Dolar

32,3706

Euro

35,0234

Altın

2.325,30

Bist

9.079,97

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni'nde konuştu: (2)

'Milletin mücadelesine destek olmak yerine takoz olan sığ bir muhalefet anlayışının ülkemize verebileceği hiçbir şey yoktur'- '(Kovid-19) Son dönemde vaka sayılarında kısmi bir artış yaşansa da salgın halen kontrolümüz altındadır'- 'Ülkemiz kaynaklı olmayan bazı sıkıntılarla karşılaşsak da Türk ekonomisi salgın öncesi ivmesini tekrar yakalamış görünüyor'- 'Türkiye'nin Doğu Akdeniz'den Lib

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-08-19 16:57:52

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni'nde konuştu: (2)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletin mücadelesine destek olmak yerine takoz olan sığ bir muhalefet anlayışının ülkemize verebileceği hiçbir şey yoktur." dedi.

Erdoğan, Başkent Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, dünyanın birçok ülkesinde koronavirüs nedeniyle yatırımlar durmuşken Türkiye'nin özel sektörü ve kamu kurumlarıyla özgün bir yol izlediğini belirtti. Salgın sürecinde salgınla mücadelenin sekteye uğramadığını, başka ülkeler gibi yatırımları durdurma kararı almadıklarını belirten Erdoğan, "İnsanımızın sağlığından taviz vermeden, hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden, ekonomimizi yeniden büyüme trendine sokmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde 800 bin insanın canına mal olan bir sağlık krizinin üstesinden gelmenin kolay olmadığına işaret eden Erdoğan, salgının sadece sosyal hayatı değil, üretimden ticarete, turizmden eğitime kadar günlük yaşantının her alanını etkilediğini ifade etti.

Türkiye'nin zamanında aldığı tedbirler ve attığı kararlı adımlarla bu salgını en başarılı şekilde yöneten nadir ülkelerden birisi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Son dönemde vaka sayılarında kısmı bir artış yaşansa da salgın halen kontrolümüz altındadır. Hava yolu trafiğinin de kaybettiği ivmeyi tekrar yakaladığını görüyoruz. Rusya, Ukrayna ve Almanya gelen misafirlerimizin sayısının artmasıyla turizm sektörümüz toparlanmaya başladı. Keza haziranda sanayi üretimi, aylık ve yıllık bazda güçlü bir performans gösterdi. Yüzde 17,6'lık aylık üretim artışıyla dünyada en hızlı toparlanan ilk 5 ülkeden biri olduk. Sermaye ve ara malı kalemlerindeki çift haneye varan artışlar, yatırım talebi açısından da çok güçlü bir sinyaller veriyor. Yılın ilk 7 ayındaki yatırım talebi, salgın şartlarına rağmen, geçen senenin yüzde 28 üzerinde seyrediyor. Türkiye genelinde konut satışları 2020 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 125 artarak tarihi bir rekora imza attı. Üretimin temel girdilerinden olan elektrik tüketimi verileri artış eğiliminde. Organize Sanayi Bölgelerimizdeki elektrik tüketimi, temmuz ayında, hazirana göre yüzde 7 daha fazla gerçekleşti. Yine ilk 7 ayda sanayi siciline 8 bin 266 işletme kaydoldu. Burada da geçen seneye göre yüzde 6'lık bir artış var. Ülkemiz kaynaklı olmayan bazı sıkıntılarla karşılaşsak da hamdolsun Türk ekonomisi salgın öncesi ivmesini tekrar yakalamış görünüyor. İnşallah bu tempoyu daha da artırmakta kararlıyız."

Her imtihanın aynı zamanda sunulmuş bir imkan olduğuna işaret eden Erdoğan, koronavirüs salgınıyla değişen küresel dinamiklerin Türkiye'nin önünde yeni kapıların aralanmasına, yeni fırsatların belirmesine vesile olduğunu söyledi.

- "CHP'nin tek derdi IMF komiserlerine ülkeyi yeniden teslim etmektir"

Bu süreçte kendilerine düşenin millete karamsarlık aşılayan muhalefete aldırmadan üretime, yatırıma devam etmek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ifadelerini şöyle sürdürdü:

"CHP zihniyetinin bizi esir almasına izin verirsek bu ülkeyi siyasette vesayete, sanayide ithalata, enerjide dışa bağımlılığa mahkum ederiz. Milletin mücadelesine destek olmak yerine takoz olan sığ bir muhalefet anlayışının ülkemize verebileceği hiçbir şey yoktur. Türkiye'nin kalkınmasına katkı yapmak varken sürekli ülkemizi karalayan, sağa sola Türkiye'yi şikayet eden bir muhalefet, bu ülkeye tamamen yabancılaşmış demektir. CHP'nin tek derdi otel lobilerinde gizlice buluştukları IMF komiserlerine ülkeyi yeniden teslim etmektir. İş dünyamızdan, tüm umudunu devletimizin tökezlemesine, Türk ekonomisinin yara almasına bağlamış muhterislere, kulak asmamasını özellikle rica ediyorum."

Tüm müteşebbislerin, Türkiye'nin potansiyeline inanmalarını, Türkiye'nin aydınlık geleceğine güvenmelerini isteyen Erdoğan, "Nasıl bugün her alanda dünden daha iyi bir yerdeysek inşallah yarın çok daha iyi bir konumda olacağız. 18 yılda nasıl Türkiye'nin çehresini değiştirdiysek yeni başarı hikayelerini de yine birlikte yazacağız. Bunu da son 18 yıldır olduğu gibi yine CHP'nin sorumsuz, vizyonsuz siyasetine rağmen başaracağız." diye konuştu.

- "Enerjide de dışa bağımlı bir ülkenin siyasi bağımsızlığı tartışmalıdır"

Diplomasi, ekonomi, üretim ve sürdürebilir kalkınmada başarının temel şartının enerjide bağımlılığı en aza indirmek olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Savunma sanayinde olduğu gibi enerjide de dışa bağımlı bir ülkenin siyasi bağımsızlığı tartışmalıdır. Enerjide dışa bağımlılık sadece cari denge açısından değil, aynı zamanda enerji güvenliği açısından da bir tehdit unsurudur. 'Güçlü enerji, bağımsız Türkiye' idealiyle 3 yıl önce Milli Enerji ve Maden Politikamızı hayata geçirdik. Dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli ve yenilenebilir enerjinin enerji sepetimizdeki payını artıracak yatırımlara hız verdik. 2019 yılında elektriğimizin yüzde 62'sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan ürettik. 2002 yılında yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimiz yüzde 26,3 iken, bu sayı 2019'da yüzde 48'e, bu yılın temmuz sonu itibariyle de yüzde 49,2'ye yükseldi. 2019 yılında güneş enerjisinden elde ettiğimiz elektrikle yaklaşık 4,1 milyon hanenin elektrik tüketimini karşıladık. 2002'de 12 bin 305 megavat olan yenilenebilir enerji kurulu gücümüz, 2020 Temmuz sonu itibariyle 46 bin 679 megavata çıktı. Daha önce termik santraller ve hidroelektrik santralleri Türkiye'nin baz yükünü karşılarken bugün rüzgardan, güneşten, jeotermal, biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından istifade ediyoruz."

Tek bir kaynağa bağımlı kalmadan farklı enerji kaynaklarını sisteme dahil ederek Türkiye'nin enerji üretim altyapısını zenginleştirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin kurulu gücünün yarısının temiz enerji kaynaklarından oluştuğunu aktardı.

Güneş enerjisi kurulu gücünde Türkiye'nin dünyada onüçüncü, Avrupa'da yedinci sırada olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bugün güneşten elektrik üretimimiz toplam elektrik üretimimizin yaklaşık yüzde 4'ünü oluşturuyor. Bu yıl ilk defa güneş ve rüzgar santrallerimizin toplam elektrik üretimimizdeki payı yüzde 10'un üzerinde gerçekleşti. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı ve madenlerimizi yerli üretim, yerli Ar-Ge ve yerli insan kaynağı şartıyla yatırıma açıyoruz." diye konuştu.

Enerji arz kaynaklarını çeşitlendirirken eş zamanlı olarak hidrokarbon arama faaliyetlerine de hız kazandırdıklarını aktaran Erdoğan, "Akdeniz'deki hak ve hukukumuzu korumaya yönelik attığımız adımlar, enerji dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmak için hayati öneme sahiptir. Burada bir hakikati tekrar altını çizerek ifade etmekte fayda görüyorum. Özellikle 'Doğu Akdeniz'de ne işimiz var?' diye soran muhalefetin bu hususları iyi dinlemesini, iyi öğrenmesini istiyorum. Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'den Libya'ya kadar farklı cephelerde yürüttüğü mücadele, sadece bir hak mücadelesi değil, bir istikbal mücadelesidir. Vatanımızı savunmak bizim için ne kadar önemliyse bugün mavi vatanı savunmak da aynı derecede önemlidir." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara