TIMETURK | ÇEVİRİ
Ulusal Öğrenciler Birliği, National Union of Students (NUS), ülkede eğitim alan Müslüman gençlerin ileri ve yüksek öğrenim yaşamında deneyimlerini daha iyi anlayabilmek için 2017'de "Müslüman Öğrenciler Araştırması"nı gerçekleştirildi. Araştırmaya 578 öğrenci tarafından yanıt verildi.
The Guardian'ın aktardığı habere göre öğrenciler, İslamafob'nin karşılaştıkları muamelelerin hareket noktasını oluşturduğunu düşünüyor.
HER ÜÇ ÖĞRENCİDEN BİRİ İSLAMAFOBİYLE YÜZLEŞTİ
Araştırmaya katılan her üç katılımcıdan biri İngiltere'deki eğitim yaşamı süresince bir çeşit taciz ve suça maruz kaldığını belirtirken, yüzde 79 bu durumun İslamafobik kökenli olduğu, eylemlerin Müslüman kimliğine karşı ön yargı taşıdığı kanaatinde. Yaşanan olaylar sırasında ve sonrasında önyargılı açıklama ve tavırlar aktarıldı.
Yine katılımcıların üçte biri inançları ve dinleri nedeniyle yaşadıkları sözel taciz, fiziksel saldırı, barbarlık, mala zarar verme ve hırsızlıktan “yeterince veya oldukça korktuklarını” dile getirdi.
Hicap, nikap ve cilbap gibi kıyafetler giyinen kadın katılımcıların ise çok daha fazla korkmuş oldukları belirtildi.
NUS'un kadın yetkililerinden Hareem Ghani “Eğitim sektöründeki ve bütün bir toplumdaki İslamafobi ve Müslüman karşıtı örnekler nedeniyle derinden endişeliyiz. Kurumlar ve öğrenci birlikleri tarafından Müslüman öğrencileri korumak için acilen harekete geçilmeli, özellikle kampüs içinde ve etrafında kadın öğrenciler için” dedi.
“SİYAHİLERDEN NEFRET EDİYORUZ” SLOGANI
Bu ayın başında siyahi bir kadın üniversite öğrencisinin şikayeti üzerine iki adam tutuklandı. Siyahi öğrenci bir grup şahsın kendisine ırkçı tacizde bulunduklarını ileri sürdü. Bir diğer vakada ise Nottingham Trent Universitesi'nden bir öğrenci olan Rufaro Chisango'nun yüklediği bir videoda, bir grup öğrencinin “siyahlardan nefret ediyoruz”, “Brexit belgesini imzala” sloganları atarak yürüdükleri görülüyordu. Videodaki görüntüler üzerine soruşturma başlatıldı.
PREVENT STRATEJİSİ ÖĞRENCİLERİN KENDİNİ İFADE ETMESİNİ ÖNLÜYOR
Ayrıca İngiliz hükümetinin “Prevent” adıyla yürüttüğü terör karşıtı strateji ve eğitim kurumlarından radikalleşmeye meğilli olduğundan şüphelenilen öğrencileri tespit etmek için istenilen raporların da özellikle Müslüman öğrencileri olumsuz etkilediği belirtildi.
Buna göre yine katılımcıların üçte biri bu nedenle organizasyonlarının iptal edildiği veya büyük ölçüde değiştirildiği veya bu stratejinin kuralları altında bir rapora konu olmamak için için politik tartışmalardan da ayrılmak zorunda kaldıkları ifade edildi.
Sonuç olarak öğrencilerin yüzde 43'ü de hükümetin “Prevent” stratejisi nedeniyle görüşlerini ifade edemediklerini ve kendileri olamadıklarını hissettiklerini belirtti.
İBADET YERİNDE SORUN YOK, HELAl GIDAYA ULAŞMAK HER ZAMAN MÜMKÜN DEĞİL
Öğrencilerin yüzde 38'i ise Müslüman öğrenciler olarak kendi öğrenci birliklerinin ihtiyaçlarını anlayabildiğini ifade ederken, yüzde 39'luk dilim ise kendi öğrenci birliklerinin spor faaliyetlerine çok az ya da hiç katılamayacaklarını hissettiklerini ifade etti. İçki kültürü, genel olarak bağdaşamama ve karışık cins spor faaliyetleri spor faaliyetlerine katılamama engeli olarak beyan edildi.
Buna karşın yüzde 90 oranında öğrenci kampüs yakınında ve içinde ibadet alanı bulabildiklerini söylerken yüzde 68'i kampüste ve çevresinde helal gıdaya ulaşabildiklerini belirtti.