Dolar

32,5231

Euro

34,8051

Altın

2.423,19

Bist

9.732,66

Dubai Emiri, İngiltere'deki vesayet davası kararlarının yayınlanmamasını istiyor

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-02-26 20:39:56

Dubai Emiri, İngiltere'deki vesayet davası kararlarının yayınlanmamasını istiyor
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum'un, İngiliz mahkemesinin, eski eşi Prenses Haya ile arasındaki vesayet davasına ilişkin hükümlerinin kamuya açıklanmasını engellemeye çalıştığı ortaya çıktı.

Londra Temyiz Mahkemesinde görülen duruşmada, hakim Nicholas Underhill, Dubai Emiri'nin, Yüksek Mahkemenin 2 çocuğun vesayetine ilişkin verdiği hükümlerin kamuya açıklanmasına itiraz ettiğini belirtti.

Daha önce verilen 2 hükmün, vesayet davalarındaki belirli bir sorunu kamu yararının ötesine taşıdığını kaydeden Underhill, bunlardan ilkinin bazı tartışmalı konularla ilgili olduğunu, ikincisinin ise babanın yabancı bir devletin hükümdarı ve hükümet başkanı olmasından kaynaklanan özel konumundan ileri geldiğini ifade etti.

Öte yandan hem Prenses Haya hem de mahkeme tarafından çocuklar için tayin edilen vasi, kararların açıklanmasını istedi.

Geçen sene mayıs ayında başlayan davada, 70 yaşındaki Dubai Emiri çocuklarının ülkeye geri gönderilmesini istemişti.

Prenses Haya ise mahkemeden, çocuklardan biri için "zorla evlilikten korunma emri" ile taciz veya tehditlere karşı korunmayı öngören "tacizi yasaklama emri" çıkarılmasını istemişti.

- Önce Almanya, sonra İngiltere'ye kaçtı

Prenses Haya, geçen sene iltica başvurusunda bulunmak için kaçtığı Almanya'dan sonra Londra'ya geçmiş ve burada saklanmaya başlamıştı.

Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın üvey kız kardeşi olan Haya'nın iltica kararının arkasında, "Emir'in BAE'den kaçmaya çalışırken yakalanan kızı Latifa'nın yaşadıklarının arka planını öğrenmesinin bulunduğu" iddia edilmişti.

El Maktum'un kızı Latifa, bir Fransızın yardımıyla 2018'de ülkeyi deniz yoluyla terk etmeye çalışırken, Hindistan açıklarında yakalanmış ve geri götürülmüştü.

Dünya çapında pek çok insan hakları savunucusu, Latifa'nın kendi iradesi dışında ülkeye götürüldüğünü ve bunun bir "kaçırılma" olduğunu iddia etmişti.


Haber Ara