Dolar

32,3844

Euro

35,0654

Altın

2.325,92

Bist

9.079,97

Ettehiyyatü’deki hikmet

Ashab-ı kirâm namazda oturdukları vakit, “Esselâmu Alallâh” yani selam Allah’a, diyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.s) bu durumu öğrenince, ashâbın bu hareketini tashih ederek, namazdaki oturuşlarında, “ettehiyyâtü”yü okumalarını öğretti. Çünkü selâm; her tür afet, kusur ve ayıptan uzak olma manasınadır.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-04-12 15:59:10

Ettehiyyatü’deki hikmet

Selâm, azamet ve mülk sahibi olmada baki olma, her türlü afet ve noksanlıklardan beri olma. Tahiyyat çoğul olan bir isimdir. Tekili “Tahiyye”dir.

Tahiyyât kelimesi Kur'an'da altı âyette geçmektedir. Bu âyetlerden birinin meâli şöyledir:

“Bir selâm ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeli ile selâmlayın yahut verilen selâmı aynen iâde edin” (en-Nisa, 4/86).

Burada söz konusu olan selâm, ayette tahiyyat olarak geçmektedir ve halk arasında bilinen selâm demektir.

Sahih rivâyetlerden edinilen bilgilere göre, selâm verme sünneti Âdem (a.s) ile başlamıştır. Yüce Allah onu yarattıktan sonra şöyle buyurdu: Git de şu oturan bir grup meleğe selâm ver ve sana nasıl karşılık vereceklerini dinle! Çünkü bu hem senin, hem zürriyetinin birbirini sevgi ve saygı ile selamlaması olacaktır. Bu emir üzerine Âdem peygamber meleklere giderek, “Es-Selâmu aleyküm” dedi. Onlar da ona: “Ve aleykumu's-selâm ve rahmetullahi...” diye karşılık verdiler (Buharî, Enbiya, I)

“Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübârek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize)selâm verin.” (en-Nûr, 24/61).

Bu ayette de Yüce Allah'ın mümin kullarına tavsiye ettiği selâm, tahiyyât kelimesi ile ifâde edilmiştir. Aynı zamanda bu ayette selâmın, Allah tarafından verilen mübârek ve güzel bir şey olduğu ifâde edilmiştir. Mübârek olması, dua manasını kapsaması ve kişiler arasında muhabbetin meydana gelmesinde rol oynaması diye yorumlanmıştır. Güzelliği ise, kendisine selâm verilenin sevinç duyması olarak kabul edilir.

Tahiyyât kelimesi, Kur'an'ın diğer ayetlerinde de, aynı şekilde selâm manasında kullanılmıştır.

Namazda okunan teşehhüd'e de, tahiyyât denir. Okunuşu şöyledir: “Et-tahiyyatu lillahi ve's-salâvatu ve't-tayyibâtu es-selâmu aleyke eyyuhen-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuhu es-selâmu aleyna ve alâ ıbâdi'llahi's-salihin. Eşhedu en lâ ilâhe illallâh ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resuluh”.

Manası ise, şöyledir:

“Bütün dualar, senâlar, malî ve bedenî ibâdetler, mülk, azamet Allah'a mahsustur. Ey Peygamber! Selâm sana. Allah'ın rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selâm ve esenlik bize ve Allah'ın salih kullarının üzerine olsun. Ben şehâdet ederim ki, Allah'tan başka bir ilâh yoktur. Muhammed O'nun kulu ve resuludür.”

Ashab-ı kirâm namazda oturdukları vakit, “Esselâmu Alallâh” yani selam Allah'a, diyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.s) bu durumu öğrenince, ashâbın bu hareketini tashih ederek, namazdaki oturuşlarında, “ettehiyyâtü”yü okumalarını öğretti. Çünkü selâm her tür afet, kusur ve ayıptan uzak olma manasınadır. Bu nimetlerin sahibi Yüce Allah'tır. Şu halde ashab-ı kirâm “Selâm Allah'a” demekle, Allah'ın verdiği bu ihsanı O'na iâde etmiş sayılıyorlardı (Müslim, Salat, 16).

Bu tahiyyât, Hz. Muhammed (s.a.s)'in Mirac gecesinde Yüce Allah ile yaptığı selâmlaşmasıdır. Allah ile O'nun arasındaki mesâfe, iki yay kadar yahut daha az kalınca (en-Necm, 53/9), Allah'a selâmlarını şöyle arz etti:

“Bütün dualar, senâlar, malî ve bedenî ibâdetler, mülk, azamet Allah'a mahsustur.” Yüce Allah şöyle mukâbele etti:

“Ey Peygamber! Selâm sana. Allah'ın rahmet ve bereketi senin üzerine olsun”

Bir rivayete göre; Cebrail aleyhisselam da şöyle dedi:

“Ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka bir ilah yoktur. Muhammed O'nun kulu ve resulüdür.”

Tahiyyât iki, üç ve dört rekat olarak kılınan bütün namazların sonunda okunduğu gibi iki rekattan fazla olan üç ve dört rekatlı namazlarda, ikinci rekatın sonunda da okunur.

 Son oturuşlarda tahiyyât'ı okuyacak kadar oturmak farzdır. Ancak tahiyyâtı okumak farz değildir. Son oturuşta da, ikinci rekatın sonunda da tahiyyâtı okumak vaciptir. Okunmadığı takdirde, namazı iâde etmek gerekmez. Namazın sonunda sehiv secdesi yapılır .

İmâm, imâma uyan cemâat ve yalnız başına namazı kılan kişi, tahiyyâtı okur.

VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara