Dolar

32,5874

Euro

34,8578

Altın

2.495,97

Bist

9.668,37

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: (1)- 'Soçi mutabakatı ve İdlib mutabakatı çerçevesinde çatışmasızlık bölgesi olarak belirlenen sınırlar bizim esas aldığımız sınırlardır, burada bir değişikliğin öngörülmesini şu anda kabul etmemiz mümkün değil'- 'Yeni bir mülteci akımına mahal vermemek için oradaki sivillerin yerlerinde kalmalarını sağlayabilmek için de çalışmalarımız yine diğer kurumlar

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-02-06 21:24:36

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Soçi mutabakatı ve İdlib mutabakatı çerçevesinde çatışmasızlık bölgesi olarak belirlenen sınırlar bizim esas aldığımız sınırlardır, burada bir değişikliğin öngörülmesini şu anda kabul etmemiz mümkün değil." ifadesini kullandı.

Kalın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan kabine toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın takdim konuşması ile başlayan toplantıda gündemlerindeki önemli konu başlıklarının ele alındığını söyleyen Kalın, Erdoğan'ın yakın dönemde üst üste yaşanılan üzücü hadiseler, alınan tedbirler ve sahadaki uygulamalara ilişkin değerlendirmelerde bulunduğunu bildirdi.

Kalın, "Bu hadiseler hepimizi derinden üzmüş ve yaralamıştır ama aynı zamanda millet olarak, devlet olarak kenetlenmemize de vesile olmuştur. Daha önce Elazığ ve Malatya'da yaşanan deprem hadisesi ardından İdlib'de kaybettiğimiz askerlerimiz, hemen ardından gelen çığ felaketi aynı gün dün yaşadığımız uçak kazası. Bunlara karşı devletimizin ve milletimizin bütün imkanları seferber edilmiş, yaraların acilen sarılması için de gerekli adımlar hızlı bir şekilde atılmış ve atılmaya da devam etmektedir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da toplantıdaki konuşmasında ifade ettiği gibi bu hadiselerle ilgili gerekli dersler, etütler ve çalışmaların yapılmakta olduğunu vurgulayan Kalın, "Bunlarla ilgili gerekli tedbirler de bundan sonra alınmaya devam edecek ve bu tür hadiseler karşısında daha az zaiyatın yaşanması, ön tedbirlerin alınması, ön alıcı tedbirlerin hayata geçirilmesi için de gerekli çalışmalar ilgili kurumlarımız ve bakanlıklarımız tarafından yapılacaktır." dedi.

İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sunum yaptığını anlatan Kalın, iki bakanın da uzun süre sahada olduğunu, diğer bakanlıkların da konularına bağlı olarak bütün imkanlarını orada seferber ettiklerini söyledi.

Elazığ ve Malatya'daki depremle ilgili deprem sonrası yapılan çalışmalar anlamında çok ciddi mesafeler alındığına işaret eden Kalın, bakanlıkların sunumlarına ilişkin bilgi verdi. Kalın, "Ağır hasarlı binaların yıkım çalışmalarının tamamlandığını ifade ettiler." diye konuştu.

- "Aç veya açıkta olan bir vatandaşımız yok"

Kalın, orta hasarlı binaların yıkımı, az hasarlı binaların takviye edilmesiyle ilgili çalışmaların da hızlı bir şekilde yürüdüğünü belirterek şöyle devam etti:

"Orada şu anda aç veya açıkta olan bir vatandaşımız yok. Mağdur olan, evleri yıkılan vatandaşlarımız uygun yerlere yerleştirilmiş durumdalar başka konutlara. Çok az sayıda çadırlarda bulunanlar var, sosyal donatı alanlarında kalan vatandaşlarımız var. Bunlarla ilgili de yardım çalışmaları devam ediyor. Hatta şu an itibarıyla günde yaklaşık 65 bin kişiye de günlük yemek servisi yapılıyor. Bu tabii ciddi bir kapasiteyi de gösteriyor. Yaraların acilen sarılması noktasında atılan adımlar bu anlamda tabii ki memnuniyet verici."

Yıkım çalışmalarının da hızlı bir şekilde devam ettiğini, bunlarla ilgili bazı görsel, bilgi ve belgeleri de yakın zamanda paylaşacaklarını bildiren Kalın, "Zemin etüt çalışmaları da tamamlanır tamamlanmaz Sayın Cumhurbaşkanımız buradaki temel atma törenlerine de bizzat kendileri katılacaklar. Böylece vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının acilen karşılanması için yapılan çalışmaların sürekliliğini de bir defa daha göstermiş olacaklar. Bu önümüzdeki birkaç hafta içinde bu çalışmaların tamamlanmasını bekliyoruz." dedi.

Süreç içerisinde devlet, millet, kurumlar, STK'ler, belediyeler, vatandaşlar ve yardım kuruluşlarının büyük bir özveriyle herkese örnek olacak şekilde bir çabayı ortaya koyduklarının altını çizen İbrahim Kalın, "Elbette gidenleri geri getirmek mümkün değil ama kalanların acısını hafifletmek noktasında bu çalışmaların öneminin büyük olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Dediğim gibi bu yaşanan felaketlerle ilgili de gerekli tedbirler alınacak, bundan sonra neler yapılabilir, ilave tedbirler neler olabilir bunlarla ilgili çalışmalarda sürdürülecek." diye konuştu.

- İdlib konusu

Gündemlerindeki bir diğer önemli konunun İdlib'de son dönemde yaşanan hadiseler olduğunu aktaran Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bildiğiniz gibi biz Astana sürecinin garantör ülkelerinden birisi olarak Suriye'de siyasi sürecin ilerletilmesi, çatışmaların sona erdirilmesi, Anayasa Komisyonunun çalışmalarını tamamlaması için Rusya ve İran'la birlikte bir çalışma yürütüyoruz. Yaklaşık iki yıldır devam eden bu çalışmanın aslında sahada önemli neticelerini de geçtiğimiz 2 yıl içerisinde gördük. Türkiye aynı zamanda Cenevre'de devam eden sürecin de bir aktörü olarak BM çatısı altında yapılan çalışmalara da fiilen destek vermektedir."

İdlib'de rejimin devam eden saldırıları sonrasında yeni bir döneme girildiğini söyleyen Kalın, "Bu yeni dönemin parametrelerini de dün Sayın Cumhurbaşkanımız açık ve net bir şekilde ortaya koydular. Bu çerçevede de hem Rus makamlarıyla hem İran makamlarıyla yoğun temaslarımız devam ediyor. Dünden beri ilgili arkadaşlarımız mevkidaşlarıyla bu konuları görüşüyorlar. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin'le evvelsi gün yaptığı telefon görüşmesinde mutabık kalındığı üzere de Rusya'dan bir askeri heyetin Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz. Burada askerlerimiz, istihbarat birimlerimiz ve ilgili diğer kurumlarımız İdlib sahasındaki gelişmeleri detaylı bir şekilde ele alacaklar." ifadelerini kullandı.

Kalın, yeni dönemin ana parametrelerini tekrar ifade etmek istediğini belirterek, "Öncelikle orada askerlerimizin korunması için gerekli ne varsa her şey bila tereddüt yapılacaktır, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Askeri gözlem noktalarımız yerlerinde durmaya devam edecektir. Onların bir başka noktaya kaydırılması söz konusu değildir. Soçi mutabakatı ve İdlib mutabakatı çerçevesinde çatışmasızlık bölgesi olarak belirlenen sınırlar bizim esas aldığımız sınırlardır, burada bir değişikliğin öngörülmesini şu anda kabul etmemiz mümkün değil." dedi.

Burada hem sivillerin hem askerlerin can güvenliğinin sağlanması için gerekli tahkimat, sevkiyat, destek ne ise bunların yapılacağını vurgulayan Kalın, "Yeni bir mülteci akımına mahal vermemek için oradaki sivillerin yerlerinde kalmalarını sağlayabilmek için de çalışmalarımız yine diğer kurumlarımız tarafından tarafından AFAD gibi, Kızılay gibi diğer STK'lerimiz tarafından da aynen devam edecektir. Rejimin bu ay sonuna kadar girdiği yerlerden çekilerek çatışmasızlık bölgesi sınırlarına geri çekilmesi konusu da bizim öncelikli konularımızdan bir tanesidir. Burada da en ufak bir tereddüde mahal bırakmamak adına bu hususun altını bir kez daha çizmek istiyoruz." diye konuştu.

- "Üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz"

Rejimin bugüne kadar yüzlerce defa İdlib mutabakatını ihlal ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları söyledi:

"Terörizmle, terörist gruplarla mücadele bahanesiyle bundan sonra yapacağı her bir hatanın çok ağır sonuçları olacaktır. Bu mesajı Rus mevkidaşlarımızı da net bir şekilde ifade ettik. Bu vesileyle buradan tekrar bunun altını çizmek istiyorum. Rejimin niyetinin barış, siyasi çözümün ya da sürecin ilerletilmesi değil savaş olduğu, insanları ayrım yapmaksızın bombalamak suretiyle katletmek ya da yerlerinden etmek ve de böylece buraları ele geçirmek olduğu açık ve seçik anlaşılmaktadır. Buna karşı biz Türkiye olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz. Özellikle askerlerimizin can güvenliği konusunda ilave tedbirler ne ise bunların hepsinin şu anda da alınmakta olduğunu ifade etmek isterim."

Kalın, bu konuda uluslararası topluma da önemli sorumlulukların düştüğünü vurgulayarak, "İdlib'in güvenliğinin sağlanması, sivillerin korunması, göç dalgasının önlenmesi, insani yardımların ulaştırılması gibi konularda bunu sadece Türkiye'nin bir sorumluluğu olarak ifade etmek, Türkiye'ye teşekkür etmek, Türkiye'ye takdirlerini ifade etmek ama sahada hiçbir şey yapmamak uluslararası toplumun sorumluluklarını ortadan kaldırmıyor. Tam tersine burada her yönden insani, siyasi, diplomatik yönden ve diğer alanlarda uluslararası toplumun da bir sorumluluk alması gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye olarak kendilerinin üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiklerini ve getirmeye de devam edeceklerini belirten Kalın, şunları kaydetti:

"Orada özellikle yerlerinden edilmiş kişilerle ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın önerisi ile kısa sürede yapılabilecek briket evler meselesi var. Özellikle İdliblilerin orada kalmalarını sağlamak için bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Almanya'nın bir katkısı oldu, önümüzdeki günlerde bunun sonuçlandırılmasını bekliyoruz. Bunun diğer ülkelere de örnek teşkil etmesini ya da edeceğini de umut ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Suriye konusuyla ilgili tabi diğer başlıklar da önümüzdeki günlerde ilgili aktörlerle görüşülmeye devam edecek. Belki mart ayı içerisinde bir Astana süreci toplantısı daha yapılabilir. Bunun üzerinde de arkadaşlarımız çalışıyorlar. Liderler düzeyinde tekrar görüşmeler olabilir ama ilk planda biz şu anda Rusya'dan gelecek askeri heyeti burada bekliyoruz. İlgili arkadaşlarımız bu konuyla ilgili detaylı çalışmaları Rus mevkidaşlarıyla yaptıktan sonra yeni bir yol haritasının belirleneceğini öngörüyoruz."

(Sürecek)



Haber Ara