Dolar

32,5665

Euro

34,9826

Altın

2.425,47

Bist

9.722,09

'Erdoğan, Sisi ve Batı’nın İkiyüzlülüğü'

Türkiye’de gerçekleşen 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarının açıklanmaya başlaması ile Batı başkentlerini bir matem havası kapladı.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-06 13:58:29

'Erdoğan, Sisi ve Batı’nın İkiyüzlülüğü'

TİMETÜRK I HABER MERKEZİ

Avrupa ve Amerikan basını, Türkiye'deki seçim sonuçlarını “ Şok” ve “Türkiye'nin Kara Günü” başlıkları ile aktardı. Bu kasvetli ortamda kaleme alınan editör masası ve yorum yazılarında muhalif yazarlar “otokrasi ve despotizme dönüş” uyarısında bulundu ve sonuçların “demokrasinin geleceği”nin tehlike olduğunu ilan ettiler.

BU vahim durumdaki analizlerin hiç birinde Erdoğan'ın partisinin meclis çoğunluğunu kaybetmesi ile sonuçlanan Haziran seçimlerini kabullendiği ve ulusal birlik hükümeti kurma çabası içinde olduğuna yer vermedi. Aksine kendisi için Anayasa'yı değiştirmek üzere erken seçimlere gidilmesini istediğini yazdılar.

Türkiye Cumhurbaşkanı hakkınad “Osmanlı Sultanı” vurgusu yapan Batılı yazarlar onun aslında bir halka Ürdün, Körfez ülkeleri, Irak ve Suriye'deki gibi bir despot halkası ile çevrili olduğunu görmezden geldiler. Biraz daha ötede ülkenin demokratik bir biçimde halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanını deviren ve idareyi kanlı bir askeri darbe ile ele geçiren bir askeri general bulunuyordu: Sisi.
Ancak bu lider Paris ve Berlin gibi Avrupa başkentlerinde çok sıcak bir biçimde karşılandı. Bugün ise İngiltere'de David Cameron'un misafiri.

Bu olan bitenle bölge halklarına gönderilen mesaj oldukça açık: demokratik ya da diktatör olup olmaması farketmez bizim ihtiyaç ve isteklerimizi yerine getirsin yeter. Burnumuzu tıkarız ve o haydutun elini sıkarız. Kiralık savunucularımızı devreye sokarız: “uzmanlar”, “yorumcular” ve “analistler” onun mide bulandırıcı fiillerini meşrulaştıracak, efsanevi ekonomik gelişmelerden ve sözde politik reformlarına övgüler düzecektir. Bundan “siyasi realizm” olarak bahsedeceklerdir.

Erdoğan kötülenip eleştirilirken Sisi'nin önüne kırmızı halı seriliyor. Biri geçmişteki beş askeri darbeden ve askeri idareden sonra ülkesini demokrasi yoluna sokmuşken diğeri ülkesinde yeni filizlenen demokrasiyi kanlı bir biçimde sonlandırıyor.

Ortadoğu hakkında haber yapan ve yazı yazan haberci ve analizlerin çoğu hakim olan söylemin dışına çıkamıyor ya da sahadaki olayların gerçekleğini yansıtmak yerine ideolojik ve kültürel engellere takılıyor. Onlar Avrupa-merkezcilik, ben-merkezcilik ya da Oryantalizm semptomlarını sergiliyorlar. Sömürgecilik zamanlarındaki misyonerlerin, seyyahların ya da sömürge memurlarının yerini modernleri almış durumda: uzman, yorumcu, analist ya da kadim başkentten İmparatorluk'un taşrasına gelmiş muhabir. İsimler değişse de söylem ve içerik hiç değişmeden kalıyor. Kodlanmış mesajlar bitip tükenmeden yeni halleriyle yeniden üretiliyor.

Aslı middleeastmonitor'da yayınlanan haber Melahat Kemal tarafından TIMETURK için Türkçe'ye çevrilmiştir.

Haber Ara