Caferi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile baş başa ve heyetler arasındaki görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, kardeş Türk halkının ramazan ayını kutladı.
İki ülke arasında tarihin derinliklerine inen çıkar ortaklığı ile sağlam ve güçlü ilişkilerin bulunduğunu belirten Caferi, ekonomi, sanayi, tarım, su ve diğer tüm alanlarda işbirliğinin devam ettiğini vurguladı. "İki ülkeyi ilgilendiren ortak bir tehlike söz konusu: DAEŞ'in varlığı" diyen Caferi, bu terör örgütünün varlığının sadece Irak ve Türkiye için değil, tüm dünya için tehlikeli olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin Iraklılara kucak açarak insani yardım çalışmaları yürüttüğünü belirten Caferi, iki ülkenin de işbirliğinin daha üst seviyelere çıkarılmasını arzu ettiğini söyledi.
Caferi, Türkiye'den askeri destek de beklediklerini, bu alandaki işbirliğinin herkese fayda sağlayacağını belirtti.
Irak Sulama Bakanı'nın da ziyaretine eşlik ettiğini ve mevkidaşıyla görüşmelerde bulunacağını söyleyen Caferi, şöyle devam etti:
"Çünkü su hayat demektir. Her Irak vatandaşını ilgilendiriyor. Tarımın ve hayvancılığın can damarı. Göç etmek zorunda kalan vatandaş besiciliği de bıraktı. Bazı bölgelerde kuraklık yüzünden tarım olumsuz etkilendi. Irak topraklarının sulamaya ihtiyacı var. Bu hususları dile getirdik. Kardeşlerimizden olumlu destek gördük.
Çavuşoğlu ile iki ülkeyi ilgilendiren bazı meselelere ve hatta özel şirketlerin karşılaştığı sorunlara bile değindik. Önümüzdeki haftalarda bu sorunlara çözüm bulunacaktır. İlişkilerimiz günden güne güçlenmekte ve içerik olarak zenginlik kazanmaktadır. Bu da iki ülkenin çıkarlarına katkıda bulunmaktadır."
- Sorular
Caferi, bir gazetecinin, Irak'ın Türkiye'den askeri destek talebine ilişkin sorusu üzerine, Irak'ın DAEŞ'e karşı şiddetli, yoğun bir mücadele içinde olduğunu hatırlattı.
Bu terör örgütünün içinde 62 ülkeden gelip de savaşanların bulunduğunu vurgulayan Caferi, tüm Irak vatandaşlarının bu mücadeleye katkı sağladığını ifade etti. "Sadece Irak için değil bu uğraşımız, bütün dünya ülkeleri için" diyen Caferi, New York'taki temasları sırasında yetkililere "Eğer bugün bunun önünü kesemezseniz yarın Irak sınırları içinde yayılacak ve bu tehlike bütün ülkeleri etkisi altına alacaktır" dediğini anımsattı.
DAEŞ'in bir an önce yok edilmesi gerektiğinin altını çizen Caferi, "Sonuca ulaşmak için muhakkak araç gereç, iyi eğitilmiş asker ve polise de ihtiyacım var. Halihazırda vurkaç savaşı yapılıyor. İşin zor tarafı da bu" ifadesini kullandı.
Irak Dışişleri Bakanı Caferi, İran'la nükleer müzakereler konusunda varılan anlaşmaya ilişkin görüşünün sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Bu sorun uzun süre aldı. Biz de Irak olarak varılan noktadan memnuniyet duyduğumuzu ifade ettik. Önemli olan diyalog kanallarının açık olması. Büyük adımlar atıldı. Varılan nokta önemlidir ve bunu destekliyoruz. Fakat önemli olan bunun sonuca ulaşması. Irak, bu konunun çözülmesi için çağrıda bulunan ülkeler arasındadır. Bölgenin istikrarlı olması için bunun imzalanması gerekiyor."
Suriye konusuna da değinen Caferi, DAEŞ'in ilk olarak Suriye içinde kurulduğunu ifade etti. Caferi, "Suriye konusunda 5 yıldır askeri çözümde ısrar ediliyor. Bundan DAEŞ istifade ediyor. Belki yeni cepheler açılacak. Bunu çözüme götürecek gerçekçi yolu bulmamız gerekmektedir. Gruplar arasındaki uyuşmazlıkların sona erdirilmesi gerekiyor" dedi.
İbrahim Caferi, "Türkmenler, Irak hükümetinin yardım etmediğinden yakınıyor. Hükümet olarak Türkmenler konusunda neler yapıyorsunuz" sorusu üzerine, Türkmenlerin Irak'ın bölünmez parçası olduğunu, şerefleriyle mücadele ve şehitler verdiğini hatırlattı.
DAEŞ'in sadece Türkmenleri değil, geçtiği tüm bölgeleri olumsuz etkilediğini, orada yaşayanlara kötü muamelede bulunduğunu söyleyen Caferi, Ezidilerin de benzer şeyler yaşadığına işaret etti. Caferi, "Terörün dini, bölgesi, ülkesi, mezhebi yok. Acımasız, vahşi bir cinayet şebekesinin uygulamalarına maruz kalıyoruz" diye konuştu.
