletvekili çıkarılmışken, ‘devrimci halk savaşı' adına kendi yönettikleri belediyelerde barikat ve hendeklerden oluşan bir ‘direniş' kampanyasına girişmesi anlaşılmaz bir adımdı. Bu kararın sonuçta başarısız bir strateji üretmesi ve ilkel bir siyasete kilitlenmesi söz konusu adımı daha da anakronik kıldı. Ama PKK bu kararı alırken başarısız olacağını düşünmemişti ve eğer başarılı olsaydı şimdi birçokları örgütün ne denli ‘ileri görüşlü' olduğunu tartışıyor olabilirdi. Başarısızlığın temel nedeninin hükümetin tutumu değil, doğrudan bölgedeki Kürt halkının sağduyusu olduğunun altını çizelim. Diğer bir deyişle PKK kendi tabanının hissiyatını, anlam dünyasını ve önceliklerini bile doğru okuyamadı…

Ne var ki PKK'nın özyönetim talebi kisvesi altındaki kalkışmasının başarısız kalması, bu kararın irrasyonel olduğunu söylemiyor. PKK 2015 yılının başından itibaren yeni bir çizgiye girdi ve HDP'yi de o strateji doğrultusunda araçsallaştırdı. Yapılan tercih Türkiye ile Suriye'nin bire bir bağlantılı hale getirilmesi ve ‘ya hep ya hiç' mantığıyla sonuna kadar zorlanmasıydı. Bunun ardında tarih karşısında kendisini sorumlu hisseden, ellerine geçmiş imkanı eksik kullanmış olmanın manevi yükünü taşımaktan korkan bir ruh hali var. Ama bu imkandan azami yararın sağlanmasını önceleyen bir rasyonalite de var. Aynı anda hem ABD hem Rusya tarafından makbul bulunup muhatap alındığınız şu anki konjonktürün çok uzun sürmeyeceği açık. Suriye'de geçiş dönemi bittiğinde varılacak düzenin bir daha ne zaman yeniden biçimleneceğini öngörmek zor. Dolayısıyla şu iki yıl içinde mücadelenin meyvesini almak durumundasınız. Sonrasında belki de tarihsel açıdan işiniz bitmiş olacak…

PKK bu değerlendirmeden hareketle maksimalist bir yola girmiş gözüküyor. İlk adım Çözüm Sürecini anlamsız kılmaktı. Dolmabahçe görüşmesi onlar için kötü bir sürprizdi. Nitekim hemen ardından AKP ile bu ‘işin' olmayacağını söylediler ve Demirtaş'a ‘seni başkan yaptırmayacağız' dedirttiler. Hatırlarsak bu sözler normal bir grup toplantısı konuşmasının içinde geçmedi. Başlı başına bir mesaj olarak ayrıca okundu. PKK mesajı net verdi. Sonrasında seçim sonucu ne olursa olsun savaşı başlatacaklarını deklare ettiler ve bunu HDP başarısına rağmen hayata geçirdiler.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara