Dolar

32,5578

Euro

35,0106

Altın

2.438,00

Bist

9.766,13

Canınızı sıkacağım

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-05-20 11:45:55

Canınızı sıkacağım

Geçen seferki yazımızda "Fikir Vatanımız İşgal Altında" demiştik.

Bedel istemeyen ve mükellefiyet yüklemeyen kolay bir mücadele alternatifi varken -ki oy vermek gibi- kim ne yapsın fikirde ve fiilde esaslı, çileli ve örgütlü zor mücadele teklifini... Yaşadığımız demokrasi tecrübesi günden güne bizi sığlaştırdı ve ucuzlaştırdı. Bu gerçeği başınızı kaldırıp etrafınıza baktığınızda kolayca görebilirsiniz. Sanıldığının aksine demokrasi denilen nesne fikir seviyesini yükseltmiyor.

Çoğunluk çoğunlukla, zahmet ve fedakârlık teklif eden -ki Peygamberler de dahil- ulvîyi seçmedi, beğenmedi, desteklemedi.
Kalabalıkların şuur seviyesi aynen çocukların şuur seviyesi gibi. Heves, hayal ve zevklerini vaad eden kolayın peşinde.

Şu manzaraya bakın; aynı anda gol ve maç yorumları, Mursi için idam protestosu, AK Parti mitingi vesilesiyle estirilen seçim bitti havası, Yakup Köse ve 28 Şubat mağduru 600 tutsak, oh oh ve vah vah arası zımparalanan hayatlar.

İster stad kalabalığı ister miting ister protesto... Fakat daima sürü keyfyetinde duygu patlamaları... Mükellefiyet yüklemeyen ve nisbet teklif etmeyen her davete icabet etmek vasfı suflisinden ulvisine her kesime sirayet etmiş durumda.

"Demokrasi, bizim sizden yapmanızı istediğimizi yaptığınız sürece istediğinizi yapmakta özgür olduğunuz bir düzendir." demiş Noam Chomsky Efendi. Haksız da değil hani... Ümmetin MEŞRU SINIRLAR içinde bağırıp çağırma, kâfirlerin ise GEREĞİNDE asıp kesme hürriyetinin olduğu rejime demokrasi diyoruz. Aman meşruiyetimizi kaybetmeyelim. Aksi halde GEREĞİ YAPILIYOR malûm. Son misâli de Mursi ve destekçisi demokratikleşmiş müslüman protestoculara (!) yaşattırılan akıbetle yüzümüze tekrar vuruldu. İDAM!

Uzaklardaki mazlumlar ne güzel ama değil mi! Keyfimiz gıcır bir hayat sürerken ne kadar haklı olduğumuzu bütün dünyaya bizim adımıza gösteriyorlar. Kıymetini bilelim ve her demokratik zeminde sahip çıkalım. Mesela Fatih'te, Taksim'de, Saraçhane'de, meclis kürsülerinde, nutuklarda, makalelerde...

"Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı" demiş Emma Goldman Hanımefendi.

Meselede bu! Demokratik sistem ve sınırlar senin değer ve hayat tarzın için inşa edilmedi ki dünya hegomanları tarafından... Adam canını ve malını vermiş KENDİSİ için bir DÜZEN kurmuş. O düzeni tehdit edebilecek bir durum gördüğünde ise ip ile namluyu pek tabii olarak gösteriyor. Niye şaşırıyoruz ki?

İp SEVDİĞİNİN BOYNUNDA ve "BELLİ SINIRLAR İÇİNDE" bağırıp çağırmak gerektiği ve bunun yeterli olduğu DÜŞÜNCESİ DE SENİN ZİHNİYETİNİN BOYNUNDA her yönden ideolojik bir mahkumiyet yaşıyoruz.

Kalabalıklar meşrudur, çok kalabalıklar ise daha çok meşrudur (?!) illizyonu çağın hegomanlarının pompaladığı bir serap. Halbuki İP ve NAMLU gerçeği hiç değişmedi. Kimileri de "demokratik İslam" uydurması ile bu serabı size ve bana kakalamaya devam ediyor.
Yani mesele yok uslu uslu git gel... FAKAT SINIRLARI AŞMA! İster tek tek bilgisayar ve televizyon başında olmak müşterekliği içinde kalabalık ol, istersen bir meydanda tek tek bulunmak müşterekliği içinde kalabalık ol... Demokratik sınırları aşmadıktan sonra mesele yok. Yani İP ve NAMLU'ya uzanmak yok.

Kısaca Tahrir'deki gibi ol, ne kadar "ipten ve namludan" uzak bir öfke ve isyan (!) sahibi olabildiğini göster, kalabalık olduğunu göster hatta çok kalabalık olduğunu göster, belki gözleri yaşarır hegomanların. Şimdi olmadıysa bir daha ki sefere olur, olabilir, niçin olmasındır?!?!? Esaslı bir düzen fikri etrafında esaslı bir örgütlenmeye gerek yok, bak partilere izin var, sandık var, oy var... Beğen, sahiplen, ver fakat asla gereğinde İP ve NAMLU'ya uzanacak bir keyfiyette bir örgütlülüğe ve fikre yanaşma.

"Canınızı sıkacağım" demiştim. Şu kalabalık ve çoğunluk tepinmesi için de bir kaç şey söylemeli öyle ise...

Lut kavminin de "milli irade"si kutsal mıydı mesela?

Allah Rasûl'ünün reyi ile Ebu Cehil'in reyini bir ve eş tutmaya dayanan bir demokratik kültür de mi kutsal bizim için?

Merak etmeyin yarın Türkiye'de de Mısır'dakine benzer bir durum olduğunda dünyanın dört bir tarafındaki müslümanlara demokratik protesto hakkını tanırlar. Sıkıntı yok yani...

Demokratik sistem içi mücadele eğer ardında esaslı bir KENDİMİZE AİT ve HER TÜRLÜ ARAÇLA sürdürülmeye ayarlı İDEOLOJİK MÜCADELE anlayışı varsa bir işe yarar...

Bunun için sadece kalabalık olmak yetmez. Sürülükten çıkıp topluluk olmak gerekir... vs. Tekrar etmekte fayda var.

Bedel istemeyen ve mükellefiyet yüklemeyen kolay bir mücadele alternatifi varken -ki sadece oy vermek, meydanlarda bulunmak gibi- kim ne yapsın fikirde ve fiilde esaslı, çileli ve örgütlü zor mücadele teklifini...

Kısaca Demokrasinin zihinlerdeki Diktasını yıkmadan Müslümanlığa geçit yok!...

Haber Ara