Dolar

32,5804

Euro

34,8041

Altın

2.508,71

Bist

9.693,46

CHP Antalya Milletvekili Baykal:

CHP Antalya Milletvekili Baykal:

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-02-17 19:36:37

CHP Antalya Milletvekili Baykal:
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Terörle mücadelenin başarılı olması ve buna destek olmak hepimizin görevidir. 'Suriye sorununun bu hale gelmesine kim yol açtıysa altında kalsın, bize ne' deme hakkımız da yoktur. Bizim sorunumuz, iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye'ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye'ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir" değerlendirmesinde bulundu.

Baykal, bir televizyon programında Türkiye'nin Suriye politikası ve partisinin yönetimine ilişkin açıklamalarının ardından, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi ile ilgili değerlendirmede bulunması üzerine yazılı açıklama yaptı.

Kılıçdaroğlu ile bu konuları ele aldıkları üç baş başa görüşmenin gerçekleştiğini belirten Baykal, bu görüşmelerin sonuncusunun, 26 Aralık 2015'te olduğunu ve 3,5 saat sürdüğünü ifade etti. Baykal, şöyle devam etti:

"7 Kasım 2015'te ve daha öncesinde de Sayın Genel Başkan, bize kendisini ağırlama şerefini vermiştir. Bu buluşmalarımızda doğal olarak partimizle ilgili sorunlar ayrıntılı bir biçimde konuşulmuştur. Bu konuşmaların içeriğiyle ilgili açıklama yapma takdirini Sayın Genel Başkan'a bırakıyorum. Parti grup toplantısında ve daha sonra bir televizyon programında yaptığım açıklamalar, parti ve ülke kamuoyunda bir duyarlılık yaratma ihtiyacından kaynaklanmıştır. Eğer yapılan ikili görüşmelerimizde ele alınan konuların, söylenen sözlerin gereği yapılabilmiş olsaydı kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmak gerekli olmayabilirdi. Konuşulan konular, sohbet mutabakatları düzeyinde kalıp hayata geçirilmeyince partiye yönelik ilgi ve umudun arttırılması ve parti tabanındaki soğuma ve karamsarlığın kırılması için, CHP'nin kendisini başkalaştırma girişimlerine ve yönetim krizine karşı tepkisini en azından hissettirmek gerekli olmuştur."

Partideki yönetim zafiyetini aşma ihtiyacını hisseden bazı sorumlu ve deneyimli partililerin arayışlara girdiğini ve girişimlerde bulunduğunu bildiren Baykal, "Bu çerçevede bana da arkadaşlarımız öneriler getirmişlerdir. Bu öneriler karsısında benim cevabım, bu konuların takdir yetkisinin Sayın Genel Başkan'da olduğudur" görüşünü aktardı.

-"Terörle mücadeleye destek olmak hepimizin görevidir"

Deniz Baykal, söz konusu açıklamalarının "AK Parti'ye destek" şeklinde yorumlanmasına ilişkin değerlendirmede de bulundu. Baykal, şunları kaydetti:

"Bugün Türkiye, sıra dışı iç ve dış boyutları olan bir tarihsel krizle karşı karşıyadır. Bu sorunların ağırlaşıp bir krize dönüşmesinden, 13 yıldır iktidar olan AKP doğrudan sorumludur. Terörü muhatap alıp meşrulaştıran ve terörle müzakere eden AKP, bugünkü manzaranın doğrudan sorumlusudur. Terörü ilçelere, mahallelere, sokaklara hatta hanelerin içine kadar taşıyan AKP'nin bu yanlış politikası karşısında, 'Ne yapalım, beter olsun' diyecek halimiz yoktur. Terörle mücadelenin başarılı olması ve buna destek olmak, hepimizin görevidir. 'Suriye sorununun bu hale gelmesine kim yol açtıysa altında kalsın, bize ne' deme hakkımız da yoktur. Bizim sorunumuz, iktidarla hesaplaşmanın ötesinde Türkiye'ye sahip çıkmaktır. AKP'ye karşı çıkmakla Türkiye'ye sahip çıkmak arasındaki ayrımı yapabilmek devlet adamı olmanın gereğidir.

-"Zulüm ve yıkım karşısında susamam"

Deniz Baykal ayrıca, Suriye'de yaşananlara ilişkin de değerlendirme yaptı. Baykal, bu konudaki görüşlerinin, her kimliğin her mezhebin, her medeniyetin bu kargaşadan salimen çıkmasını sağlamak olması gerektiğini aktardı.

Kriz öncesine kadar bir arada yaşayan insanların artık birbirlerine ve kendi medeniyetlerine karşı savaş verir hale düştüğüne dikkati çeken Baykal, "Bu manzaraya 'Dur' diyecek bir uluslararası otoritenin oluşturulamamış olması utanç vericidir. Nusayrisi, Sünnisi, Hristiyanı, on yıllardır bir arada barış içinde yaşadıkları günleri özler hale gelmişlerdir. Dışarıdan müdahale eden yabancı güçler, bu krizi daha da artırmaktadırlar" ifadelerini kullandı.

Baykal, açıklamasında şunları görüşlere yer verdi:

"Alevilere yapılan haksızlıklar karşısında 1975'te sesimi yükselttiğim zaman Kızılbaşlıkla itham edilen, 1989'daki Kürt Raporu nedeniyle bölücülükle suçlanıp DGM'ye verilen ve Saraybosna'daki Müslüman Boşnaklara yönelik etnik temizlik ve Müslüman kadınlara tecavüzler karşısında elindeki yazmalarla koşan, Lice halkına sahip çıkmak için yollara düşen birisiyim. Bugün Ortadoğu'daki medeniyetlerin Halep'iyle, Necef'iyle, Kerbela'sıyla, Erbil'iyle, Kobani'siyle bütün kültürlerin bütün kimliklerin korunmalarını ve barış içinde yaşamalarını istemekten başka hiçbir niyetim olamaz. Zulüm ve yıkım karşısında susamam"

Haber Ara