Görmez, Berat Kandili dolayısıyla geldiği Batı Trakya'da, buradaki din görevlileriyle bir araya geldi.
Batı Trakya'nın manevi hayatına rehberlik eden din görevlileriyle buluşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Görmez, "Aramızda başka bir ülkenin sınırları olabilir ama bizim kalplerimiz arasına hiç kimse sınır koyamaz" diye konuştu.
En kötü sınırların, kalpler arasına konulan sınırlar olduğunu vurgulayan Görmez, "Edirne'deki, İstanbul'daki kardeşlerle Gümülcine ve İskeçe'deki kardeşler arasına kimse sınır koyamaz. Biz kendi yüreklerimiz arasında duvarlar örmezsek bizim aramıza konulan diğer sınırların anlamı olmaz. Yeter ki biz gönüllerin arasına duvar örmeyelim" ifadelerini kullandı.
"Kalplerimizi birbirimize açalım" çağrısında bulunan Görmez, Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlara karşı ihmallerinin olduğunu ve bunları telafi edeceklerini söyledi. Büyük bir tarihe ve sorumluluğa sahip olunduğunu söyleyen Görmez, "Dünyanın hiçbir yerinde bir Müslüman azınlık yok ki Diyanet İşleri Başkanlığı iletişim kurmasın. Güçlerimizi gönüllerimizi birleştirmeliyiz" dedi.
- "Çağdaş dünya bir cümle sarf etmiyor"
Balkanlar'ın, Osmanlı'dan kalma bir vakıf medeniyeti arazisi üzerine kurulduğunu hatırlatan Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her Batı Trakyalı entelektüel, din gönüllüsü, münevver, aydın aynı zamanda uluslararası hukuku bilmeli ki kendi toplumu hakkındaki hukuku dünyanın her yanında savunabilsin. Uluslararası hukuku bilmeliyiz. Biz Türkiye olarak azınlıkların sahip olduğu ne kadar vakıf mülkiyetleri varsa hepsini sahiplerine iade ettik. Allah'ın bir insana verdiği hakkı bir başkası alamaz ama çağdaş dünyadan bu konuda muadil adımlar atmasını bekledik."
Mehmet Görmez, Balkanlarda bütün dini kurumların vakıf arazilerinin bulunduğuna işaret ederek, "Onlarca alimin ismiyle yad edilen Batı Trakya'da vakıflar var ama çağdaş dünya bunların da sahiplerine iade edilmesi hususunda bir cümle sarf etmiyor. Sizin bu hakları hukuku da bilmeniz gerekiyor" diye konuştu.
- "İnsanın kimliğini kaybetme tehlikesi yaşadığı bir çağdayız"
Küreselleşmenin tüm mahrumiyetleri ortadan kaldırdığı, kapıları birbirine açarak insanları buluşturan bir çağ olduğunu belirten Görmez, "Ama aynı zamanda insanın kendi değerlerini ve kimliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı bir çağ" ifadesini kullandı.
Görmez, elli sene önce azınlığın kimliğini korumasının kolay, bugün ise daha zor olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Kitle iletişim araçlarıyla evlerde dahi her odada farklı bir dünya kuruluyor. Gençler kendi kimliklerini kültürlerini korumak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Böyle bir dünyada sizin ve bizim hizmetlerimiz daha büyük ihtiyaç arz ediyor."
- "Gençleri gönül dünyasından yakalayacak dili bulmalıyız"
"Bugünün Yunanistan'ında Müslüman varlığını, kimliğini ayakta tutmaya çalışan bütün gençleri gönül dünyasından yakalayacak dili bulmalıyız" diyen Görmez, Müslüman kimliğinin nasıl korunacağının düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Bu konuda ailelere yardımcı olmak için her imamın, Kur'an kursu hocasının elinde programlar olması gerektiğine dikkati çeken Görmez, "Hiçbir ayrım yapmadan herkese ulaşmamız gerekir. Batı Trakya'nın tarihini her genç, her çocuk bilmelidir. Atalarınızın atalarımızın nasıl mücadele verdiğini, nasıl buralara geldiğini bilmeliyiz" dedi.
