Dolar

32,5038

Euro

34,5971

Altın

2.492,62

Bist

9.548,09

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay 2021 yılı bütçesini sundu: (2)

'Karadeniz'deki doğal gaz keşfi kaynaklı olarak yeni doğal gaz kontratlarında fiyatların daha rekabetçi yapılması ve 2023 yılında yerli doğal gazın kullanılmaya başlanacak olması, cari dengemizin uzun vadede kalıcı şekilde iyileşmesine önemli katkı yapacaktır'- 'İhracatın yılın son çeyreğinde de artışı sürdürerek 2020 yılında 165,9 milyar dolar, program dönemi sonunda ise 214 milyar dolar olar

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-10-21 17:12:09

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay 2021 yılı bütçesini sundu: (2)
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Karadeniz'deki doğal gaz keşfi kaynaklı olarak yeni doğal gaz kontratlarında fiyatların daha rekabetçi yapılması ve 2023 yılında yerli doğal gazın kullanılmaya başlanacak olması, cari dengemizin uzun vadede kalıcı şekilde iyileşmesine önemli katkı yapacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi üzerinde sunum yaptı.

Geçen yıl rekor seviyede gerçekleşen ihracatın bu yılın ilk aylarında pozitif görünümünü koruduğunu belirten Oktay, "Mart ayından itibaren en büyük ihracat pazarımız olan AB ekonomisindeki talep daralması ve karantina önlemleri ihracatımızı olumsuz etkilese de ekonomilerde normalleşme sürecinin başladığı haziran ayı ile birlikte ihracatımız hızla toparlanmaya başlamıştır." diye konuştu.

Eylül ayı ihracatının, salgın öncesi seviyelerini de aşarak 2020 yılının en yüksek ihracat değerine ve tüm yıllar içerisinde de en yüksek eylül ayı ihracat seviyesine ulaştığını bildiren Oktay, "Böylece 2020 yılının üçüncü çeyreğinde ihracat ikinci çeyreğe göre yüzde 34 oranında artış göstermiştir. Altın hariç bakıldığında ise eylül ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 90,9 gibi oldukça yüksek bir seviyeye çıktığı görülmektedir. İhracatın yılın son çeyreğinde de bu artışı sürdürerek 2020 yılında 165,9 milyar dolar, program dönemi sonunda ise 214 milyar dolar olarak gerçekleşmesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kovid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlerden birinin turizm sektörü olduğuna işaret eden Oktay, bu kapsamda 2019 yılında yüzde 18,3 oranında artış gösteren seyahat gelirlerinin 2020 yılının sekiz ayında zayıf bir görünüm sergilediğini aktardı. Oktay, bununla birlikte seyahat gelirlerinin salgın sonrasında kademeli olarak toparlanacağını öngördüklerini söyledi. Fuat Oktay, "Sağlık, gastronomi, festival, kültür ve spor gibi alternatif turizm alanlarında geliştirilecek stratejilerin de etkisiyle 2023 yılında seyahat gelirlerinin 35 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz." dedi.

- "Cari işlemler açığının 24,4 milyar dolar olarak gerçekleşmesini bekliyoruz"

Geçen yıl 2001 yılından beri ilk defa fazla veren cari işlemler dengesindeki bu eğilimin özellikle Kovid-19 salgınının hizmetler dengesi üzerindeki etkisi ve yüksek düzeydeki altın ithalatıyla birlikte nisan ayından itibaren negatife döndüğünü anlatan Oktay, salgına yönelik küresel belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle cari işlemler açığının 2020 yılında 24,4 milyar dolar olarak gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.

Küresel ekonomideki normalleşmenin ihracat ve turizmi desteklemesini ve altın talebindeki normalleşme ile cari açığın 2021 yılında ılımlı seyretmesini öngördüklerini belirten Oktay, diğer taraftan, ülkenin yüksek katma değerli üretimini artırmasına ve bilgiye dayalı sürdürülebilir büyüme eğilimini devam ettirmesine önem verdiklerini söyledi.

Yeni normalde yapısal değişime uğrayan küresel tedarik zincirinde ülkenin uluslararası rekabetçiliğinin artırılması, yurt içi üretim kapasitesinin yükseltilerek ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve turizm sektörünün artan önemiyle birlikte cari açığın kalıcı olarak düşürülmesini hedeflediklerini bildiren Oktay, şöyle konuştu:

"Öte yandan, Karadeniz'deki doğal gaz keşfi kaynaklı olarak yeni doğal gaz kontratlarında fiyatların daha rekabetçi yapılması ve 2023 yılında yerli doğal gazın kullanılmaya başlanacak olması, cari dengemizin uzun vadede kalıcı şekilde iyileşmesine önemli katkı yapacaktır. Bu doğrultuda cari işlemler dengesinin GSYH'ye oranının 2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla yüzde 1,9 ve yüzde 0,7 olarak açık vereceği, Program dönemi sonunda ise sınırlı fazlaya döneceği tahmin edilmektedir."

- İhtiyaç duyulan adımları atmaya devam ediyoruz"

Küresel finansal koşulların gelişmekte olan ülkeler açısından elverişsiz olduğu 2020 yılında finansal piyasalarda oynaklıkların arttığının gözlendiğini ifade eden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kovid-19 salgını kaynaklı küresel belirsizliklerin ve risk iştahındaki dalgalanmaların finansal piyasaların işleyişini ve finansal varlık fiyatlamalarını olumsuz etkilemesinin önüne geçmek amacıyla ilgili tüm kurumlarımız tarafından gerekli önlemler gecikmeksizin alınmıştır. Ayrıca, ekonomik aktivitenin bu zorlu süreçte desteklenmesine yönelik kredi kanallarının açık tutulması ve firmalara nakit akışının kesintisiz sürdürülmesi sağlanmıştır. Bununla birlikte, gerek finansal istikrar gerekse ekonomik büyüme açısından kilit bir role sahip olan bankacılık sektörümüz bu süreçte iyi bir sınav vermiştir. Son dönemdeki zorlu şartlara rağmen bankalarımız güçlü sermaye yapısını ve aktif kalitesini korumayı başarmıştır. Bu süreçte sektöre gerek ihtiyaç duyduğu likidite imkanları sağlanarak gerekse düzenlemelerle esneklikler getirilerek destek olunmuştur. Yeni Ekonomi Programımızla finansal sektörün geliştirilmesi, dinamizm kazanması ve sağlıklı biçimde ülkemizin kalkınmasına katkı yapması için ihtiyaç duyulan adımları atmaya devam ediyoruz."

- "En önemli kazanımlardan birisi faiz ödemelerinin payını azaltmak oldu"

Kamu maliyesine yönelik bugüne kadar elde edilen kazanımları da aktaran Oktay, Hükümetin bugüne kadar kamu maliyesi alanındaki en önemli kazanımlarından birisinin faiz ödemelerinin bütçe içindeki payını azaltmak olduğunu vurguladı. Oktay, 2002 yılında faiz harcamalarının bütçe giderleri içerisindeki payı yüzde 43,2 iken, 2021 yılı bütçesinde bu oranın yüzde 13,3 seviyesinde kalmasının öngörüldüğünü bildirdi.

Uygulanan kamu mali disiplini sayesinde son 18 yılda kamu borç stokunun oldukça düşük seviyelere çekilirken önemli altyapı projelerinin hayata geçirildiğini ve eğitim, sağlık ve sosyal refah alanlarında önemli kazanımlar elde edildiğini belirten Oktay, "Son 18 yılda faize değil kamusal hizmete ayırdığımız kaynak sayesinde inşa ettiğimiz güçlü sağlık altyapısı, salgın döneminde diğer ülkelerde gördüğümüz acı tabloların ülkemizde yaşanmasını engellemiştir." diye konuştu.

Diğer yandan vergi gelirleriyle faiz giderleri karşılaştırıldığında da benzer bir tablonun söz konusu olduğunu dile getiren Oktay, şöyle devam etti:

"2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faiz harcamalarına gitmekteydi. 2021 yılı bütçesinde ise her 100 liralık verginin sadece 19,5 lirasının faiz harcamalarına ayrılacağı tahmin edilmektedir. 2020 yılı gelir performansımızın tüm olumsuz şartlara rağmen beklentilerimizin üzerinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2019'un son döneminde ekonomide yakaladığımız güçlü seyrin katkısıyla gelir performansımızda önemli bir ivmelenme yaşanmaktaydı. 2020 yılı Ocak ve Şubat aylarında vergi gelirlerimiz bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 22,9 oranında artmıştı. Ancak Kovid-19 salgını nedeniyle mart, nisan ve mayıs aylarında vergi gelirleri ortalama yüzde 5,6 oranında azalmıştır. Bununla birlikte, 2020 yılı Ocak-Eylül döneminde vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,3 oranında artmıştır. Vergi gelirlerinin yıl sonunda ise yıllık yüzde 17,3 oranında artarak 790,7 milyar lira olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir."

AK Parti hükümetleri döneminde sağlanan mali disiplin ve basiretli politikalar sayesinde kamu borcunun bir risk unsuru olmaktan çıkarıldığını ifade eden Oktay, şunları kaydetti:

"Stratejik ölçütlere dayalı borçlanma politikalarımız sayesinde borç stokumuzun kompozisyonunda ve vade yapısında kayda değer bir iyileşme meydana gelmiştir. 2002 yılında 9,4 ay olan iç borçlanmanın ortalama vadesi 2020 yılı Eylül ayında 32 ay olmuştur. Hazine iç borçlanma faizleri 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesinden 2020 yılı Eylül ayı itibarıyla yüzde 10 seviyelerine kadar gerilemiştir. 2001 yılında AB tanımlı borç stokunun GSYH'ye oranı yüzde 75,5 seviyesinde iken 2020 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 39,4 seviyesindedir. 2021-2023 döneminde de mali disipline bağlı kalarak, kalıcı gelir kaynakları ile kamu gelirlerinin kalitesini ve vergi tahsilatında etkinliği artıracağız. Vergide adalet ve eşitlik ilkelerini pekiştirerek, vergi mevzuatının sadeleştirilmesine, etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin gözden geçirilmesine ve kademeli olarak kaldırılmasına devam edeceğiz. Kayıtdışılık ile mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz."

(Sürecek)

Haber Ara