Washington'da düzenlenen panele katılan konuşmacılar, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesinin "Filistin tarafını hiçe saymak" ve "Ortadoğu barışını tamamen kenara koymak" anlamına geldiği konusunda birleşti.
Washington merkezli düşünce kuruluşu "Arab Center" tarafından düzenlenen "Trump'ın 'Nihai Anlaşmasına' Ölümcül Darbe: Kudüs" paneline Arab Center Analisti Yusuf Munayyer, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Ortadoğu Uzmanı Perry Cammack ve New America Ortadoğu Uzmanı Zaha Hassan konuşmacı olarak katıldı. Panelin oturum başkanlığını Arab Center Başkanı Halil Cahşan yaptı.
Yusuf Munayyer, Kudüs'ün statüsünün İsrail ile Filistin arasında tek taraflı karar verilemeyecek bir konu olarak durduğuna işaret ederek "ABD bunu tek taraflı olarak değiştirmeye çalışıyor. Bu karar ABD'nin bugüne kadarki politikasının sona erdiği ve yeni bir sürecin başladığını gösteriyor. ABD, İsrail'in Kudüs'le ilgili söylemini kabul edip meşrulaştırıyor; bunun Filistinlileri ne kadar rahatsız ettiğini düşünün." dedi.
"İki devletli çözüm çöpe atıldı"
ABD'nin "bu karar sınırlarla ilgili değil" açıklamasına atıfta bulunan Munayyer, "Donald Trump yönetimi, attığı bu adımla bunun kararını vermiş oluyor, çünkü Kudüs'ü İsrail'e veriyor. İki devletli çözüm, yeni yerleşim yerleri ve benzeri konularda bugüne kadarki tüm politikalar Trump'ın ilk yılında çöpe atıldı." ifadelerini kullandı.
Munayyer, söz konusu karara Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Türkiye, Fransa ve benzer birçok ülke ve uluslararası kuruluşun teki gösterdiğine işaret ederek bu yönüyle de kararın bir uzlaşmaya değil "siyasi bir oldu bittiye" dayandığını savundu.
"Bu karara ABD, İsrail ve muhtemelen Suudi Arabistan şaşırmadı"
ABD'nin bu kararla hem kendi içindeki diplomatik unsurları hem de uluslararası aktörleri bir kenera koyduğunu ifade eden Zaha Hassan, "ABD bu kararıyla iki devletli çözüme inanmadığını açık bir şekilde belirtmiş oldu. Bununla ABD, 'İsrail ne derse o olacak, Filistinlilerin artık bir devlet hakkı yok' demiş oldu." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu karara ABD, İsrail ve muhtemelen Suudi Arabistan şaşırmadı." şeklinde konuşan Hassan, Trump'ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner'in son Suudi Arabistan ziyaretine ve ardından Riyad merkezli operasyonlara dikkat çekti.
Kararın zamanlamasına dikkat çekti
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in ve onun siyasi tabanının da bu kararda etkili olduğunu savunan Hassan, "İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu üzerinde ciddi baskı ve istifa çağrıları vardı. Ayrıca Rusya soruşturması da derinleşiyor. Tam da böyle bir ortamda bu kararın alınması çok manidar!" yorumunu yaptı.
Kudüs kararının "siyasi" bir karar olduğunu ve uluslararası hukuku değiştirmeyeceğini savunan Hassan, "Bir barış anlaşması kapsamında eğer Doğu Kudüs Filistinlilere, Batı Kudüs de İsraillilere verilirse bu belki makul bir çözüm olabilir." şeklinde konuştu.
"Trump, İsrail için kolayca harcadı"
Perry Cammack ise "Kudüs, Ortadoğu barışı için ABD'nin elindeki en iyi pazarlık aracıydı, Trump bunu sırf İsrail için kolayca harcadı." değerlendirmesini yaparak Trump'ın diplomatik olarak açıklanamaz bir adım attığına vurgu yaptı.
Bununla birlikte Trump'ın "süslü" açıklamalar eşliğinde açıkladığı kararın pratikteki karşılığının çok büyük olmadığını savunan Cammack, Tel Aviv'deki Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması durumunda pratikte daha ciddi bir sorun ortaya çıkacağını belirtti.
Geçen çarşamba, Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını belirtmiş ve Tel Aviv'deki Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması için ABD Dışişleri Bakanlığına talimat verdiğini ilan etmişti.