Star'da yer alan habere göre; Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Cumhurbaşkanı'nın işi yok, kimin nereye oturacağına mı karışacak? İzleme heyetinde kimin olup, olmayacağına mı karışacak? Bunlar Öcalan ismini kullanarak, topluma yanlış bilgi vermeye alıştıkları için şimdi Erdoğan ismi üzerinden yalan uydurmaya başladılar" dedi. "Mesele hangi partinin ne kadar rey aldığı değil" diyen Akdoğan, Türkiye'nin geleceğinin ne olacağının daha mühim olduğunu vurguladı.
Akdoğan, eski Türkiye özlemcilerinin, Türkiye'nin, eski karanlık günlerine geri dönmesini istediğini, kendilerinin de hep beraber, büyük uzlaşı içerisinde yeni Türkiye'yi inşa etme çabasında olduklarını dile getirdi.
AK Parti'yi devirmeyi amaçlayanların, Türkiye'de vesayet düzeni kurmak isteyenler olduğunu söyleyen Akdoğan, bunların politika kurumunun hep etkisiz olmasını arzuladıklarını, yüksek siyasetin yapılmasını engellemeye çalıştıklarını kaydetti.
'KİM YAPACAK, YANIT VER'
Akdoğan, bu seçimde de kaos planının uygulanmaya çalışıldığını savunarak, "Bunun kafa aktörü de HDP. HDP'yi parti olarak seçime soktular şimdi de 'HDP barajı geçerse bir şekilde AK Parti'yi engelleyebiliriz' arayışı içerisindeler. HDP de bu darbeci, vesayetçi anlayışa kendisini kullandırtıyor. Paralel çete başta olmak üzere bunlar aynı zamanda Çözüm Süreci'nin düşmanları. Ortada büyük bir paradoks mevcut. İnsanlar da şunu sorar: Madem bunlar Çözüm Süreci'nin düşmanları, HDP anlayışına da hasım bir bina, peki o vakit niye böyle karşılıklı ittifak mevcut?" diye konuştu.
HDP'nin barajı geçemediği takdirde ortalığın karışacağını dile getiren Akdoğan, şimdiden birtakım tehditlerde bulunulduğunu ve bunun demokrasiye hiç yakışmadığını söyledi.
Yalçın Akdoğan, HDP'nin barajı geçtiği takdirde ise, "Bir şekilde hükümeti deviririz, Türkiye'de kriz menfaat, koalisyon bile kurulamaz, hükümet kurulamaz, bir kaos menfaat ve burada vesayet özlemcileri vesayet düzenini kurarlar. HDP de o karambolde bir şekilde ben özerklik duyuru ederim" düşüncesinin yargıç olduğunu aktardı.
Bunun Türkiye'nin kaybetmesi üzerine bir plan olduğunu bildiren Akdoğan, HDP'ye "AK Parti olmazsa Çözüm Süreci'ni kim yapabilir? Senin iktidara gelme şansın mevcut mu? Yok. Bu ulusalcı CHP ile Çözüm Süreci'ne kategorik olarak karşı çıkan MHP bu işi yapar mı? Yapmaz. Kim yapacak? Buna yanıt ver" sorusunu yöneltti.
'DEMİRTAŞ, ÖCALAN'I ANLAMSIZLAŞTIRMAK İÇİN KONUŞTU'
Akdoğan, bazı gazetelerde Selahattin Demirtaş'a atfen, "Cumhurbaşkanı Dolmabahçe'de kimin nereye oturacağına karıştı, izleme heyetinde isimlere müdahale etti, şu olmasın bu olsun dedi" ifadelerinin yer aldığına da değinerek, şöyle konuştu:
"Bunların hepsi külliyen yalan. Cumhurbaşkanı'nın işi yok, kimin nereye oturacağına mı karışacak? İzleme heyetinde kimin olup, olmayacağına mı karışacak? Bunlar Öcalan ismini kullanarak, topluma yanlış bilgi vermeye alıştıkları için şimdi Erdoğan ismi üzerinden yalan uydurmaya başladılar. Şunu bilhassa vurgulamak istiyorum, bunların Çözüm Süreci'ne karşı olduğunun bir göstergesidir. Öcalan 4 Şubat'ta talimat verdi, 'Terör Örgütü PKK silahı bırakma kongresi toplasın' diye. Daha İmralı'dan heyet döner dönmez Selahattin Demirtaş 'Önümüzdeki günlerde yapılacak açıklama, çok büyük gelişmelere yol açacak gibi kimse beklentinin içine girmesin, rutin devam ediyor' değerlendirmesinde bulundu.
Yani Öcalan'ı anlamsızlaştırmak için, mesajını anlamsızlaştırmak için, silahı bırakma çağrısını boşa çıkarmak için açıklama yaptı. Sözlü talimat verdi yapmadın, yazılı metin gönderdi yapmadın, imzalı metin gönderdi yapmadın, üç hafta Öcalan'ı takmadılar ve açıklama yapmadılar. Silahı yılmak işlerine gelmedi, en sonunda zorunlu kaldılar ve metni okumak zorunda kaldılar. Sen, İmralı'ya karşı Brütüs olabilirsin fakat kimse bizden Erdoğan'a karşı Brütüs olmamızı beklemesin. Bizi kendinizle karıştırmayın. Bugün de çıkmış söylüyor ki, 'Halkların Demokratik Partisi HDP ile Öcalan'ın bir ilgisi yok, onun başkanı değil bir şey değil.' 'Biz talimat almayız' demeye getiriyor. Peki talimat almazsanız bu heyet niye İmralı'ya gidiyor? Piknik yapmaya mı gidiyor? Yani Öcalan talimatını hiç iplemiyorsanız, sözünün bir kıymeti yoksa niye İmralı'ya gidiyorsunuz? Ne işe yarıyorsunuz?"
