Dolar

32,3639

Euro

35,0278

Altın

2.323,60

Bist

9.079,97

CHP TBMM Grup toplantısı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (3) - 'Sevgili Erdoğan; sana çok açık ve net bir çağrı yaptım. Sen 'er meydanına gelmezsin' diyorsun bana. Er meydanının tespitini sana bırakıyorum, er meydanını tespit et, gelmeyen şerefsizdir'- 'Niye satıyorlar şeker fabrikalarını? Çünkü, yakayı tefeciye kaptırmışlar da ondan. Dışardaki bir avuç tefeciye 150 milyar dolar para ödüyorlar'- 'Türkiye Cumhuriyeti Dev

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-04-10 17:03:29

CHP TBMM Grup toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sevgili Erdoğan; sana çok açık ve net bir çağrı yaptım. Sen 'er meydanına gelmezsin' diyorsun bana. Er meydanının tespitini sana bırakıyorum, er meydanını tespit et, gelmeyen şerefsizdir." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısındaki konuşmasında, geçtiğimiz günlerde Çorum'da şeker mitingi yaptıklarını hatırlattı.

Milli duygularla hareket ettiklerini ve alanda sadece Türk bayraklarının bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "şeker vatandır, satılamaz" dediklerini söyledi.

Her vatandaşın yılda 35 kilo şeker tükettiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Bir kişi hariç, sarayda yaşayan. O şeker kullanmıyor, o nedenle şekerin ne olduğunu bilmiyor. Bal ve badem sütüyle besleniyor. 'Sen bal ve badem sütüyle besleniyorsun, o nedenle şeker fabrikalarını satıyorsun' dedim. Bir cümle edemiyor. Kılıçdaroğlu deyince dili kapı gibi maşallah." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin bütün coğrafyasında şeker pancarı üretilebilirken, Ortadoğu'da üretilemediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şekerin bu bölgeye rahatlıkla satılabileceğini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, "İngiliz, Fransız, Alman satacağına sen sat. Bizim çiftçi kazansın. 'Hayır, illa satacağım.' Neden? 15 yılda bir tek şeker fabrikası açmamış. Şekere ihanet etmek adeta bir görev onun için. Atatürk, İnönü, Menderes, Özal, Demirel, Ecevit, Erbakan kurmuş, bir kişi kurmamış. O da, 'madem onlar kurmuş ben satacağım' diyor. 'İntikam alacağım' diyor." dedi.

Şekerin bazı iller için stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, tarım işçisinden nakliyecisine kadar geniş bir yelpazede 10 milyona yakın insanın buradan geçindiğine işaret etti.

"Sattırmayacağız." dediklerinde tüm güçleriyle üzerlerine gelindiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Siz kimsiniz, biz kimiz? Biz Kuvayimilliyeciyiz, hala bizi tanımadın mı? Kadınıyla erkeğiyle kendi toprağımızı koruruz, biz kendi ülkemizi el aleme peşkeş çekmeyiz." dedi.

- Anadolu'nun içi boşalıyor

Şeker fabrikası bulunan kentlerdeki vatandaşlardan fabrikalarına sahip çıkmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, ülkedeki göç sorununa dikkati çekti.

Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:

"Erzurumluya da Yozgatlıya da sesleniyorum; her seferinde nüfusun azalıyor, farkediyor musun? Anadolu'nun içi boşalıyor, herkes büyükşehire gidiyor. Niye satıyorlar şeker fabrikalarını? Çünkü, yakayı tefeciye kaptırmışlar da ondan. Dışardaki bir avuç tefeciye 150 milyar dolar para ödüyorlar. İçerde 675 milyar lira faiz ödedi. Ben diyorum; hiç kimse günaha ortak olmasın, harama ortak olmasın."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "KHK'larla faizler düşmez." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Talimat ver o zaman. Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıflar Bankası emrinde mi? Emrinde. Niye düşürmüyorsun? KHK ile düşmezmiş, talimatla düşür. Sen talimat veriyorsun 700 milyon doları götürüp bir seferde bir sermayedara veriyorlar gözünü kıpmadan. Ne için? 700 milyon doları verecek de o gazeteler, televizyonlar CHP'ye karşı çıkacak. Sabah, öğle, akşam AK Parti'yi ve Erdoğan'ı övecek. Günün 24 saati değil, bütün hayatınız boyunca istedikleri kadar senin propagandanı yapsınlar, kardeşim millet senden bıktı artık. Güzel bir mizah dergimiz var, 'canlı yayın veriyorum şu anda reis uyuyor, uykudayken konuşuyor, onu canlı veriyoruz' diyor. Şimdi bunları kapatmak için koltuk ittifakı kurdular. Biz şeker ittifakı, vatan ittifakı kuruyoruz. Biz memleketin çıkarlarını savunuyoruz, onlar kendi çıkarlarını savunuyorlar."

Erdoğan'a Çorum'dan, 3 Mayıs 2014 tarihinde TRT'de, Türkiye'nin Sudan'da tarım yapmak için arazi kiraladığına dair çıkan bir haberi sorduğunu da aktaran Kılıçdaroğlu, "Yağlı tohum, pamuk, kanola gibi ürünler Türkiye'ye daha ucuz gelecek. Doğru mu yanlış mı? Ben de biliyorum doğru. Bir hükümet kendi çiftçisiyle rekabet edebilir mi? Çiftçi kardeşlerime sesleniyorum; Sudan'daki vatandaşı destekliyor, seni köstekliyor. Sandıkta bunun hesabını sormak senin namus borcundur." ifadesini kullandı.

- 26 ekonomik paket

Kılıçdaroğlu, iktidar yetkililerinin "Ekonomi çok iyi, tıkırında." dediğini belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin ekonomiyle ilgili neredeyse her ay bir paket açıkladığını bildirdi.

Konuyla ilgili bir araştırma yaptırdığını ve 1 Şubat 207'den bu yana 26 ekonomik paket açıklandığı sonucuna ulaştıklarına değinen Kılıçdaroğlu, "Uzun uzun teşvik paketleri, bakın ekonomi dikiş tutmuyor. Dün yine açıkladılar ekonomiyi canlandıracaklarmış. Ekonomiyi canlandırmak istiyorsan sanayiciye hukuk güvencesi vereceksin. Herkesin can ve mal güvenliği olacak." diye konuştu.

İktidarın "20 Temmuz darbesi"yle milletin ensesinde boza pişirmeye başladığını öne süren Kılıçdaroğlu, OHAL'e karşı olduklarını vurguladı.

İktidar yetkililerinin her yerde "OHAL'i kaldırdık" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun yanlış olduğunu OHAL'i kaldıranın Bülent Ecevit olduğunu dile getirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "OHAL Adıyamanlı tütün üreticisinin sırtına vurulan coptur. OHAL, 10 Ekim anmasında acılı ailelere biber gazı sıkmaktır. Onbinlerce taşeron işçisine kadro vermeyip kapının önüne koymaktır OHAL. İnsan hakları heykelinin etrafını koruma altına almaktır OHAL. OHAL, milli iradeye kayyum atamaktır. OHAL, zam demektir, zulüm demektir. O nedenle biz OHAL'i değil, demokrasiyi savunuyoruz." ifadesini kullandı.

- Üçlü zirve sonrası yayınlanan bildiri

Geçtiğimiz günlerde Türkiye- Rusya-İran liderlerinin Suriye sorununu görüştüklerini ve ardından bir bildiri yayınlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, DEAŞ, El Nusra gibi terör örgütlerinin sayıldığı bildiride, YPG'nin geçmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, şunları aktardı:

"Dünya lideriyim diyor, iki kişiyi ikna edemedin mi? 52 şehidimiz var. PYD'yi listeye koyamıyorsun. PYD'yi oraya koymaya senin gücün mü yetmedi, yoksa cesaret edip söyleyemedin mi? Sevgili Erdoğan notunu al cevabını bekliyorum, neden bunu saymadın, söyle bakalım. Dünya lideriymiş, sevsinler senin gibi lideri. Bir bildiriye bu ülkenin belası olan bir terör örgütünün adını koymuyorsan ne lideri?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarafsız olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın tarafsız olacağına dair namusu ve şerefi üzerine yemin ettiğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Namus ve şeref bu kadar ucuz mudur? Özellikle doktor arkadaşlar duymasınlar, zata tabi bir Kılıçdaroğlu hastalığı belirmiş. Ben olmazsam konu yok Türkiye'de. Çünkü dertleri benim dışımda dile getiren yok. Bu ülkede milyonlarca mağdur var, esnaf, çiftçi rahatsız, yatırım yok, binlerce işsiz var. Bunları söyleyince 'siz doğruları söylemiyorsunuz.' Hangi doğruyu söylemiyoruz. 'KHK ile istihdam sorunu çözülmez' diyor. KHK ile çözülmüyorsa, TOBB Başkanına o talimatı niye veriyorsun? O almıyorsa demek ki kimse seni takmıyor. Kimse seni takmıyorsa, sen lidersin çıkar bir KHK, kimse seni takmıyorsa 'ya bir işçiyi alırsın ya seni hapse atarım' de. Garibanı atıyorsun."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Gücün yetiyorsa faizleri düşür KHK'larla." dediğini hatırlatarak, "KHK'larla faiz inmezmiş. Ben de biliyorum. Nasıl iner? Üretimle iner, o zaman faiz de düşer. İhracat da artar, dış ticaret fazlamız olur. Ama senin bunları anlama yeteneğin ve kapasiten yoksa günah bende değilki." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Ömründe devletten aldığı maaş dışında tek kuruş kazanamamış adam." diyerek kendisini övdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, kendisinin sadece devlette memuriyet yaptığını anlattı.

Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütçesinden sonraki en büyük bütçeyi yönettim. Bütün hayatımı incelediler, bütün teftiş kurullarını gönderdiler, bir tek kuruş yolsuzluk bulamadılar, bulamazsınız. Bizim Man Adası'nda şirket kurmak gibi bir ahlaksızlığımız olmaz. Bizim çocuklarımız, evlatlarımız, amcalarımız, dayılarımız 15 milyon dolarlık ticareti 1 sterlinlik şirketle yapmazlar. Yaparlarsa da Kılıçdaroğlu soru sorar 'bunun vergisini ödediniz mi?' diye. Sen o soruyu bile soramazsın. Bu ülkede vergi vermemek için Man Adası'nda şirket kuranların arkasında duruyorsun. Sen beni anlayamazsın. Beni anlaman için yüksek ahlak sahibi olman lazım."

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kendisi gibi mal varlığını kalem kalem internet sitesine koymasını talep etti.

Başbakanlığı döneminde Erdoğan'ın bir gazeteye verdiği demeçte, "Ticaret yapmazsam geçinemem." dediğini, yine o dönemlerde Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'e kaç lira aylık aldığını sorduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Schröder, '15 bin avro alıyorum' demiş. 'Benim aylığım 3 bin avro' diyor. Sen bütün ticareti sonlandır, adam gibi otur, bu ülke sana 15 bin avro istiyorsan 15; 50 bin avro istiyorsan 50 bin avro verir. Yeter ki ahlaklı ol. Libya liderinden 250 bin dolar insan hakları ödülünü aldı. '250 bin doları insan hakları için çalışan sivil toplum örgütlerine bağışlayacağım' dedi. Ben de 50 sefer sordum nereye bağışladığını. Tık yok. Niye yok? 250 bin dolar cebine indir diye verilmedi sana. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olduğun için verildi sana. Ben de sana soruyorum, hangi sivil toplum örgütlerine verdin? Tık yok. Aslında Erdoğan'ın hangi amaçla o sözü söylediğini 3 aşağı 5 yukarı biliyorum. Benim zekamı ve becerimi alay konusu yapmak istiyor. 'Devletten aldığı maaşla anca geçiniyor, bu Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetemez.' O algıyı kendine göre yerleştirmek istiyor. Bir şeyin altını özenle çizmek isterim, devlet hizmetinde olanlar için maaşın dışında, para kazanmanın sebebi zeka düzeyi ve beceri değildir. Ahlaktır, devlet adamlığıdır, beytülmala sadakattır. Devlet yönetiminde garip gurebanın hakkına el uzatmamak vardır, devlet yönetiminde tüyü bitmemiş kişinin hakkını yersen ve bununla da övünürsen o ülkede ahlak, inanç çökmüş demektir.

Erdoğan son olarak bir şey daha söyledi, 'Bay Kemal, sen er meydanına gelmezsin' diyor. Çok şükür nihayet böyle bir davet geldi. Sevgili Erdoğan sana çok açık ve net bir çağrı yaptım. Sen 'er meydanına gelmezsin' diyorsun bana. Er meydanının tespitini sana bırakıyorum, er meydanını tespit et, gelmeyen şerefsizdir."

(Bitti)

VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara