Dolar

32,5824

Euro

34,8090

Altın

2.414,11

Bist

9.645,02

Esra Elönü, Gül 'fitnesini' yazdı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iftar sofrasını uçuk fiyatlarla gündem malzemesi yapan Mimarlar Odasına tepki dinmek bilmiyor.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-28 21:30:47

Esra Elönü, Gül 'fitnesini' yazdı

Diriliş Postası yazarı Esra ELÖNÜ de bugünki göşesinde Mimarlar Odasına seslenerek Ahmet Necdet Sezer'in kadehlerini sordu. Elönü yazısının diğer kısmında da Abdullah Gül ile ilgili 'fitne' haberlerini gündeme getirerek Gül'den ne istediklerinin sorguladı. İşte o yazı;

 Teyyare Gül bahçesine mi dalmış?

Secde, yaşta değil baştadır. Başımızı sokacak bir secdemiz olsun yeter. Sığınmacıyız. Vicdansızlıktan, dalkavuk paçasında çamur olmaktan, riya tabircisi olmaktan Allah'a sığınırım diyerek başlayayım öyleyse.

Adamlığa dayanıksız Mimarlar Odası'nı mı yazmalı acaba? Hani o iftiralara köpek bağlasan durmaz, o derece. Mimarlar değil imalar odası. İnşaat halleriyle kamunun faydasına olacak projeleri iptal etmek bayatlayınca çatala kaşığa sarma odası. Harcı sadece kin olan, halkın iradesine beton dökmeye çalışan siz, adamlığın malzemesinden çalıp iftira ve arsızlık inşasında markalaşmış kokanalarınızla ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Şu Saray'a mavi leğen alsalar, biçeceğiniz fiyat ihtimaline bütün pazarcılar güler. Bir masaya o fiyatı biçmek için marangoz olmak lazım. Vesayetin konuşulduğu masalardan iftar edilen masalara terfiyi görmek, sizler gibi rütbeli hazımsızları kudurtuyor anladık da olası bir çeyiz sandığından çıkabilecek çatal bıçak kaşık takımına, Barcelona Takımı muamelesi de beyin transferine muhtaç olduğunuzun göstergesi.

Körlüğünüz de takdire şayan ki, kafa küveti olarak kullanılacak bir takım çay bardağına hamile, koca Ahmet Necdet Sezer kadehlerini göremediniz. İşiniz değil lâkin, illa görmek için yırtınıyorsanız kadeh camlarını gözlük camlarınızla takas edin. Yani dönüşüm kutusuna atsan, bir yetimhanenin pencere camı olacak o kadehleri de fiyat listesine alsaydınız. ( Hayal gücüm gaza geldi) Ama şu konuda haklısınız o masa, ne fiyat çekerseniz çekin üç kuruş etmeyen adamlığınızdan yükte de pahada da ağır gelir.

Mimarlar Odası'ndan çıkıp arada kaynama odasında buhar olmasına müsaade etmeyeceğim bir konu daha var.

Beni bilen bilir, siyasetten de makyajını koltuğa göre yapan burnu Kaf Dağı dekoru adamlardan da uzağım. Lakin bu fitne sörfçülerinin kıyısından geçmeyen halimle gurur duyarak bir soru sormak istiyorum: Bu davanın içinde şerefiyle var olmuş, siyasi nezaketine dublör kullanarak bile erişemeyeceğiniz Abdullah Gül'le derdiniz nedir? Fitnecilerin vurduğu yerde gül bitmez, sözümü tekrarlayarak Esra'ca soruyorum. Bir Tayyare çıkıp Gül bahçesine dalıyor, Gül'ün sonunun Süleyman Demirel gibi olacağından tut, siyasetçilere evlerinde ölme fırsatı vermemiz lazım diyor. Anlayacağınız havada sekiz çiziyor, rüzgâr yapıyor ya da yaz günü sıcak üfleyip hararet yapıyor. Her neyse işte. Umarım bu Tayyare kendine rötarsız gelir. Kısaca çekil git diyor. Bir diğer Yalı Ergeni de kalleşlikle suçlayıp tarihin çöplüğüne gönderiyor. Yazıklar olsunla, pess nidası arasında kaldım. Fitne kazı kazan gibi bir şey bunlara göre. Kazdıkları aşikâr, kazandıkları ne?
Siyasetçilere evlerinde ölme fırsatı vermemiz lazım. Tayyare böyle dalıyor. Siz kimsiniz? Ölme fırsatı veriyorsunuz Allah aşkına. Bu söylediğinize Gülme fırsatı da veriyorsanız tazesiyle gülelim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı dururken siz stepne kontenjanından hangi mavalı okuyorsunuz pardon? Bu ne kibirdir, ne numune Tanrıcılık oyunudur. Yahu siz koltuğunuzun dönüş hızından davanın ufkunu kaçırmışsınız. Yanan yok, tutuşan sizsiniz hayırdır. Cayır cayır saçmalamak niye? Kusura bakma da kibrinin eceli Azrail'in değil senin elinde. Çekil deyip kılıç yağlayacağına, o kılıcı kibrine çek.

Haksızlığa uğrayan ister gül olsun ister diken orada olmayacaksak tası, klavyeyi toplayıp gidelim. O ağız yayarak bol vekillikten attığınız naralardan fitne ekmeğine yağ çıkmaz. Koca adamlar oturmuş, gülden reçel yapma derdine düşmüş. Biri size her şeyin siyaset olmadığını fısıldasın. Dilinizi de nezaketle, edeple, vefayla ilaçlayın bir zahmet.

Haber Ara