Bekaroğlu, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kağıt alımı yapan firmalara, Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik çerçevesinde, kayıt altında olmayan sokak toplayıcılarından kağıt almaları halinde 140 bin lira para cezası uygulanacağına ilişkin tebligat gönderdiğini anımsattı.
Bunun basit bir idari karar olmadığını savunan Bekaroğlu, ailesini kağıt toplayarak geçindiren 500 bin insan olduğunu söylendi.
Büyük firmaların kağıt toplama meselesine el koyduklarını belirten Bekaroğlu, şöyle devam etti:
"Çünkü burada milyarlarla ifade edilen bir rant var. Bu rantı hiç kimseyle paylaşmak istemiyorlar. Birkaç tane büyük firma bu çöpten kağıt toplama dolayısıyla ortaya çıkan rantın tamamına el koymak istiyor. Hükümetin bundan bir an evvel vazgeçmesi, kağıt toplayan insanları bu sektörden dışlayacak politikalar değil, bunların daha iyi koşullarda çalışmasını sağlayacak kararlar alması gerekiyor."
Bekaroğlu, gazetecilerin, "Cizre'de bir binanın bodrum katında mahsur kalan 24 kişi var ve henüz ambulans gitmemiş. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine, terörle mücadelenin hukuk içerisinde olması gerektiğini ifade etti.
Bodrum katındaki yaralıların hastaneye ulaşamamasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Bekaroğlu, "Vicdana, akla, uluslararası sözleşmelere sığmaz. Bu insanların kim olduğu da hiç önemli değil. Sivildir, teröristtir, şudur, budur... Savaşlarda bile savaş hukuku var. Yaralılar alınır ve güvenli bir şekilde hastaneye ulaştırılır. Gerçekten bir devlet bilinciyle hareket ediyorlarsa bu insanların buradan alınıp, hastanelere ulaştırmaları gerekiyor" diye konuştu.
Önceki gün Meclis Genel Kurulunda bakanların konuyla ilgili yaptığı açıklamaların hiçbirinin inandırıcı olmadığını iddia eden Bekaroğlu, "Ambulans gittiğinde ateş edenler varsa onlar da aynı şekilde sorumludurlar. Ama bu insanların bir an evvel hastaneye ulaştırılması, tedavi edilmesi gerekiyor. Aralarında teröristler varsa onların da mahkemeye çıkarılması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
"CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok'un Atatürk portresini indirmesiyle ilgili tartışmalar var. Bazı milletvekilleri odalarında Atatürk köşeleri oluşturmuşlar. Ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Bekaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Bu bir iddia. Kanıtlanmamış bir şey. Dolayısıyla böyle bir soruyu düzeltmek gerekiyor. Türkiye'nin yandığı, karanlığa doğru yuvarlandığı bir ortamda CHP gibi ana muhalefet partisinde böyle anlamsız tartışma olmasından rahatsızlık duyduğumuzu ifade etmek isterim. Grup yönetimimiz konuya el koymuştur, tetkik ediliyor. Böyle bir şey, birisi varsa gereği yapılacaktır."
Bekaroğlu, "Gerçek olmadığı ortaya çıkarsa iddiayı ortaya atanlarla ilgili bir işlem yapılır mı?" sorusu üzerine, "Böyle bir araştırma, soruşturma başlatıldığına göre demek ki bir işlem yapılacak. Böyle bir iddia varsa ve ispatlanırsa bu işi yapanla, yoksa bu iddiayı ortaya atanla ilgili bir işlem yapılacağını tahmin ediyorum. Bunun biraz da CHP'yi yıpratmak, siyaset dışı bırakmak amacıyla köpürtüldüğü kanaatindeyim" dedi.
Külliye ifadesinin TBMM için de kullanılmaya başladığının ifade edilmesi üzerine Bekaroğlu, şunları kaydetti:
"AK Parti'nin iddialarından biri de bir medeniyeti ayağa kaldırmak. Ama bu medeniyetin içeriğiyle ilgili çok fazla bilgileri olduğu, böyle bir şeye inandıkları kanaatinde değilim. Şeklen bazı hareketler, çıkışlar yaparak kitleleri bir medeniyeti ayağa kaldırdıklarına inandırmaya çalışıyorlar. Külliye gibi, bu tip kelimelerle bir medeniyet ayağa kaldırdıklarını iddia ediyorlar. Böyle bir şey yok. Bunlar gereksiz gayretlerdir. Külliye ya da yerleşke olmuş. Ne olacak? Yıllardan beri 'TBMM yerleşkesi mi' deniliyor? Ben yerleşke de duymadım, 'TBMM' deniliyor, geçiliyor. "
