Milli Eğitim Bakanlığı Beşiktaş Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü Mehmet Hilmi Eren, okullarda aile, anne ve baba eğitimleri için seminerler verirken, katılımcıların sadece kadınlardan oluşması üzerine babalara da ulaşmanın yolunu aradı.
Eren, "Babalar çocuk eğitiminde yardımcı değil, eşittir. Babanın yardım etmek gibi bir görevi yok. Çocuk eğitimi anne ve babanın eşit görevidir." diyerek camilerin kalabalık olduğu cuma vakitlerinde babalara yönelik eğitim vermek istedi.
Müftülüğün, camilerde konuşma yapabilmesi için ilahiyat fakültesi mezun olması gerektiğini söylemesi üzerine bu bölümü de okuyan Eren, aralıklarla 4 yıldır İstanbul'daki camilerde cuma vakitlerinde cemaate çocuk gelişimi üzerine sesleniyor.
Takım elbisesiyle, sarıksız bir şekilde olması cemaat tarafından ilk başta biraz tuhaf karşılansa da mihraba çıkarak yaptığı konuşmanın erkekler tarafından ilgi gördüğünü söyleyen Eren, 2010'dan beri sürdürdüğü bu eğitim çalışmasıyla yaklaşık 550 bin babaya ulaştı.
- Her cuma farklı bir camide cemaate sesleniyor
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlamasıyla ara verdiği eğitimlerine Ataköy'deki Ömer Duruk Camisi'nde tekrar başlayan Eren, her cuma kenttin farklı yerlerindeki merkez camilerinde cemaatle buluşacak.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Eren, eğitim seminerlerine katılan annelerin, babaların da çocuk eğitiminde kendilerine yardımcı olmasını istediğini belirterek, bunun yanlış bir algı olduğunu söyledi.
Çocuk eğitiminin anne ve babanın eşit görevi olduğunu vurgulayan Eren, anne ve baba eğitimlerinin erkeklere de ulaşması için camilerde cuma vakitlerinde cemaate yönelik çocuk gelişimi üzerine konuşma yaptığını anlattı.
Eren, 2010'dan bugüne kadar aralıklarla toplam da 4 yıl her cuma farklı bir camide mihraba geçerek cemaate hitap ettiğini belirterek, "Konuşmamın içerisinde pedagojik, bilimsel tavsiyeler oluyor. Cami adabına uygun bir ifadeyle ailenin, babalığın ailedeki yeri ve önemi, çocuk eğitiminde babanın konumu, nasıl olması gerektiğiyle ilgili bilgiler paylaşıyorum. Bugüne kadar da yaklaşık 550 bin civarında babaya erişme imkanım oldu." dedi.
- "Babalara, hızlı bir şekilde tavsiyeleri, nasihatları aktarmaya çalışıyorum"
Mehmet Hilmi Eren, İstanbul'daki camilerde verdiği bu seminerler için şehir dışı ve yurt dışından da talepler geldiğini, bunları karşılayamadığını ancak kendisini dinlemeye şehir dışından ve Almanya'dan gelenler olduğunu söyledi.
Salgın döneminden önce bir yıl ara vermeden camilerdeki bu eğitim seminerlerini sürdürdüğünü anlatan Eren, salgın döneminde yaklaşık 6 ay ara verdiği bu eğitimlere tekrar başladığını kaydetti.
Bu eğitimlerin değişime sebebiyet veren bir çalışma olduğunu dile getiren Eren, şöyle devam etti:
"Pandeminin devam ettiği ama camilerin tedbirlerle birlikte sosyal mesafe kurallarına uyularak hizmete açıldığı ve evlerde kalmak zorunda olduğumuz bu günlerde özellikle ailenin, anne ve babanın çocuk eğitimindeki konumu çok önemli. Bu çalışmanın geçmişe nazaran daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Çünkü çocuklar daha çok evdeler, anne ve babalar evdeler. Babalar eskiye nazaran daha çok çocuklarıyla beraber. O vaktin nitelikli, kıymetli, pedagojik olarak da geliştirici şekilde devam etmesi önemli. Burada hızlı bir şekilde tüyoları, tavsiyeleri, nasihatları aktarmaya çalışıyorum."
- "Babanın çocuk eğitimindeki yeri çok büyük"
Camilerdeki seminerlerinde çocukların girişimci, sorumluluk duygusuna sahip olarak yetiştirilmesine değindiğini anlatan Eren, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Anne ve babalara çocuklarınızın sorularını cevapsız bırakmayın, muhakkak yanıtlayın derler. Biz burada biraz tersini söylüyoruz. Çocuklarınızın sorusunu cevaplamayın. Mümkünse, imkan varsa önce onun bulmasına yardımcı olun. Çocuk bir şey sorduğunda hemen cevap vermektense, 'Sence nasıl, sen olsaydın ne yapardın, hadi bir düşün bakalım.' gibi çocuğu düşünmeye sevk etmeye çalışıyoruz. Biraz ezber bozuyoruz. Bazı cümleleri yasaklıyoruz. 'Eski köye yeni adet getirme, hayal kurma, icat çıkarma, gerçekçi ol.' gibi cümlelerin yasaklandığını babalara aktarıyoruz. Bizim eski köye yeni adet getiren, icat çıkaran çocuklara ve gençlere ihtiyacımız olduğunu onlara vurgulamaya çalışıyoruz. Onların uçuk, kaçık düşüncelerinin yargılanmaması, hayal dünyalarının desteklenmesinin ne denli önemli olduğunu düşünüyoruz. Televizyon, tablet ve telefonun dengeli kullanımıyla ilgili tavsiyeler veriyoruz. Madde kullanan, hemcinsleri veya karşı cinsle ilişki problemi yaşayanların temeline baktığımızda, çocuk baba ilişkisinin problemli olmasından kaynaklandığını hatırlatıyoruz. Babanın çocuk eğitimindeki yerinin çok büyük olduğuna vurgu yapıyoruz."
Eren, camilerdeki konuşmasının ardından olumlu geri dönüşümler aldığını, kendisine ulaşan bazı kadınların da eşini göndermek için hangi camide konuşma yapacağını öğrenmeye çalıştığını dile getirdi.
Mehmet Hilmi Eren, 4 yıllık çalışmasında olumsuz bir geri bildirim almadığını belirterek, "Cami aslında sadece dini meselelerinin anlatıldığı bir yer değil. Cami toplanılan, cem olunan yer demektir. Hem Peygamberimiz hem Selçuklular hem Osmanlı dönemindeki cami yapılanmalarında caminin etrafında medrese vardır. Yani okul ve ibadet yeri birleşmiştir." diye konuştu.
