Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki bazı konuları değerlendirdi.
Şırnak'ın Uludere ilçesi Şenoba beldesinde, helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 13 askere Allah'tan rahmet, Türk milletine başsağlığı dileğini yineleyen Altay, olayın her yönüyle araştırılması gerektiğini, CHP olarak takipçisi olacaklarını vurguladı.
Altay, "1 Haziran'da yaşanan olayın kaza mı, sabotaj mı, görev kusuru mu, suikast mı, tedbirsizlik mi, ihmali mi olduğu halen soru işaretidir. Suikast da olsa kaza da olsa her şeyden önce görev ihmali olduğu çok açık. Başbakan engel tanıma cihazlarının doğrudan temini yoluyla alınması için emir vermiş. Günaydın Başbakan." diye konuştu.
CHP olarak olayı, Hükümet adına görev ihmali ve tedbirsizlik saydıklarını dile getiren Altay, 80 milyonun kafasında da nasıl yaşandığına ilişkin kuşkular bulunduğunu savundu.
Hükümetin görevinin bir an önce tüm ayrıntıları kamuoyuyla paylaşmak olduğunun altını çizen Altay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dünyanın en pahalı cumhurbaşkanını kullanan milletin, üç tane engel tanıma cihazını almak için önünde maddi bir engel yoktur. Olsa olsa görev kusuru vardır, o da Hükümete aittir. Cumhurbaşkanının yurt dışı gezilerine buradan kargo uçaklarıyla makam aracının taşındığı bir ülkede, terörle mücadele eden askerlerimizin, çok iyi yetişmiş askerlerimizin teröre ve teknolojiye kurban edilmemeleri gerekir. CHP TBMM Grubu olarak yarın Genel Kurula, Şenoba'da düşen helikopter ve şehit olan 13 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun başına gelen bu vahim durumla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için önerge vereceğiz."
Meclisteki tüm siyasi partilere önergelerine destek vermeleri yönünde çağrıda da bulunan Altay, önergeye destek vermeyenlerin, reddedenlerin ya da görüşmeleri engellemek için çeşitli yollar kullanılarak Genel Kurulun kapatılmasına neden olanların zan altında kalacaklarını ileri sürdü.
- "Hadi bakalım göreve. Şov yapmayın"
Altay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin imar planlarıyla ilgili bir gazetede yer alan değerlendirmelerine ve "Tüm hırsızlıklar imardan geliyor." şeklindeki ifadelerine de değindi.
Türkiye'de büyük bir imar hırsızlığı olduğunu, partisinin İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in buna ilişkin hazırladığı uyarı ve bilgilendirme içeren harita ve belgelerin da bulunduğu bir mektubu 2011'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiğini anlatan Altay, aynı mektubun daha sonra başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım'a da ulaştırıldığını bildirdi.
Başta İstanbul olmak üzere pek çok kentin iktidar eliyle yağma ve ranta maruz bırakıldığını iddia eden ve basın mensuplarına Tekin'in mektubunda da yer alan bir haritayı gösteren Altay, "Çevre ve Şehircilik Bakanı'na gösteriyoruz, söylüyoruz. Nerede, nasıl imar planlarının değiştiğini, rantların kimlere sunulduğunu gönderdik Sayın Bakan. Hadi bakalım, göreve. Kim hırsızlık yapmışsa, imar planı değişikliğiyle rant sağlamışsa, yağmalamışsa çıkın bunları yargıya teslim edin. Şov yapmayın." şeklinde konuştu.
- "Zeytinlikler için mücadeleye devam"
AK Parti'nin yıllardır zeytinlik alanları imara açmak için uğraştığını öne süren Altay, "Zeytinlikleri imara, inşaata açmak için gösterilen çaba fakir fukaranın karnını doyurmak için gösterilmedi." ifadesini kullandı.
CHP olarak zeytinliklerin talan edilmesine geçit vermeyeceklerini söyleyen Altay, ilgili tasarının Genel Kurul aşamasında mücadelelerini sürdüreceklerini anlattı.
- "Erdoğan Gülen'in Türkiye'ye iadesini istemiyor"
Altay, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 130 kişinin Türk vatandaşlığından çıkarılacağına ilişkin ilanın Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla ilgili görüşlerini de aktardı.
Bir kişinin iadesinin vatandaşken daha imkanlı bir mekanizma olduğunu belirten Altay, iktidarın bu yaklaşımı ile milletin aklıyla dalga geçmeye çalıştığını öne sürdü. Altay, şöyle konuştu:
"Gülen, demokrasimize darbe teşebbüsünde bulunmak suretiyle zaten vatandaşlıktan çıkmıştır ruhen ve beynen. Ama siz Gülen'in Türkiye'ye iadesini, olur ki birisi şaşar da verir diye, engellemek için bulacağınız en iyi çözümü buldunuz. Hükümeti tebrik ediyorum. Olsa olsa Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi anca böyle engellenirdi, Hükümet bunu sağladı. Gülen'in Türkiye'ye iadesini bu Hükümet istemiyor. Recep Tayyip Erdoğan Gülen'in Türkiye'ye iadesini istemiyor. Hakikaten istiyor olsa böyle bir duyuru ilana çıkarılmaz. Bu şu demek; 'Ben seni vatandaşlıktan çıkaracağım kardeşim. İşine bak, benden uzak dur. Fethullah Gülen'den hesap sormak zorunda bu hükümet. Gülen'den sorarken kendi içindeki Bylock'çulardan ve darbecilerden de hesap sormak zorunda."
- "İçişleri Bakanı'na soruyorum: Hasan Akar nerede"
Altay, televizyon programında Atatürk ile söylediği sözler nedeniyle 'Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret' ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçlarından tutuklu bulunan Süleyman Yeşilyurt'un, 13 gün içinde tahliye edilmesine dikkati çekti.
Bunun insaf ve vicdanla bağdaşmadığını savunan Altay, "Cumhuriyet gazetesinin yazarları 218 gündür iddianamesiz cezaevinde yatıyor. Atatürk'ün anasına, kardeşine hakaret edilecek, küfür edilecek, bunlar serbest kalacak. Cumhurbaşkanı'nı, AK Parti Genel Başkanı'nı eleştirenler cezaevlerine konulacak. Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirmek suç haline gelmişse bu ülke yaşanabilir olmaktan çıkmış demektir." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Atatürk'e hakareti meşrulaştıran bir Hükümet ile karşı karşıya olduğunu iddia eden ve "Bu insanlar Erdoğan'a şirinlik yapmak için Atatürk'e dil uzatmayı marifet sayar haline getirdiler." diyen Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya da Atatürk'e yönelik sözleri nedeniyle aranan Hasan Akar'ın neden bir türlü yakalanamadığını sordu.
- "Türkiye'nin Rakka ile ilgili öngörüsü var mı"
Altay, Rakka operasyonuna da değinerek, "Rakka mutlaka temizlenecek. Aldığımız bilgiler bunu gösteriyor. Türkiye'nin plan ve öngörüsü var mı? Eminim yok. Buna da konjonktürel bakıyor. Türkiye'nin Rakka sonrası için bir an önce bölge barışını ve sınır güvenliğimizi önceleyen bir plan ve öngörüsünü ortaya koyması lazım. Bunu da Meclisle ve muhalefetle paylaşması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
TEOG sınavında 17 bin birinci çıkmasının dikkati çeken bir durum olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığının yapay bir başarı hikayesi yazmaya çalıştığını iddia eden Altay, iktidarın gençlerin üzerinden elini çekmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz gençleri ile Gezi olaylarına katılan gençleri sözleriyle karşı karşıya getirdiğini de öne süren Altay, bunun yanlış ve tehlikeli bir yaklaşım olduğunu savundu. Altay, "Türkiye'de bir tek gençlik vardır; o da Türk gençliğidir, Büyük Atatürk'ün hitap ettiği, Ey Türk gençliğidir. Sayın Cumhurbaşkanı gençleri bölme." ifadesini kullandı.
- "Sayın Kuzu'yu severim ama..."
15 Temmuz darbe girişimini araştırmak üzere Mecliste kurulan komisyona başkanlık eden AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek'in bazı sözlerini de eleştiren Altay, FETÖ'nün AK Parti iktidarından önce de olduğu ancak AK Parti iktidarları döneminde güçlenip devlet haline geldiği iddiasında bulundu.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu'nun Gezi olaylarını övenlerin terörü övmüş sayılacağı yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Gezi'yi övenlere, 'terörist' diyenlere siyasi sapkın derim. Sayın Kuzu'yu severim ama 'Gezi'yi öven terörü övmüştür' diyorsa Sayın Kuzu'da bir siyasi sapkınlık var demektir. Neyin, ne olduğundan haberi yok demektir. FETÖ'cü arıyorsan Gezi'ye bakma, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezine bak." dedi.
