Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

'(Bugün başlatacağı yürüyüş) Bu bir memleket meselesidir. Bu, bu ülkede barış, huzur içinde yaşama meselesidir. Bunu böyle bir sorun gördüğümüz için bunu biz zaten başlatıyoruz. Yoksa bu benim veya Enis Bey'in bireysel bir olayı değildir. Bu bireysel olayın çok daha ötesinde ülke, memleket sorunudur'- 'Demokrasiyi, adaleti, vatandaşın hakkını, hukukunu savunacak olan bu güzel ülkede beraber ya

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-06-15 00:40:02

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Güvenpark'tan başlatacağı yürüyüşe ilişkin, "Bu bir memleket meselesidir. Bu, bu ülkede barış, huzur içinde yaşama meselesidir. Bunu böyle bir sorun gördüğümüz için bunu biz zaten başlatıyoruz. Yoksa bu benim veya Enis Bey'in bireysel bir olayı değildir. Bu bireysel olayın çok daha ötesinde ülke, memleket sorunudur." dedi.

Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

"Dokunulmazlıkların kaldırılmasının önünü açtıkları için önce HDP'liler tutuklandı, şimdi CHP'lilere sıra geldi. Bu eleştirilere ne dersiniz? Siyaseten pişman mısınız?" sorusu üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, bu eleştiriyi samimi bulmadığını belirtti.

Kurultayın kabul ettiği parti programlarında dokunulmazlıkların kaldırılmasının yer aldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Kurultayın verdiği karara ben Genel Başkan olarak 'Ben kurultayı tanımıyorum' diye nasıl diyebilirim? Yok böyle bir şey. Bugün de olsa aynı kararı yine söylüyoruz. Evet, dokunulmazlıklar olmamalı. Kürsü dokunulmazlığı olmalı ama onun dışındaki dokunulmazlıkları kabul etmiyoruz. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz." diye konuştu.

Milletvekillerinin tutuklanmasını "Anayasa'ya aykırı" olarak nitelendiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Anayasa Mahkemesinin kararı var. 'Siz milletvekilini tutuklarsanız, milletin verdiği temsil hakkını elinden almış oluyorsunuz' diyor Anayasa Mahkemesi. Şimdi siz temsil hakkını sınırlandırdınız, bu doğru değil Anayasa'ya aykırı. Ama diyeceksiniz, 'Anayasa'ya aykırı da bu mahkemeler niye uymuyor?' Hangi mahkemeler? Sarayın mahkemesine mahkeme denilmez." ifadelerini kullandı.

"HDP Eş Genel Başkanları tutuklandığında CHP'nin gerekli tutumu almadığı"na yönelik eleştiriler hatırlatılarak, "(Şu anda CHP bunun sıkıntısını yaşayacak) eleştirilerine siz, 'Hala durduğumuz yerde duruyoruz' mu diyorsunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Aynen. Durduğumuz yerde aynen duruyoruz. Biz milletvekili dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığıyla sınırlı olmasını, yolsuzluk yapan, ihale takipçiliği yapan bir milletvekilinin Parlamentoda işi yoktur. Biz bunları kabul etmiyoruz. Kürsü dokunulmazlığının özelliği nedir? O düşünceyi ifade özgürlüğüdür. Kürsüde düşüncelerimi istediğim gibi ifade ederim ve düşüncelerimden ötürü hapse girmem. Ben elime silah alırsam, 'benim dokunulmazlığım var' deyip ortalıkta gezersem biz bunu kabul etmiyoruz. Ama kişi düşüncelerinden dolayı dokunulmaz olmalı, düşüncelerini ifade etti diye hiç kimse, milletvekili hapse girmemeli. Biz bunu savunuyoruz. Bugün hapiste olanların büyük bir kısmı düşüncelerinden dolayı hapiste."

- "Türkiye şu anda 20 Temmuz darbe sürecinin içindedir"

Bugün başlayacağı yürüyüşe MHP veya HDP'den destek bekleyip beklemediği de sorulan Kemal Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Özel bir destek grubu arayışında değiliz. Demokrasiyi, adaleti, vatandaşın hakkını, hukukunu savunacak olan bu güzel ülkede beraber yaşama iradesini ortaya koyacak olan, düşünce ifade özgürlüğünü savunan herkes bu yürüyüşe destek verebilir. Bunu bir parti aidiyeti veya bir sivil toplum aidiyeti bağlamında aramak doğru değil. Bu bir memleket meselesidir. Bu, bu ülkede barış, huzur içinde yaşama meselesidir. Bunu böyle bir sorun gördüğümüz için bunu biz zaten başlatıyoruz. Yoksa bu benim veya Enis Bey'in bireysel bir olayı değildir. Bu bireysel olayın çok daha ötesinde ülke, memleket sorunudur."

Mecliste çıkan OHAL kararının ardından hedefin sadece muhalefet değil, demokrasi ve cumhuriyet olduğunu da savunan Kılıçdaroğlu, "20 Temmuz darbesinden sonra yani Parlamentodan OHAL kararı çıktıktan sonra Türkiye şu anda 20 Temmuz darbe sürecinin içindedir." şeklinde konuştu.

Darbe dönemlerinde ne yaşandıysa bu dönemde de aynısının yaşandığını savunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Tam tersine bu dönem, o dönemi aratır hale geldi. Hiçbir suçu olmayanların yurt dışına çıkışı yasaklandı. O dönemde kolektif suç yoktu, bu dönemde kolektif suç yaratıldı." değerlendirmesinde bulundu.

- "Tek adam rejimi felakettir"

Parti olarak pasif kaldıkları yönündeki eleştiriler belirtilerek, yeni muhalefet tarzlarının nasıl olacağına yönelik soru üzerine Kılıçdaroğlu, her eleştiriye saygı duyduklarını söyledi.

Ülke çıkarları ne gerektiriyorsa onu yaptıklarını ifade eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye güçlü bir demokratik parlamenter sistemi getirmek zorundayız. Tek adam rejimi olmaz. Tek adam rejimi felakettir, toplumu yozlaştırır, adaleti, ahlakı yok eder, kul hakkı yemeyi özendirir. Tek adam rejiminde yargının gücü fakir fukara, garip gurebaya yeter, sırtı kalınlara hiç kimse dokunamaz. Devlet soyulur, tek adam rejiminde hiç kimse görmez. Bu rejimin, bugün yaşadığımız düzenin değişmesi lazım." ifadelerini kullandı.

Bunun nasıl olacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Mücadele ederek yapacağız bunu, mücadele edeceğiz. Bakın ben yürüyeceğim ama dedim 'Parlamentoyu boş bırakmayacaksınız. Orası milli iradenin tecelli ettiği yerdir, o Parlamento 15 Temmuz gecesi sabaha kadar çalışıp darbeyi püskürten Parlamentodur. Parlamento o nedenle 'Gazi Parlamentodur'. Orayı terk etmeyeceksiniz' dedim. Ben yürüyeceğim ama o Parlamentoda sizler görevinizi, her türlü muhalefeti yapacaksınız." dedi.

- "215 bin kişi içinde siyasetçi hiç mi yok?"

MİT'in 215 bin 92 kişinin örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğu yönünde ilgili yerlere raporlar gönderdiğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, "215 bin kişi içinde siyasetçi hiç mi yok? Bunların içinde baklavacısı, sanayicisi, damadı var, siyasetçi... Ona gelince yok. Niye yok?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, bir darbe girişiminin asıl darbeyi yapmak için kullanıldığını da tekrarladı.

Uyum yasalarıyla ilgili bir soru üzerine CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Darbe süreci içinde yapılan bütün yasalar gayrimeşrudur. Herkese koruma zırhı getiriliyor. Darbeciler kendilerine zırh hazırlıyorlar, 'ilerde yargılanmayalım' diye." ifadesini kullandı.

"Genelkurmay Başkanı ve MİT Başkanına aklınıza takılan soruları soramaz mısınız?" yönündeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, geçmiş dönemlerde bir gelenek olarak ana muhalefet partisi liderine zaman zaman bu kurumlar tarafından bilgi verildiğini ancak bu geleneğin AK Parti iktidarıyla yıkıldığını söyledi.

- Dış politika

Kemal Kılıçdaroğlu, Katar ile bazı Arap ülkeleri arasındaki krizi de değerlendirdi.

"Arap dünyasının kendi içindeki sorunlara Türkiye taraf olmamalı" diyen Kılıçdaroğlu, "Bu bizim görüşümüz. Onlardan bir talep gelirse biz onları barıştırırız. O dünya ile sıcak ilişkilerimiz olmalı. Hiçbir tereddüdümüz yok ama o dünyanın kendi içindeki kavgalara Türkiye taraf olmamalı. Taraf olmazsanız, çözümün anahtarı olursunuz. Biz Türkiye'nin anahtar olmasını isteriz." diye konuştu.

Türkiye'nin bölgede herkesle kavgalı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bütün yabancı ülkelerin ajanlarının cirit attığı bir ülke olduğunu dile getirdi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Siz Katar krizini ne olarak okuyorsunuz?" sorusuna karşılık ise burada büyük devletlerin hesabı olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Arap dünyası kendi içlerinde kavga ederler ama bir süre sonra barışırlar bunlar. Biz taraf olursak, bir süre sonra dışlanan ülke konumuna geliriz" şeklindeki görüşünü dile getirdi.

Bir soru üzerine İslam dinine en uygun yönetim tarzının "demokrasi ve cumhuriyet" olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması lazım. Şimdi bir dikta yönetimi altındayız." şeklinde konuştu.

Eğitim alanındaki bazı tartışmaların hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, devlette çökme ve çürümenin eğitim sisteminin bozulmasıyla başladığını söyledi.

Hiçbir ailenin çocuğunu gönderdiği okuldan memnun olmadığını ifade eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Durumu iyi olanlar çocuklarını özel okullara gönderiyor. Devlet okulları tam bir felaket. Bir ülkeyi geri bıraktırmak istiyorsanız, yapacağınız tek şey eğitim sistemini bozmaktır." değerlendirmesini yaptı.

OHAL Komisyonu ile ilgili bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, bunun idari bir organ olduğunu, asıl amacın ise AİHM'e geç başvuru yapılmasını sağlamak olduğunu dile getirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Bizim umutsuzluğa kapılma hakkımız yoktur. Bu ülkeyi sevenler, bu ülke için hep birlikte mücadele edeceğiz. Biz 'referandum bitti' diye kabul etmiyoruz, biz normal çalışmalarımıza devam ediyoruz. Biz değiştireceğiz, biz mücadele edeceğiz. Bazen evde, bazen fabrikada. Kadını, erkeği, genci, hep birlikte. Biz bu ülkede birlikte yaşayacağız ama huzur içinde." dedi.

Bir erken seçim ihtimalinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, CHP olarak "yarın bir seçim olacakmış gibi" çalışmaları sürdürdüklerini bildirdi.

Selahattin Demirtaş'ın dün yayımlanan röportajında "siyasiler beni ziyaret etmediler" dediği hatırlatılarak, ziyaret edip etmeyeceğinin sorulması üzerine de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Eğer ortam olursa niye olmasın. Sonuçta o da bir siyasetçi, saygın bir siyasetçi, halkın oylarıyla gelmiş bir siyasetçi. Demirtaş, teröre mesafeli olan bir siyasetçi. Bu konuda açık, net demeçleri olan bir siyasetçi. Bir siyasetçinin hapse atılması doğru değil. Bunu TBMM Başkanıyla da konuştum." açıklamasını yaptı.

(Sürecek)

Haber Ara