Çavuşoğlu, Dominik Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Miguel Vargas ile dışişleri resmi konutunda görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Dominik Cumhuriyeti'nin son dönemde bir televizyon programının etkisiyle Türkiye'de popüler bir ülke haline geldiğini söyledi.
İki ülke ve halkları arasında bağları daha da kuvvetlendirmek istediklerini dile getiren Çavuşoğlu, bu sebeple 2013 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde büyükelçilik açtıklarını, yakın bir zamanda da Ankara'da Dominik Cumhuriyeti'nin büyükelçiliğinin açılacağını belirtti.
İş adamlarının Dominik Cumhuriyeti'ndeki faaliyetlerini kolaylaştırmak için bazı anlaşmaları imzaladıklarını, bazılarını da müzakere sürecinde olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, ayrıca diplomatik ve hususi pasaportların vizeden muaf tutulmasına ilişkin sürecin Türkiye tarafından tamamlandığını kaydetti. Bakan Çavuşoğlu, kısa süre içinde Dominik Cumhuriyeti'nin de bu süreci tamamlayacağına yönelik beklentisini dile getirdi.
Yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması, ekonomik iş birliği anlaşmalarını da hayata geçirmek üzere oldukları bilgisini veren Çavuşoğlu, Bakanlar Kurulu kararıyla bu anlaşmaların tamamen yürürlüğe girmiş olacağını söyledi.
Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele çerçevesinde iltisaklı kurumların kapatılmasından dolayı Dominik Cumhuriyeti'ne ve yöneticilerine teşekkürlerini iletti.
-Sorular
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump ile telefon görüşmesi ve planlanan Washington ziyaretine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, Trump'ın Erdoğan'ı tebrik etmek için aradığını, görüşmede ikili ilişkilerin de ele alındığını, ikili ilişkileri geliştirmek amacıyla liderlerin Washington'da bir araya gelmesi için ortaya bir irade konulduğunu anlattı.
Kendisinin de mevkidaşı Rex Tillerson ile bu konuyu görüştüğünü belirten Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve ABD Başkanı Trump'ın, mayıs ayı içinde teyitleştikleri gibi NATO zirvesinden önce görüşmesi için bir tarih belirleyeceğiz." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Erdoğan'ın Trump'a Suriye'deki gelişmeler konusunda görüşlerini de aktardığını belirtti. Bir taraftan DEAŞ ile etkili mücadele ederken diğer taraftan siyasi çözümü ihmal etmemek gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Rakka operasyonu başta olmak üzere doğru gruplarla hareket etmenin önemini bir kere daha hatırlattıklarını anlattı.
Referandumda çıkan sonuca Avrupa'nın tepkisini de değerlendiren Çavuşoğlu, çok sayıda ırkçı partiye her geçen gün desteğin arttığını belirtti. Hollanda'da ırkçı lider Geert Wilders'ın "Evet dedilerse ülkeyi terk etsinler" sözlerine karşılık Çavuşoğlu, "Bizim vatandaşlarımız aynı zamanda Hollanda vatandaşı. Bu referandumda da iradesini ortaya koydu, tüm engellemelere rağmen. Yani 'evet' denildi diye vatandaşlıktan çıkarılması ya da ülkeden atılmasını neyle bağdaştıracağız?" dedi.
Mevlüt Çavuşoğlu, bazı ülkelerdeki ortamın yavaş yavaş 2. Dünya Savaşı öncesine doğru gittiğini kaydederek, "Wilders gibi bir faşist ve Nazi partisi, yüzde 19 oy aldı. Bu açıklamaları yapıyor, Hollanda'dan da hiçbir siyasetçi bunun saçmaladığını bile söylemiyor. Biz bunların yüzlerine bu özelliklerini söylemeye devam edeceğiz. Ta ki bu anlayış bitene kadar." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ile Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin (AKPM) ortak çalışması olan, uluslararası gözlem misyonunun raporuna ilişkin bir soru üzerine, AGİT'in görevinin seçime ilişkin şartların uygun olup olmadığını değerlendirmek olduğunu hatırlattı.
Bu kurumları demokratik ve şeffaf bir süreç yürütüldüğünü görmeleri için Türkiye'nin davet ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, "AGİT'in görevi teknik analiz yapmak. Siyasi analiz, değerlendirme yapamaz. Böyle bir hakkı yoktur." diye konuştu.
