Kadınların enteresan özelliklerinden birisi de canları sıkıldığı zaman temizlik işine kendilerini veriyor olmaları. Bu elbette her kadın için geçerli değil. Burada genelleme değil ama oransal olarak uzmanlar yaptıkları değerlendirmede bu tarz bir bulgu elde etmişlerdir...
Çocukluğunda öfkesini, üzüntüsünü hatta sevincini belli etmemesinin daha iyi olacağını söyleyen anne–babalar tarafından yetiştirilmiş kadınlar, şayet duygularını ifade edecek herhangi bir uğraşa sahip değillerse, temizlik yaparak rahatlıyorlar.
Gizli depresyon mu?
Halk arasında ‘titiz' olarak tanımlanan bu kadınların aslında ‘gizli depresyon'un pençesinde olduğunu söyleyenler de yok değil...
Hastalık derecesinde titiz olan ve temizliği hayatının odağına yerleştiren kadın, eşi ve çocuklarına yeterince zaman ayıramadığı gibi, evi dağıtırlar ve kirletirler kaygısıyla onlara baskı yapmaya da başlıyor.
Günde birkaç kez toz alan, yerleri silen, evdeki her objeyi banyoda deterjanla yıkayan kadınların akrabalık ve komşuluk ilişkileri de bozuluyor. Hayatı sadece temizlik yapabildikleri sürece yaşanılır ve anlamlı bulan bu kadınlar, ev kirlenir kaygısıyla misafir kabul etmedikleri gibi, kirli bir eve tahammül edemedikleri için misafirliğe de gitmiyorlar. İnsanları genelde pasaklı ve temiz olarak iki kategoriye ayırıyor ve kendileri gibi titiz olan kadınlarla ‘temizlik' üzerine saatlerce konuşabiliyorlar. Yaşadıkları hayat, çocuklarını yıkamak, evi temizlemek ve günlük ev işlerini yapmak dışında bir fiziksel ya da zihinsel faaliyete izin vermediği için üzerinde konuşacak başkaca bir konuları da olmuyor.
Önemli olan deşarj olabilmek
Psikiyatrislerin değerlendirmelerinin odağında da önemli olanın kişilerin, bu ister kadın olsun ister erkek aslolanın kendini rahatlatabilmek ve stresini boşaltabilmek olması. Kadınların erkeklere oranla daha titiz oldukları düşünüldüğünde de kadınların temizliğe kendilerini fokuslaması da doğal bir davranış olarak telakki edilebilmekte...
