Dolar

32,5873

Euro

34,7911

Altın

2.498,58

Bist

9.457,23

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, YASED United'ın konuğu oldu

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu:- 'Türkiye, özel teşvikler yoluyla katma değeri yüksek üretimi destekliyor. Bu sayede Türk imalat sektörü, son 15 yılda 40 milyar dolar civarında doğrudan yabancı yatırım çekti'- YASED Başkanı Ayşem Sargın:- 'Şimdi yatırım rekabeti daha da önemli olacak. Bu nedenle Yatırım Stratejisi Belgesi çalışmalarını hızlandırmak büyük önem taşım

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-06-07 13:33:58

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, YASED United'ın konuğu oldu
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin, özel teşvikler yoluyla katma değeri yüksek üretimi desteklediğini belirterek, "Bu sayede Türk imalat sektörü, son 15 yılda 40 milyar dolar civarında doğrudan yabancı yatırım çekti." ifadesini kullandı.

Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nden (YASED) yapılan açıklamaya göre, YASED'in üye ve paydaşlarının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede düzenli bilgi ve deneyim paylaşımı için başlattığı ve bugüne kadar 12 kez gerçekleştirilen online etkinlik serisi "YASED United" toplantıları devam ediyor.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve YASED'in ev sahipliğinde gerçekleştirilen YASED United'ın yeni toplantısının konuğu Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu ve McKinsey&Company Partner'lerinden Dr. Knut Alicke oldu.

YASED Başkanı Ayşem Sargın ve YASED Genel Sekreteri Serkan Valandova'nın da katıldığı "Kovid-19 Sonrası: Küresel Tedarik Zincirlerinde Dönüşüm" başlıklı etkinlikte, küresel ekonomiyi derinden etkileyen Kovid-19 pandemisi sonrasında küresel tedarik zincirlerindeki dönüşüm senaryoları konuşuldu.


- 'Önlemler tedarik zincirine zarar vermiyor'


Açıklamada görüşlerine yer verilen Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, "Türkiye'nin pandemi ile mücadeledeki başarısının ardında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde alınan hedef odaklı önlem ve politikalar bulunmaktadır. Tüm bakanlıklarımız ve kurumlarımız, sorumlulukları dahilinde süreci başarıyla yönetmektedir. Türkiye, bu süreçte gereken her türlü önlemi almış ve almaya da devam etmektedir. Bu tedbirlerin ekonomik faaliyetler ve tedarik zincirini sekteye uğratmayacak seçici ve üretken politikalar olmasına özellikle önem verilmektedir." ifadelerini kullandı.

Dünya Bankası'nın "2020 Dünya Kalkınma Raporu: Küresel Değer Zincirleri Çağında Kalkınma için Ticaret" raporuna göre, Türkiye'nin son 10 yılda değer zincirini yukarı çekerek sınırlı üretimden gelişmiş üretime geçiş sürecinde olduğunu aktaran Dağlıoğlu, Türkiye'nin, özel teşvikler yoluyla katma değeri yüksek üretimi desteklediğini ve bu sayede Türk imalat sektörünün son 15 yılda 40 milyar dolar civarında doğrudan yabancı yatırım çektiğini bildirdi.

Türkiye'nin küresel değer zincirlerine katılımında lojistiğin kilit rol oynadığını vurgulayan Dağlıoğlu, şunları kaydetti:

"Bu nedenle Türkiye, son 17 yılda ulaşım altyapısına önemli yatırımlar yaparak yurt içi ve yurt dışı ulaşım bağlantılarını güçlendirmiştir. Türkiye'nin jeostratejik konumu, uluslararası şirketlerin üretim ve yönetim faaliyetlerini konumlandırmaları için de eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Bu yönüyle Türkiye, kaynak ve hedef pazarlara yakın olmak isteyen şirketler için cazip avantajların yanı sıra çok sayıda bölgesel pazara da kolay ve verimli erişim imkanı sunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tedarik zincirlerini çeşitlendirme arayışındaki çok uluslu şirketler için kapılarımız ardına kadar açık."


- "Kurumlar tedarik zincirine esneklik kazandırıyor"


McKinsey & Company Partner'lerinden Dr. Knut Alicke de Kovid-19 salgınının derin ekonomik şoklara neden olarak tüm sektörleri etkilediğini belirtti.

Krizin tedarik zinciri planlamasında birçok yeni zorluk oluşturduğuna işaret eden Alicke, "Örneğin, pandemi geleneksel teknikleri etkisiz hale getirdi. Çünkü bu teknikler ileriye dönük dış verilere değil, bir şirketin geçmiş satış verilerine dayanıyordu. Diğer yandan, talep ve tedarik şokları, tedarik zincirinde kamçı etkisi yaratabilir. Sonuç olarak, kesintili geçişler ve tedarik zincirinin iyileşmesinin ardında bir 'yeni normal' görmeye başlayabiliriz. Beklemek yerine, kurumlar şimdiden tedarik zincirlerine esneklik kazandırmaya başlayabilirler." ifadelerini kullandı.

Tedarik zincirinin dönüşümünü anlamak için tedarik zinciri liderleri ile bir araştırma gerçekleştirdiklerini aktaran Alicke, Kovid-19'un sanayinin geleceğini değiştirebileceğine dikkati çekti.

Araştırmaya katılanların yüzde 75'inin üretim ve dağıtım ayak izi ile ilgili sorunlarla karşılaştığını belirten Alicke, şu ifadeleri kullandı:

"Katılımcıların yüzde 85'i yetersiz dijital teknolojilerle mücadele ettiğini belirtiyor. Araştırmaya göre, post-pandemi dünyası için temel olarak, tedarik zincirindeki esnekliği artırmak (yüzde 93), tedarik zinciri planlamasını bölgeselleştirmek, tedarik ve operasyon planlamalarını sıklaştırmak, gelişmiş analitik uygulamaları kullanmak (yüzde 54) ve şirket içinde dijital tedarik zinciri yeteneklerini artırmak (yüzde 90) planlanıyor."


- "Yatırım Strateji Belgesi çalışmaları hızlanmalı"


YASED Başkanı Ayşem Sargın ise Kovid-19 salgınının küresel makroekonomik performansı önemli ölçüde etkilediğini, salgının ülkeleri ve şirketleri hazırlıksız yakaladığını aktardı.

Dünya Ticaret Örgütü'nün, 2020 yılında ticaret hacminde yüzde 13-32 arasında düşüş beklediğini hatırlatan Sargın, "Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) son yıllarda zaten azalmıştı. UNCTAD, 2020 yılında UDY'de yüzde 40'lık düşüş yaşanacağını tahmin ediyor. Şimdi yatırım rekabeti daha da önemli olacaktır. Bu nedenle Yatırım Stratejisi Belgesi çalışmalarını hızlandırmak büyük önem taşımaktadır." ifadelerini kullandı.

Global şirketler olarak hem içinde olunan süreci yönetmeye hem de yeni dünya düzeninde yer edinmeye çalıştıklarını aktaran Sargın, bunun şu anda büyük bir zorluk olduğunu vurguladı.

Tüm planlarını tedarik zincirlerine göre yaptıklarını belirten Sargın, "Eğer tedarik zincirindeki partnerlerimiz süreci iyi yönetiyorsa biz de global şirketler olarak kendi üretim sürecimizi iyi yürütüyoruz. Eğer onlar başarısız olursa biz de başarısız oluyoruz. Tedarik zincirine bu kadar bağlıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Küresel tedarik zinciri için Türkiye'nin sağlam temellere sahip olduğunu vurgulayan Sargın, şunları kaydetti:

"Türkiye, önemli bir lojistik avantajına sahip. Endüstrisini geliştirdi. Nitelikli iş gücü açısından önemli bir potansiyele sahip. Bu nedenle Türkiye için pek çok olanak var. Öte yandan, endüstrinin detaylı bir değerlendirmesinin yapılması gerekiyor. Endüstrimiz daha fazla yüke hazır mı? Çünkü tüm global şirketler pek çok kriteri göz önünde bulunduruyorlar. Bu konudaki gelişimimiz gerçekten çok önemli. Kovid-19 sonrasındaki süreçten ne kadar faydalanabileceğimizin belirleyici faktörü bu olacak. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi de iyi bir tedarik zinciri organizasyonu ve global tedarik zincirinden daha fazla pay almak için nelere ihtiyaç olduğunu biliyor."




Haber Ara