Zeytinoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, eylül ayında ÜFE'nin yıllık yüzde 6,92, TÜFE'nin ise yüzde 7,95 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.
Çin ekonomisinin yavaşlamasıyla emtia fiyatlarının gerilediğini ancak dövizdeki artışın enflasyona etkisini sınırladığını dile getiren Zeytinoğlu, "Dövizdeki hızlı artış girdi maliyetlerini arttırıyor, dolayısıyla ÜFE de artıyor. Bunun neticesinde ise üretici piyasasındaki fiyat artışları tüketici piyasalarına yansıyor" diye konuştu.
Zeytinoğlu, artık enflasyonun belli bir alt seviyeyi kıramadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Global anlamda uzun süredir düşük enflasyon hatta birçok ülkede sıfıra yakın enflasyon yaşanmasına karşın, Türkiye'de bunu hedef seviyelere çekmek mümkün olamadı. 2002-2003 döneminde yüzde 20-30'ların üzerinde dalgalanan enflasyon, son 12 yıldır yüzde 6 ile 11 bandında seyrediyor. Esas hedefimiz Maastricht Kriterleri'ne uygun olarak yüzde 2-3 mertebesine düşürmek olmalı. Yeni ekonomik dönemin enflasyonda reform gerçekleştirecek nitelikte olmasını arzu ediyoruz."
FED'in uzun bir süredir beklenen faiz oranını arttırma hamlesinin gerçekleşmesi halinde Türkiye'deki enflasyon ve faiz oranlarının daha da artabileceğine işaret eden Zeytinoğlu, "Dolayısıyla enflasyondaki yeni reform dönemi iç piyasada rasyonel üretim, rasyonel sanayi tercihlemesi, sanayiyi bütünleyen para ve maliye politikası ile olacaktır" ifadesini kullandı.
