Dolar

32,5077

Euro

34,7725

Altın

2.424,18

Bist

9.724,84

CHP, İYİ Parti ve HDP Libya ile askeri anlaşmaya karşı

Libya ile imzalanan işbirliği anlaşmasına ilişkin TBMM Dışişleri Komisyon raporuna CHP, İYİ Parti ve HDP muhalefet şerhi yazarak, neden karşı olduklarını anlattı.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-12-19 14:08:53

CHP, İYİ Parti ve HDP Libya ile askeri anlaşmaya karşı

Türkiye ile Libya Devleti Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası TBMM Genel Kurulu'nda Cumartesi günü görüşülecek.

3 PARTİDEN MUHALEFET ŞERHİ

Mutabakat muhtırasının TBMM Dışişleri Komisyon raporuna, CHP'nin yanısıra HDP ve İYİ Parti de muhalefet şerhi yazarak, neden karşı olduklarının gerekçelerini anlattı.

İYİ PARTİ: ASKER İŞBİRLİĞİ VURGUSU 'ÇOK GENİŞ KAPSAMLI'

Mutabakat Muhtırasına ilişkin İYİ Parti'nin itirazları TBMM Dışişleri Komisyonu'nun Aydın Sezgin'in imzasıyla verilen muhalefet şerhinde anlatıldı. İYİ Partili Sezgin, söz konusu mutabakat muhtırasının, Libya Hükümeti ile 2011 sonrası dönemde bu konuda imzalanan ikinci metin olduğunu belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

"4 Nisan 2012 tarihinde imzalanan; 15/1/2013 tarih ve 6393 sayılı kanunla onaylanması uygun bulunan ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Hükümeti Arasında Askeri Eğitim İş Birliği Mutabakat Muhtırası' siyasi istikrarsızlık ortamındaki Libya'da ulusal uzlaşıya katkı sağlamak amacıyla imzalanmıştır. Mutabakatın amacı, Libya'da devlet aygıtının yeniden yapılanması sürecinde, güvenlik güçlerinin teşkil edilmesine katkı sağlamak ve böylelikle Libya'daki istikrarsız ortamın bir an önce son bulmasını temin etmektir.

2012 mutabakatı kapsamındaki eğitim işbirliği faaliyetlerinin Türkiye'de gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Oysa, yeni mutabakat, muhtırası, çok daha geniş kapsamlı bir askeri işbirliği öngörmektedir ve 17 Aralık 2015'te imzalanan Libya Siyasi Anlaşması'na rağmen süren iç savaş ortamında imzalanmıştır. Gerekçe bölümünde, muhtıranın askeri eğitim ve öğretime ek olarak savunma sanayii terörizmle ve yasa dışı göç ile mücadele ve talep olması halinde karşılıklı savunma ve güvenlik işbirliği ofisi kurulmasına ilişkin hükümler içerdiği belirtilmektedir."

"HÜKÜMETİN AÇIKLAMALARINDA ÇELİŞKİ VAR"

"Sayın Dışişleri Bakanı'nın Libya'ya muharip kuvvet gönderilmeyeceğine yönelik bir açıklaması bulunmasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı bir açıklamada, bunun Libya'dan talep gelirse değerlendirilebileceğini belirtmiştir. Sayın Dışişleri Bakanı ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadelerindeki çelişki bir yana, Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu açıklamalarını görüşmekte olduğumuz askeri işbirliği mutabakat muhtırasına dayandırıyor olması, aslında muhtıranın kapsamının çok daha geniş olarak tasavvur edildiğini ve gerektiğinde Libya'ya asker göndermek için de bir zemin olarak değerlendirildiğini ortaya koymaktadır."

ERDOĞAN'IN "SEVR VURGUSUNA" ELEŞTİRİ

İYİ Partili Aydın Sezgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez al Sarraj ile görüşmesinde, Libya ile yapılan mutabakatlar ile Sevr Antlaşması'nın tersyüz edildiği ifadesini kullandığını da vurgulayarak, "Bu ifade ile ne kastedildiği tam anlaşılmamakla birlikte, siyasi kültürümüze ilişkin bir gerçeğin ifade edilmesi gerekmektedir. Sevr kavramını siyasi gündemimizde öne çıkartıp sıkça kullananların bazı iç politika arayışları içinde oldukları çoğu defa ortaya çıkmıştır. Öte yandan, eğer gerçekten Sevr tehlikesi varsa, bu, evvelemirde iktidarın izlediği dış politikanın hasımlarımıza cesaret vermiş olmasından kaynaklanıyor demektir" dedi.

HDP: SAVAŞ TEZKERESİ

TBMM Dışişleri Komisyonunun HDP'li üyeleri Serpil Kemalbay, Tülay Hatımoğulları ve Hişyar Özsoy imzasıyla verilen muhalefet şerhinde şu ifadeler yer aldı:

"Libya'da iç savaşın devam ettiği bir süreçte, taraflardan biri olan Ulusal Mutabakat Hükümeti (diğer adıyla Trablus Hükümeti) ile yapılan anlaşmalar Türkiye'yi siyasi boyutla iç savaşa dâhil etmek anlamını taşımaktadır.

Ancak yine Libya'daki iç savaşın taraflarından biri olan Trablus Hükümetiyle yapılan söz konusu Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası, Türkiye'yi sadece siyasi anlamda bir taraf yapmamaktadır, aynı zamanda askeri açıdan da Türkiye'yi taraf haline getirmekte ve fiilen Türkiye'yi Libya İç savaşının Trablus cephesine taşımaktadır. İçerik olarak bu mutabakat muhtırası bir savaş tezkeresidir."

ANKARA'DAN MEŞRU HÜKÜMETE SİLAH DESTEĞİ

"AKP İktidarı, 18 Mayıs 2019'da Trablus Hükümeti'ne doğrudan destek mahiyetinde TSK envanterinde bulunan Kirpi tipi zırhlı araçlar başta olmak üzere ağır silahlar ve büyük miktarda cephane göndermişti. 18 Mayıs 2019'da yapılan bu askeri sevkiyatın hangi anlaşmaya veya hangi idari usule göre yapıldığına dair şimdiye kadar resmi makamlardan bir açıklamada bulunulmamıştır."

"GÖNDERİLECEK ASKERİ DANIŞMANLAR SAVAŞA DAHİL OLACAK"

"Şimdi ise Trablus Hükümeti ile yapılan güvenlik ve askeri iş birliği anlaşması temelinde AKP İktidarının ‘danışman' statüsüyle Trablus Cephesi'ne göndermeyi öngördüğü askeri personelin kaçınılmaz biçimde savaşa dâhil olacağı aşikârdır."

"MEŞRU HÜKÜMET LİBYA'NIN YÜZDE 10'UNUNU; HAFTER CEPHESİ İSE DAHA FAZLASINI KONTROL EDİYOR"

"Uygulanabilirliği bile tartışma konusuyken…

Askeri ve diplomatik nitelikteki bu anlaşmanın tarafı olan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti adındaki yapı, Kaddafi Rejimi'nin kanlı bir biçimde devrilmesi sonrasında kurulan hükümetin sadece bir parçası olmakla birlikte tüm muhaliflerin ortak çatısı olan Libya Ulusal Parlamentosu'nun bir bileşeniydiler. Ancak muhalifler arasında başlayan ayrılıklar nedeniyle Libya 3 ana parçaya bölünmüş durumda ve şu anda uluslararası alanda tanınan Ulusal Parlamento Trablus Hükümeti'ni tanımamaktadır. AKP İktidarının işbirliği içinde olduğu Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti ise Libya'nın sadece yüzde 10'unu kontrol edebilmektedir. Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanında kıyıdaş gösterilen Libya toprakları Trablus Hükümeti'nin kontrolünde bile bulunmamaktadır. Halife Hafter'in başında bulunduğu Libya Ulusal Ordusu, Libya'nın yüzde 70'ini kontrol etmekte ve her geçen gün uluslararası alanda desteği artmaktadır. Dolaysıyla bu mutabakat muhtırasının uygulanabilirliği bile tartışma konusuyken Deniz Yetki Sınırlarının belirlenmesine dair anlaşmada olduğu gibi bu askeri işbirliğine dair muhtıranın alelacele TBMM gündemine alınması siyasi ve diplomatik öngörüsüzlüğün tezahüründen başka bir anlam ifade etmemektedir."

ENGİN ALTAN: ANLAŞMAYA RET OYU VERDİK

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da bugün (19 Aralık) yaptığı açıklamada "Dün Dışişleri Komisyonu'nda Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti ve Halkların Demokratik Partisi, Libya ile yapılan uluslararası anlaşmaya ret oyu verdik" dedi.

Altay şunları kaydetti:

"Birçok gerekçemiz var. Yıllardır uluslararası anlaşmalar olur Meclis'e gelir, biz CHP olarak yüzde 99'una evet deriz. Daha önce gelen Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması olarak bilinen Akdeniz'de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili metne de geçen hafta evet oyu verdik. Neden? Doğu Akdeniz'de çıkarlarımız Türkiye'nin yanlış dış politika argümanlarından dolayı sıkıntıya düştü. Sadece bizim düşse bir şey değil KKTC'nin de oradaki hak ve çıkarları sıkıntıya düştü. Biz Libya ile birlikte bir Münhasır Ekonomik Bölge Koridoru'nun açılmasıyla KKTC'nin hak ve menfaatlerini savunma noktasında elimizi güçlendirelim istedik."

ANLAŞMA KABUL EDİLDİ

Türkiye ile Libya Devleti Ulusal Mutabakat Hükümeti Arasında Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi, TBMM Dışişleri Komisyonu'nda 16 Aralık günü görüşüldü.

Mutabakat teklifi, 4 saat süren görüşmenin ardından, oy çokluğuyla kabul edildi.

MECLİS'TE GÜNDEME GELECEK

Mutabakat 25 Aralık'ta Meclis Genel Kurulu'nda ele alınacak.

 

 

Haber Ara