Dolar

32,5685

Euro

34,8697

Altın

2.435,88

Bist

9.645,02

Bu canavarları siz doğurdunuz!

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-06-27 19:13:24

Bu canavarları siz doğurdunuz!

Türkiye, 24 Haziran akşamından bu yana belli bir kesimin akıl tutulmasına şahitlik ediyor. Devletin iki kurumu olan Yüksek Seçim Kurulu ve Anadolu Ajansı eliyle paylaşılan seçim sonuçlarının doğruluğundan aslında herkesin emin olmasına rağmen seçim sandığı üzerinden koparılamayan fırtına sosyal medyada yağmur, çamur, dolu olup şimdiye kadar fırtınayı koparmak isteyenlerin üzerine yağıyor.

MUHARREM İNCE'NİN ‘ŞİZOFRENLER'İ KİMİN ESERİ?

Seçim meydanlarında, 50 bin avukata 24 Haziran akşamı için cübbeleriyle beraber YSK önünde hazır olmaları çağrısında bulunan Muharrem İnce'den seçim akşamı haber alınamıyor. Seçmeninden iki çift kelamı esirgeyen İnce, o akşam ortalıktan kayboluyor. Ne oluyorsa ondan sonra oluyor; sosyal medyada ‘‘Muharrem İnce kaçırıldı mı, tehdit mi ediliyor, eşine bir şey mi oldu'' soruları havada uçuşuyor. İnce, kendi yandaş gazetecisine konuşuyor ve tek söylediği ‘‘Adam kazandı'' oluyor. Ertesi gün ekran başında kendi seçmenine ‘‘Şizofren'' diyebilecek kadar ağır bir siyasi travma yaşıyor.

İyi ama bu canavarı kim doğurdu?

CAHİLLİK PARAYLA DEĞİL!

İsmail Küçükkaya ve Fatih Portakal, İnce ve CHP seçmeniyle yaşadıkları sürtüşme sonrası ‘mağduruz' türküsü tuttururken, yayın yönetmenleri Doğan Şentürk, AA'nın seçim akşamı yaptığı yayıncılık başarısını methediyor. Her seçimde muhalefet partileriyle birlikte seçimlerin esas kaybedeni niteliğindeki Amerikan FOX TV erkenden tornistan yapıp durumu düzeltmeye çalışıyor. Ama 24 Haziran'ın günler öncesinde ‘Millet Ajansı' adında ne olduğu belirsiz bir ajans üzerinden seçimleri duyuracağını söyleyen Sözcü gazetesi, o günden bu yana söz konusu ajansın adını bile zikretmiyor. Çünkü refiki Halk TV de seçim akşamı milyonlarca Kemalist'in duygularını sömürmekle, İnce'ye rağmen İnce'nin, CHP'ye rağmen CHP'nin zaferini ilan etmekle meşguldü.

Daha öncesinde seçim sabahı, milyonların sandıklara aktığı saatlerde eskinin yazarı Ruhat Mengi, ‘'CHP'nin kazanacağı ilçelerde uçan mühür icat etmişler. O mühürleri vereceklermiş' diye bir yalan uyduruyor. Anında binlerce insan RT yapıyor. Cahillik parayla değil ya; RT yapanlar arasında Kadri Gürsel bile var.

SEVİLAY YILMAN DA MI YANDAŞ, HAVUZ GAZETECİSİ?

Bu köşede saydıklarım içinden belki de en masumu Sevilay Yılman; İnce'nin seçmenlerinden ve Kılıçdaroğlu'na muarız! 23 Haziran günü Muharrem İnce, bütün kampanya dönemi boyunca yaptığı gibi ''Bu mitingi hiçbir kanal vermiyor. Çünkü iktidardan korkuyorlar'' propagandası yaparken; hanımefendi, -biraz da çalıştığı kurumu koruma güdüsüyle olsa gerek- televizyon ekranının görüntüsünü çekip Muharrem beyi de mentionlayarak twitterdan paylaşıyor. Oysa hangi kanalı açsak Muharrem İnce çıktı karşımıza ve biz o anda ''Bu mitingi yayınlamayan yandaş kanallara sesleniyorum!..'' nidalarını işittik.

Yine Sevilay Yılman, bu kez seçim gecesi Tuncay Özkan'ın gadrine uğruyor. Yılman, ''Kulis aldım; Kılıçdaroğlu istifa edecek'' diyor; Özkan –koltuğunu korumak için olsa gerek- cevap veriyor: ''Yandaşlar, havuz gazetecileri!..''

Çünkü en kolayı bir gazeteciye ‘yandaş gazeteci' etiketini yapıştırmaktır.

İSMAİL SAYMAZ KORKTU MU?

Son zamanlarda vesikalık yüzü Halk TV ekranlarında, Hürriyet'in birinci sayfasından daha fazla görülen İsmail Saymaz, seçim öncesi yaptığı algı operasyonları sandık duvarına toslayınca ‘‘Yanıldım, özür dilerim'' diyor, takip eden ikinci mesajında ‘‘Arkadaşlar, korkudan ötürü yazmış değilim. Korkudan ötürü yazacak biri de değilim'' deme gereğini hissediyor. Niye, tahmin etmek zor değil! Çünkü gelen mesajlar taraf değiştirip değiştirmediğini sorguluyordu.

Ama mesela İzmirliliği fazilet bilen Yılmaz Özdil, 23 Haziran ile 25 Haziran arasında 180 derece dönüş mahareti sergileyip dün övdüğünü bugün yeriyor; ama halen köşe yazabiliyor.

NE DARBEYİ BEĞENDİLER, NE SEÇİMİ…

Ülkede darbe yapılır, darbeyi beğendiremezsiniz. Dünyanın hayranlıkla izlediği seçimler yapılır, seçimleri beğendirmezsiniz. Nereden çıktı bu kadar canavar? Kim doğurdu bu kadar ‘‘şizofren''i?

Kutuplaştırılmış ülkelerde bir şey anlatmak zordur. Ama yaptığınız haberlerle, verdiğiniz demeçlerle, çıkarttığınız gazetelerle bu kutuplaşma manzaralarını tırmandırmak yerine insanları biraz olsun akl-ı selime davet ederseniz sadece ülke kazanmaz, siz de kazanırsınız.

ESERİNİZLE ÖVÜNÜN!

Muharrem İnce, tıpkı genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi yıllardır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Partilileri bu kadar ‘öcü'leştirmeseydi bu manzara yaşanmazdı. CHP yetkilileri yıllardır seçim güvenliğine gölge düşüren ‘Sandıkta hile var' algısını topluma bu kadar güçlü işlemeseydi 24 Haziran akşamı Muharrem İnce'nin kabusu olan şizofrenler doğmazdı. Fatih Portakal, şehir hastanelerini hedef alan o yalan haberi yaptırmasa insanlar da yalanlara bu kadar sahici inanmazdı. İsmail Saymaz, ‘Halk Arenası'nda Uğur abisiyle bu kadar kaptırmasaydı kendisini, seçim sonuçlarını daha doğru tahmin edebilirdi belki!..

Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu, Tuncay Özkan yine siyaset sahnesinde olacak; Fatih Portakal, İsmail Küçükkaya yine programlarına devam edecek, Ruhat Mengi yine bulduğu her vesileyle yalan haberler yayacak.

Ve bir kesimin beynini böyle yıkamaya devam edecekler.

Bu canavarlar sizin eseriniz! Eserinizle övünün…

 

Haber Ara