Dolar

32,3409

Euro

35,1220

Altın

2.240,45

Bist

8.901,25

Bulaşıcı hastalıkların yüzde 75'i hayvanlardan insanlara geçen hastalıklardan oluşuyor

BM raporuna göre, yeni tür bulaşıcı hastalıkların yüzde 75'i hayvanlardan insanlara geçen hastalıklardan oluşuyor.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-07-10 20:58:55

Bulaşıcı hastalıkların yüzde 75'i hayvanlardan insanlara geçen hastalıklardan oluşuyor

Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, 1999-2019 yılları arasında 149 ülke ve bölgede yaklaşık 6 bin bitki ve hayvan türünü içeren 180 binin üzerinde yaban hayatı suçu işlendi.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) tarafından düzenlenen basın toplantısında, "2020 Dünya Yaban Hayatı Suç Raporu" kamuoyuyla paylaşıldı.

Raporda, yabani hayvan ve bitkilere yönelik kaçakçılığın doğayı ve dünyadaki biyolojik çeşitliliği tehdit ettiği vurgulandı.

Yabani hayvanların doğal yaşam ortamlarından kopartılarak, yasa dışı yollarla kesilmeleri veya ticaretinin yapılmasının doğuracağı ciddi sonuçlara dikkat çekilen raporda, bu durumun hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların oranında büyük bir artışın yaşanmasına yol açacağı kaydedildi.

Yabani hayata müdahale bulaşıcı hastalıkları artırıyor

Raporda, yabani hayata yönelik işlenen suçlar nedeniyle artış gösteren hayvanlardan insanlara geçen Zoonotik hastalıklara işaret edilerek, "Yeni tür bulaşıcı hastalıkların yüzde 75'i Zoonotik hastalıklardan oluşuyor. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını da bu kategoride yer alıyor." bilgisine yer verildi.

Kovid-19'u taşıyan potansiyel yabani hayvan olarak belirtilen pangolinlerin 2014-18 arası en çok ticareti yapılan hayvan olduğu belirtilen raporda, bu tarihler arasında pangolinlerin ticaretinde 10 kat artış yaşandığı ifade edildi.

Raporda 1999-2019 yılları arasında 149 ülke ve bölgede yaklaşık 6 bin bitki ve hayvan türünü içeren 180 binin üzerinde yaban hayatı suçunun işlendiğine dikkat çekildi.

Yaban hayatı suçları küresel boyutta

Yabani hayata yönelik işlenen suçların belirli bölge ve ülkelerle sınırlı olmadığı, küresel bir sorun olduğu belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:

"Yaban hayatı suçu, biyolojik çeşitlilik, insan sağlığı, güvenlik ve sosyo-ekonomik kalkınma üzerindeki etkileriyle tüm ülkeleri ilgilendirmektedir. Yabani türlere yönelik yapılan yasa dışı ticareti durdurmak, sadece biyolojik çeşitliliği ve hukukun üstünlüğünü korumak için değil, ileride oraya çıkacak halk sağlığı sorunlarının önlenmesine de yardımcı olması açısından kritik bir adımdır."

Küresel yaban hayatı suç eğilimlerine ilişkin değerlendirmelere yer verilen raporda, gül ağacı, fil dişi, gergedan boynuzu, pangolin, canlı sürüngenler, büyük kediler ve Avrupa yılan balığı gibi öne çıkan yabani türlerinin yasa dışı ticareti de detaylı incelendi.

Buna göre, 2016-18 arasında fil dişinden yıllık 400 milyon dolar, gergedan boynuzundan ise 230 milyon dolar yıllık yasa dışı gelir elde edildiği tahmin ediliyor.

Ayrıca 2016'da 4-5 bin kaplanın vahşi doğada yaşadığı ancak bu rakamın 3 katının ise esaret altında olduğu ve yasa dışı ticaret için kullanıldığı belirtiliyor.

Tropik parke ve keresteye olan talebin son yirmi yılda önemli ölçüde artış gösterdiğine işaret edilen raporda, Afrika gül ağacı başta olmak üzere çeşitli tropik sert ağaçların ticaretinin 2018'de 3 milyon dolar seviyesine yükseldiği kaydedildi.

UNODC Başkanı Ghada Fathi Waly, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, yaban hayatına yönelik küresel organize suç ağlarının işledikleri suçların bedelini sıradan insanların ödediğini söyledi.

Waly, raporun bu tehdidin uluslararası gündemin ön sıralarına çekilmesi için önemli bilgiler verdiğine değinerek, "Rapor, hükümetlerin gerekli mevzuatı benimsemesine destek vermesine ve yaban hayatı suçlarıyla mücadele için gereken kurumlar arası koordinasyon ve kapasitelerin geliştirilmesine yardımcı olabilir." dedi.

Haber Ara