Dolar

32,5991

Euro

34,8085

Altın

2.499,01

Bist

9.448,13

'Elektronik cihaz yasağı ekonomik savaş'

THK Başkanı Atılgan: - 'ABD ve İngiltere'nin uyguladığı cep telefonundan daha büyük cihazların kabinde taşınmaması kararının, güvenlik gerekçesiyle alındığını düşünmek biraz saflık olur. Eğer işi ciddiye almazsak, bunun ileri adımları gelebilir. Bu bir ekonomik savaştır' - '3. Havalimanı'nın büyük bir transit merkezi olacağının konuşulması, diğer ülkelerin havayolu şirketlerini korkutuyor'-

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-28 11:02:17

'Elektronik cihaz yasağı ekonomik savaş'
ARİFE YILDIZ ÜNAL/MEHTAP YILMAZ/AYŞENUR SAĞLAM - Türk Hava Kurumu (THK) Başkanı Kürşat Atılgan, ABD ve İngiltere'nin uyguladığı elektronik cihaz yasağının "güvenlik" gerekçesiyle alındığını düşünmenin "biraz saflık olacağını" ifade ederek, "Eğer işi ciddiye almazsak, bunun ileri adımları ve ilave tedbirler gelebilir. Bu bir ekonomik savaştır." dedi.

Atılgan, ABD'nin, aralarında İstanbul Atatürk Havalimanı'nın da bulunduğu 8 ülkedeki 10 havalimanından, İngiltere'nin ise Türkiye dahil 6 ülkeden gelen direkt uçuşlara ilişkin koyduğu elektronik cihaz yasağı konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Kararın, "güvenlik" gerekçesiyle alındığını düşünmenin "biraz saflık" olacağını anlatan Atılgan, ABD'nin "güvenlik" adı altında uyguladığı tedbirin son derece manidar olduğunu söyledi. Türkiye'ye karşı hasmane bir tavrın söz konusu olduğunu anlatan Atılgan "Bununla ilgili öncelikle diplomatik kanalları açık tutarak, tereddütlerini giderici teknik veya insani tedbir alınması gerekir. Aksi takdirde bu karar, Türk sivil havacılığına karşı çok büyük darbe vuracaktır." ifadelerini kullandı.

Atatürk Havalimanı'ndan sonra ilk etabı 2018 yılının ilk çeyreğinde hizmete girecek olan 3. Havalimanı'nın büyük bir transit merkezi olacağının konuşulmasının diğer ülkelerin havayolu şirketlerini korkuttuğuna işaret eden Atılgan, "Her yolcunun maliyetinin ortalama bin dolar olduğunu düşünürsek 700 milyon dolar yapar. Bunun ileri tedbirlerine karşı yavaş yavaş yaptırımlar gelebilir. Birtakım uçaklarımızın inişine engel olabilirler. Bu, bir ekonomik savaştır. ABD ve İngiltere'nin uyguladığı cep telefonundan daha büyük cihazların kabinde taşınmaması kararı, bu aşamada kalmayacak. Eğer işi ciddiye almazsak bunun ileri adımları gelebilir. Türk havayolları şirketlerinin ekonomik olarak zarar etmelerine neden olur. Daha ileri adımlara gitmesine engel olmak için üzerinde hassasiyetle durup tereddütlerin giderilmesine ilişkin tedbirler alınması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

- "THY'nin Boeing alımları gözden geçirilmeli"

İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası Ti̇caret Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Kağan Kurtoğlu da THY'nin, dünyanın 120 ülkesinde yaklaşık 299 noktaya uçtuğunu kaydetti. Şirketin geçen yıl 680 bin yolcuyu ABD şehirlerine taşıdığını ve bu yolcuların yaklaşık 380 bininin yabancı olduğunu belirten Kurtoğlu, "Uluslararası kriterlere göre dünyanın en iyi 10 hava yollarından biri olan THY, ABD'de Buenos Aires, Sao Paulo, Toronto, Chicago, Houston, Los Angeles, New York, Washington, Boston, Montreal, San Francisco ve Miami'ye uçuyor." diye konuştu.

THY'nin uçuş ağı ve kalitesinin rakiplerini rahatsız ettiğine işaret eden Kurtoğlu, "Bundan dolayı getirilmiş bir yasak olduğunu düşünüyorum. Bu operasyon, THY'ye 1 milyar dolara patlayabilir. THY'nin yöneticisinin siyasi erkle de görüşerek Boeing'den yaptığı alımları mutlaka gözden geçirmeli." dedi.

- "İstanbul'daki güvenlik önlemlerinin yarısı yok"

Kurtoğlu, yasağın ABD'nin kendisini korumak adına ve havayolu şirketlerinin baskıları sonucu alınan ekonomik bir karar olduğunu dile getirerek, yasağın kapsamına dikkati çekti. Kurtoğlu, "ABD havaalanlarının bir sicili var, elektronik eşyaları bavula koyduğunuzda birisi sağlam kalmaz ki benim de başıma geldi. On beş gün önce Chicago'dan geldim, İstanbul'daki arama ve güvenlik önlemlerinin yarısı dahi orada yok. Tek başına İstanbul'a yasak getirseler, çok büyük tepki çeker. İstanbul'a getirilen yasağı kamufle etmek için diğer havalimanları da listeye eklenmiş. Diğerleri zaten her zaman topun ağzında. Burada hedef THY, amaç THY'ye darbe indirmek." ifadelerini kullandı.

Yasağın, İstanbul'un, açılacak yeni havalimanıyla artacak yolcu potansiyelini düşürmek adına alınmış karar olduğunu, bu durumun ABD havayolu şirketlerine yarayacağına değinen Kurtoğlu, yasağın, durumun ancak cumhurbaşkanı ve başbakan seviyesinde görüşmelerle çözülebileceğini kaydetti.

- "Firmalarımız tedbirler almaya başladı"

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Mustafa Kaya ise son 5-6 yıldır İstanbul'dan ABD'ye giden yolcular arasında çok fazla yabancı bulunduğuna dikkati çekerek, "Hatta bazı uçuşlarda Türk yolcudan daha fazla Ortadoğu ve Uzakdoğu ülke vatandaşı olabilmektedir. Bu insanların İstanbul üzerinden Amerika'ya ve Avrupa'ya gitmeyi tercih etmelerinin sosyal ve siyasi sebepleri olduğu gibi, Türkiye'nin dünya haritasının ortasında yer almasının da bir katkısı bulunmaktadır. İstanbul'a yapılan yeni havalimanının da devlet projesi olarak hayat bulması, bu sebeplerin bir araya gelmesinden kaynaklanmıştır." diye konuştu.

ABD ve İngiltere tarafından uygulamaya konan yasağın asıl amacına bu çerçeveden bakmak gerektiğine işaret eden Kaya, gerekçe olarak "uçuş emniyeti ve can güvenliği" gösterilse de yolcuların Türkiye üzerinden uçma tercihlerinin değiştirilmeye çalışıldığına inandığını vurguladı. Belli gelir seviyesinin üzerindeki yolcular dışındaki çoğunluk yolcunun, psikolojik olarak bu yasaktan etkilenmeyeceğini ve Türkiye dışı tercihlere yönelmeyeceğini kaydeden Kaya, "Ancak kalburüstü yolcunun maalesef olumsuz etkileneceğini düşünüyorum. Durumun ne olacağı 2017'nin sonuna doğru belli olacaktır. Zaten firmalarımız da karşı tedbir almaya şimdiden başlamıştır. Türk havacılığının kendi standartlarını ve düzenlemelerini bir an önce hayata geçirmesi ve ülkemize yapılan uçuşlar konusunda masada güçlü konumda bulunması artık bir zaruret halini almıştır." dedi.

- "Yasak teknik çelişkiler içeriyor"

THK Üniversitesi ​Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi​ Dr. Ertan Zencir ise ABD'nin söz konusu karara gerekçe olarak 2015'te Mısır'da düşürülen uçağı ve geçen yıl Somali'de yolcu uçağına patlayıcı madde sızdırma girişimini örnek gösterdiğini anımsatarak, lityum pillerin uçağın kargo bölümünde taşınmasının daha büyük tehlikelere neden olabileceğini söyledi.

Zencir, yasaklı cihazların tam olarak kapatılmadan kargo bölümünde taşınırken alıcı verici devrelerinin açık unutulması halinde de uçuş güvenliğinin risk altında olduğunu vurgulayarak, "Lityum pillerin patlaması veya haberleşme alıcı verici devrelerinin yolcu kabinlerinde açık olması da her zaman muhtemel bir risk olarak değerlendirilebilir ancak kullanıcının gözetiminde bu problemlerin gerçekleşmesi kargo bölümüne göre çok daha az risk taşımaktadır." diye konuştu.

Uçağa terör amacıyla sokulabilen bir cihazın kargo bölümünde olsa da yolcu kabininden harekete geçirilebileceğini belirten Zencir, yasağın bu yönüyle de kendi içinde teknik çelişkiler barındırdığını ifade etti.

Haber Ara