Dolar

32,5499

Euro

34,8837

Altın

2.430,58

Bist

9.645,02

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-09 23:24:59

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ülke adı ister DEAŞ ister El Kaide ister PKK ister DHKP-C olsun teröristlere karşı bilgi paylaşımı dahil etkin işbirliği yapmak mecburiyetindedir. 'Benim teröristim iyi seninki kötü', böyle bir anlayış olamaz. Teröristlerin hepsi vahşidir, hepsi kötüdür" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde büyükelçiler ile bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, ülkelerini terk eden Suriyelilerin yarıdan fazlasının Türkiye'de barındığını söyledi.

Tüm batıda yaklaşık 250 bin civarında Suriyeli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "İşin ekonomik boyutunu düşündüğümüz zaman Türkiye'nin ekonomik gücü ortada, batının ekonomik gücü ortada ama batı yaklaşık 250 bin kişiye ev sahipliği yaparken biz 2 milyon insana ev sahipliği yapıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız harcama 6 milyar doları aşmıştır. Sadece Tel Abyad'daki gelişmelerden dolayı haziran ayının ilk iki haftasında çoğu hasta, çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 20 bini aşkın Suriyeli sığınmacıyı topraklarımıza kabul ettik" diye konuştu.

Kobani'den gelen yaklaşık 190 bin kişiye de etnik veya dini ayrım yapmadan kapıların açıldığını vurgulayan Erdoğan, "Fakat bu olaylar üzerinden bize ve ülkemize karşı bir kara propaganda başlatıldı. Oradaki kardeşlerimize Kürt oldukları için sahip çıkmadığımız gibi alçakça bir yalan ortaya atıldı, bize bu söylendi. Benim 'Kobani düştü, düşüyor' bu şekildeki ifademi bambaşka bir noktaya çekerek adeta bir Türkiye düşmanlığı pompalandı. Türkiye'nin ve bölgenin huzurunu barışını ve kardeşliğini gölgelemek isteyen bu tür kampanyalara karşı hepimizin dikkatli olması gerekir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilere bu işi kaynağından özellikle Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden öğrenmelerinin, ülkelerinde sağlıklı bilgi akışını sağlayacağını anlattı.

- "Harcadığımız 6 milyar doları aştı"

Türkiye'de geçici koruma altına alınan Suriyeliler için bugüne kadar uluslararası kaynaklardan yaklaşık 400 milyon dolar geldiğini dile getiren Erdoğan, "Harcadığımız 6 milyar doları aştı ama bize gelen 400 milyon dolar. Beklentilerimizin çok altında kaldı ama buna rağmen biz yardım elimizi asla çekmeyeceğiz. İnsani yardıma devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres ile Mardin Midyad'daki Suriyeli mültecilerin bulunduğu kampa gittiklerini ve Guterres'in konuşmasında "Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir kamp göremediğim için üzgünüm" dediğini anımsatarak, "İşte biz bu hassasiyet içerisinde bunu sürdürüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Diğer yandan terörizmle mücadelede ayrım gözetilmemesi ve terörizmin her hangi bir kültürel aidiyetle dini, etnik ilişkiden dirilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Her ülke adı ister DEAŞ, ister El Kaide, ister PKK, ister DHKP-C olsun teröristlere karşı bilgi paylaşımı dahil etkin işbirliği yapmak mecburiyetindedir. 'Benim teröristim iyi seninki kötü' böyle bir anlayış olamaz. Teröristlerin hepsi vahşidir, hepsi kötüdür.

Türkiye, Suriye ve DEAŞ bağlamında terör şüphesiyle bin 300 den fazla yabancıyı tutukladı ve sınır dışı etti. Terörle ilgili faaliyetlerinden şüphelenilen 14 binden fazla insanın ülkeye girişi yasaklandı. Türkiye bir yandan sınırları içindeki milyonlarca Suriyeli vatandaşın yükünü omuzlarken bir yandan da uzun kara sınırı boyunca güvenliğini sağlamanın çabası içindedir. Bizim sadece Suriye sınırımız 910 kilometre ve buranın güvenliğini sağlamak durumundasınız. Bu yöndeki çalışmalarımız bütün kurum ve kuruluşlarımızın eşgüdümüyle devam edecektir. Bu mücadelenin başarısı için teröristlerin geldikleri ülkelerin de üzerilerine düşeni yapması gerekiyor. Bize kimse 'Benim ülkemden böyle bir terörist geliyor, dikkat edin' demiyor. Derse zaten biz anında tutukluyoruz. DEAŞ'a potansiyel terörist akışı ancak bu şekilde durdurulabilir, bu dayanışmayla durdurulabilir."

Mısır'daki yaşananlarda değinen Erdoğan, hapisteki Cumhurbaşkanı Mursi başta olmak üzere ülkedeki muhalif sesleri susturmaya yönelik girişimlere son verilmesinin şart olduğunu ifade eden Erdoğan, meşru siyasetin alanının daraltılması ve her türlü muhalif sesin terör damgası vurularak, baskı altına alınmasının ülkede sadece istikrarsızlığın artmasına sebep olacağını, böylesi bir tablonun terör örgütlerinin zemin kazanmasından başka bir amaca hizmet etmeyeceğini bildirdi.

- Mısır'da İhvan üyelerinin öldürülmesi

Mısır'da 9 kişinin öldürüldüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"9 tane alimi, ilim adamını beyinlerine kurşun sıkarak öldürenler, onları terörist olarak göstermenin senaryosunu da kendileri hazırlıyorlar. Bizim adli tıbbımız bu konuyla ilgili onlar da bir çalışma yaptılar. Ve gerçekten orada bu insanların, bu ilim erbabının acımasızca öldürüldüklerini tevsik ettiler. Nitekim son zamanlarda yaşanan bu gelişmeler endişelerimizi maalesef haklı çıkarıyor. Mısır halkı bizim kardeşimizdir, kadim dostlarımızdır. Bir dostun görevi acıda olsa dostuna hakkı ve hakikati söylemek ve samimiyet ve iyi niyetle doğru bildiklerini ifade etmektir. Biz Mısır halkının dostu ve kardeşi olarak konuşuyoruz."

- Yemen'de yaşananlar

Yemen'deki gelişmeleri de yakından izlediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkenin bugün içinde bulunduğu ve mezhepçi yaklaşımların ürünü olan durumdan üzüntü duyuyoruz. Yemen'deki sorunların çözümü siyasi diyalog yoluyla mümkündür. Gerek sorunun siyasi çözümü, gerekse Yemenli kardeşlerimizin ihtiyaçlarının giderilmesi için üzerimize düşeni yapıyoruz ve tırlarla oraya da gıda yardımı, giyecek gönderiyoruz. İslam dünyasında bir mezhep savaşı çıkarmak isteyenlere karşı hep birlikte akıl ile ahlak ile vicdan ve idrak ile mücadele etmek zorundayız. Sünni, Şii kim olursa olsun hiç bir kimse mezhebinden, etnik kökeninden yahut dininden dolayı ayrımcılığa ve haksızlığa maruz kalamaz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ortadoğu'da yaşanan diğer gelişmeleri de değerlendirirken, Libya'da akan kanın durması için BM öncülüğünde devam eden siyasi diyalog sürecinin tarafların mutabakatıyla bir an önce sonuçlandırılmasını diledi.

İsrail-Filistin ihtilafının Ortadoğu'da barış ve istikrarın tesisini engelleyen sorunların başında geldiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Filistin halkının karşı karşıya olduğu tarihi adaletsizlik bir an önce giderilmeli ve Filistin topraklarındaki işgal sonlandırılmalıdır. 1967 yılı öncesi sınırlar içerisinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti'nin kurulması ertelenemez bir ihtiyaç halini almıştır. Uluslararası toplumlar ve özellikle BM Güvenlik Konseyi'nden Filistinli kardeşlerimizin onurlu özgürlük mücadelesine gerekli desteği vermelerini bekliyoruz. Türkiye olarak bütün Avrupa ülkeleriyle ilişkilerimizi daha ileriye götürmek, güçlendirmek ve zenginleştirmek arzu iradesine sahibiz. Avrupa Birliği ile tesis ettiğimiz çok yönlü ilişkilerin geliştirilmesi ve durgunluk içerisindeki müzakere sürecimizin canlandırılması tüm tarafların çıkarınadır. Bu bakımdan yeni fasılların açılmasına ve üyelik sürecinin hızlandırılmasına büyük önem addediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ve Amerika'da ırkçı ve Müslüman karşıtı tutumlarda görülen artış eğiliminin derin bir endişeye sevk ettiğine işaret ederek, "Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümünde Müslüman toplulukların çoğunluğunu ya da önemli bir bölümünü Türkler oluşturuyor. Dolayısıyla Türkler İslamofobiden en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor" ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

Haber Ara